Drama ve Yaratıcılık Etkinlik Örnekleri

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Bu çalışma psikolojik ve rehberlik danışmanı Barış Sezgin tarafından yazılmış ve Bülent Sezgin editörlüğünde hazırlanan Doğa Koleji’nde Oyun-Drama-Tiyatro Etkinlikleri Müfredat Çalışması adlı kitapta yayınlanmıştır. Yazardan izni alınarak yayınlanmıştır.

“İnsanlara hiçbir şeyin nasıl yapılması gerektiğini söylemeyin. Yapılmasını istediğiniz şeyin ne olduğunu söyleyin ve yaratıcılıkları ile sizi nasıl hayran bırakacaklarını görün”. G. S. Patton

Jules Verne’nin yazdığından yaklaşık yüz yıl sonra varisleri onun hayalini gerçekleştirdi: “Ay’a Yolculuk” yaptı: İnsanoğlunun “Uzay 1999” dizisindeki uzay kolonilerini kurmak için 1999’a kadar bekleyecek sabrı yoktu. Bir zamanlar hayal gibi görünen bu düşünce için ilk temeller atıldı. Öğretmeni ceza olarak Gauss’tan 1’den 100’e kadar bütün sayıları toplamasını istediğinde Gauss farklı bakış açısıyla daha önce kimsenin görmediği ilişkiler zincirini gördü. Öğretmeni ona inanmasa da ölümsüzleşti Gauss. Söz konusu bu hayaller ve gerçekleştirilemeyen daha pek çokları kuruldukları dönem için “farklı”ydılar. Tıpkı şimdilerde, küçük çocukların bize anlattıkları ve bizlere gerçekleştirilmesi olanaksız gibi gelen pek çok hayalin de yıllar sonra gerçekleşeceği gibi.

Herkesin gördüğünü görmek ancak daha önce kimsenin düşünmediğini düşünmek ve daha önce hiç kimsenin yapmaya kalkışmadığını yapmak… Başka bir deyişle, hayatı güzelleştirmek adına risk almak… Bunlar şu yetmiş yıllık hayatımızda çok erdemli şeyler bence. Bakın işte; bu konuyu seçmem için bir tetikleyici unsur daha. Yaratıcı bireyin özelikleri nelerdir? Meraklıdır, temel sorunlarla ilgilidir, enerjiktir, espritüeldir, olaylara kalabalığın baktığı bakış açısından farklı bakar, sanat ve bilime karşı ilgilidir, sıklıkla düzene ve kurallara uymak istemez, bilgileri doğrudan kabul etmek yerine sorgular, hayatı sorgulayan bir kişilik yapısı vardır. Bu değerlerin altı haftalık bir süreçte bir insanın kişilik yapısına işlenebilmesinin olanaksız olduğu bir gerçekti. Ama hiç olmazsa öğrencilerimde bu değerleri uyandırmak bile benim için çok önemliydi.

İçeriğin hazırlanması:

Konu yaratıcılık olunca projenin de yaratıcı olması gerekiyordu. Kendi tiyatro deneyimlerimden, yaratıcılığın geliştirilmesi yolundaki en önemli adımlardan birinin araştırma yapmak olduğunu öğrenmiştim. Altı hafta gibi kısa bir zaman diliminde öğrencilerin yaratıcılığını geliştirmek istiyorsanız, sıkı bir araştırma yapmanız zorunlu gibi görünüyordu.

