Babalar ve Çocukları

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Volkan Taha Şeker

Şüphesiz ki en büyük ve çoğu zaman da emeksiz kazanımlardan biridir babadan kalanlar.
Mülk, nasihat, zanaat,
Hele ki padişahlık…
Bir de bunların içinde en tehlikeli, bir o kadar da önemlisi sanat; Babadan kalma sanatçılık…
Bir başka ifadeyle, sanatçı babanın (sanatçı olduğunu zanneden) çocuğu…
‘En önemli’ çünkü bir yaratının devamı mahiyetinde büyük rol oynar, baba sanatının devamı…
‘Tehlikeli de’ öyle ki babadan sonra inşa edilen baba sanatında, kendini sanatçı sanmak var, serde…
Babalarının çocukları son yıllarda, tiyatrolarda daha hızlı pörtlemeye başladı. Kimilerinin babadan kalma sabit sahneleri de var.
Popülerler.
İyi paralar kazanıyorlar.
Ancak ortada ne sanat var, ne de sanatçılık.
Salt bir soyad…
O ya da bu diyerek hedef göstermeye gerek yok. Aklıma gelen 30’a yakın isimden 25’inin böyle olduğunu gördüm de, dert oldu. Sayıları az da olsa, “boynuz kulağı geçti” dedirtecek başarılı çocuklar da var.
Bir de eski üstatların, özel tiyatro sahibi olmayan çocukları var. Onların bir kısmı da yerleşik Devlet Tiyatroları ya da Şehir Tiyatroları’nda çalışıyor.
Bu kişiler, soyadsız konservatuar mezunları gibi uzun yıllar sürünmediler, bu iki kurum kapısında.
Hazırlamış oldukları özgeçmiş belgelerini, amca ya da ağabey dedikleri genel sanat yönetmenlerine sunmaları yeterli oldu, kadro kapmaca oyunlarında.
O evraktaki tek referansları da soyadları.
Bunların sayısı az değil, adeta ordu…
Fırsat eşitliği büyük söz ama kimi yerlerde içeriği boş kalıyor…
Açılmamış goncaların ezildiği, tiyatroda kadrolaşma anlayışımız var.
Bilinçli tiyatro seyircisi bazı şeylerin farkında ancak ağırlıklı seyirciler, popüler olanlar.
Yazının başında kullandığım ‘zanaat’ kelimesi, ‘sınaat’ kelimesiyle eşanlamlı.
Sına ve at…
Zanaatla uğraşan ve başarısız olan kişi, ünlü bir ustanın çocuğuysa bile alaşağı ediliyor ve adeta ismi gibi atılıyor.
Sanatta öyle mi?
Babaları sayesinde sanata bulaşıp da başarılı dahi olmadan para kazanma amacında olan insanların sayısı yadsınabilir mi?
Babalarının çocukları!
Bunların, padişah çocuklarından hiçbir farkı da yoktur.
Eleştirdikleri dikta gibidirler ve bir köşe kapabilme uğruna köşebentleri kırarlar, köşedekileri katlederler.
Ne mutla onlara ki, onlar için bir köşe yazısı dahi yazılabiliyor.
Somut,
Dokunaklı,
Alaşağı !
Işık ve Sevgiyle.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Volkan Taha Şeker

2 yorum

  1. Bence bunun yanısıra babalarının çocukları olan kişilerin de sanata olan yeteneksiz tavırları ortaya çıkınca babaları tarafındanda çocuk yaşlarda başka dallara yönlendirilmesi lazım. Mesela Uygur Tiyatrosu oyuncuları bunu güzel yapıyor ve onların oyunları da güzel ve ne yapsanız da başka bir meslek yapamazlar gibime geldi ama bazen rutin de olabiliyor yaptıkları….. yazıyı okuyan babalarının çocukları eminimki utanacaktır.

  2. ömercan ağca Tarih:

    paylaşımınızı çok severek ve keyifle okudum. çok iyi ve haklı bir saptama olduğu düşüncesindeyim…

Yanıtla