İlk önce “Yaratıcılık nedir?” sorusuna odaklandım. Bilim Teknik dergisinin internet sayfasında “yaratıcılık” üzerine bir tarama yaptım. Şubat 97 sayısında yaratıcılık üzerine bir makale vardı; “Sınır Tanımayan Güç Yaratıcılık”. Bu makale yaratıcılık değerinin insan hayatı için ne kadar önemli olduğunu vurgulamış. Tarih boyunca sanat ve bilimde üretilmiş yaratıcı eserlerin ve bilgilerin gelişim süreçlerine değinmiş. Zekâ ile yaratıcılık arasında doğrusal bir ilişki olmadığını ifade etmiş. Bir bireyin yaşam sürecinde, yaş gruplarına göre yaratıcı düşüncenin gelişimini ve eğitim kurumlarında yaratıcılığın nasıl geliştirilmeye çalışıldığını anlatmış. İnternet aracılığı ile ulaştığım ikinci makale de General George S. Patton tarafından kaleme alınmış “Yaratıcılık Nedir?” makalesiydi. Makalenin adından anlaşılabileceği gibi makale yaratıcılığın insan hayatında ne anlama geldiği sorusunu cevaplamaya çalışmış. Üçüncü makalem ise Chicago Üniversitesi’nde psikoloji ve eğitim dalında öğretim üyeliği yapan Mihaly Csikszentmihaly tarafından kaleme alınmıştı. Makalenin adı” Yaratıcı Düşünce” idi. Makale, yaratıcı düşünceyi tanımlamış ve geliştirilmesi yönünde yapılabilecekleri anlatmaya çalışmış. Ben makalenin bu kısmından şu dersi çıkardım: Eğitim ortamı olabildiğince özgür olmalı çünkü baskı ve korku yaratıcılığı engelleyebilir. Mihaly Csikszentmihaly yaratıcılığı kelime akıcılığı, çağrışım akıcılığı, ifade akıcılığı ve fikirsel akıcılıkla ilişkilendirerek ve bu dört akıcılığı sağlamanın yolunun esnek bir eğitim sisteminden geçtiğini söylemiş. Yaratıcılığı engelleyen ve destekleyen özelliklerden ve yaratıcılık-zekâ ilişkisinden de bahsetmiş. Ona göre de yaratıcılık ve zekâ arasında doğrudan bir ilişki bulunmuyor. Dördüncü makalem ise Benal İnceel’in Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Ana Bilimdalı’nda hazırladığı doktora tezi. O da yaratıcılığın bir kavram olarak irdelenmesine ve ölçülmesine odaklanmış.

Tüm bu makaleler, genel olarak yaratıcılığın nasıl bir değer olduğuna açıklık getirmeye çalışarak hayatımızın her alanında yaratıcılığın yer aldığını iddia etmekteler. Yaratıcılık çok geniş bir kavramdır. Bu makaleler yaratıcılık kavramını biraz daha tanımama ve kafamda şekillendirmeme yardım etti diyebilirim. Ancak çocuklara teorik değil pratik yaptırmam gerekiyordu. Bu yüzden de cazip etkinlikler ve oyunlar bulmam gerekiyordu. Bu noktada da imdadıma Cynthia MacGregor’un “Yaratıcı Bir Çocuk Yetiştirme” adlı kitabı yetişti. Projemi şekillendirmemde bana rehberlik eden bu kitabın içinde çocuğun yaratıcılığını geliştirmesine yönelik zevkli ve eğlenceli oyunlar ve etkinlikler vardı. Bu oyunlar sözlü anlatım, şiir, güzel sanatlar, resim, yazma gibi farklı alanlardan seçilmiş ve bu farklı alanlarda çocukların yaratıcılık duygusunu tetiklemeye çalışmış.

Projenin amaçları:

Program boyunca öğrencilere yaptırdığım yaratıcığı geliştirme etkinlikleri özünde şu amaçları barındırıyordu:

  • Özgürce ve esnekçe düşünebilmeye teşvik etmek.
  • Yaratıcılık duygusunun sadece sanat ve bilim alanlarında değil hayatın her alanında gerekli bir değer olduğu hususunda farkındalık sağlamak.
  • Yaratıcıklarını dışarıya vurmaları için kendilerine güven duymalarını sağlamak
  • Farklı olmanın verdiği hazzı onlara tattırabilmek.
  • İçlerinde var olduğuna inandığım yaratıcılık duygularının farkına varmalarını sağlamak.
  • Yaratıcı olmayı istemelerinin, onların yaratıcı duygularını kamçılayacağını göstermek.
  • Bir grup gibi davranmalarının onların yaratıcı duygularını geliştirebileceğini onlara hissettirmek.
  • Önlerine çıkabilecek engellere farklı çözümler bulabilmelerini sağlamak.
  • Meraklı olabilmelerini sağlamak.
  • Hayal güçlerini zenginleştirmek.

Projenin Süresi ve Katılımcılar :

Proje staj yaptığım okul olan Özel Şişli Terakki Lisesi’nde, cuma günleri saat 13.00’da sosyal etkinlik dersinin olduğu saatlerde, haftanın bir günü 40 dakika olmak üzere altı oturum olarak planlandı. Etkinlikler ders saatine sığdırılamadığından 2. 3. ve 5. oturumlarda teneffüslerden 5–10 dakika kadar süre alındı. Grupta 4 erkek, 4 kız olmak üzere toplam 8 öğrenci vardı. Katılımcıların yaş ortalaması dokuzdu. Sekiz öğrencinin hepsi de ilköğretim 3.sınıf olmasına rağmen hepsi ayrı şubelerdendi. Çok samimi olmamalarına rağmen birbirlerini iyi tanıyorlardı. Bütün katılımcılar farklı konularda olsa da daha önceden grup çalışmasına katılmışlardı. Çalışmalar oyun odası ve çok amaçlı odalarda yapıldı.

Oturum 1

Bugün öğrencilerimle ilk buluşmamızdı. Kendimi tanıttım. Adımı bir kartona yazdım ve o karton bütün oturum boyunca önümdeki sehpanın üzerinde durdu. Öğrencilerden de adlarını verdiğim kartonlara yazmalarını istedim. Sehpanın üzerini odanın krokisi varsayarak, kartonlarımızı oturma planına göre koymaya çalıştık. Bana “Stajyer ne demek?” gibi sorular sordular. Ben de onlar gibi öğrenci olduğumu ama çok yakın bir zamanda psikolojik danışman ve rehber olacağımı söyledim. Yapacağımız grup çalışmasının yaratıcılıkla ilgili olacağını söyledim. Yaratıcılığın ne demek olduğunu onlara sordum. Tam bir tanım yapamasalar da imgesel bazda yaratıcılığın ne demek olduğunu biliyorlardı. Yaratıcılık Dewitt Jones’a göre, sıradan bir şeyin sıradan olmayan biçimde farkına varmaktır. Bu üst başlık altında, yaptığım arka plan çalışmalarından aldığım yaratıcılık tanımlarını basitleştirip öğrencilerime anlattım. Öğrencilerin kafasındaki yaratıcı kişi imgesi sanatçılardı. Gerçek sanatçıların yaratıcı insanlar olduğu kesindir, ama yaratıcılık sadece sanatçılara has bir özellik değildir. Bu bakış açısını çocuklara anlatmaya çalıştım. Örneğin onlara Galatasaraylı Hagi’nin ya da Fenerbahçeli Alex’in iyi futbolcu olup olmadığını sordum. Bilenler çok iyi futbolcu olduğunu söylediler. Neden onun diğerlerinden daha iyi olduğunu sordum. Attığı gollerin ve pasların diğer futbolculardan daha güzel olduğunu söylediler. Ben de onlara işini diğerlerinden daha farklı, daha yaratıcı yaptığını söyledim. “Yaratıcılığımızı kullanarak çok güzel yemek yaparız, çok güzel resim yaparız, çok güzel şiir yazarız, çok güzel espriler yaparız, çok güzel goller atarız” dedim. Onlardan da eğer yaratıcılıklarını kullanırlarsa, neler yapabileceklerini söylemelerini istedim. “Çok güzel ödevler yaparız, çok güzel yalan atarız, çok güzel müzik çalarız, çok güzel takla atarız” gibi değişik cevaplar geldi. Eğer yaratıcılığımızı geliştirirsek hayatta karşılaşacağımız sorunlara hızlı ve etkili çözümler bulabileceğimizden bahsettim. Onlara “Sadece yaratıcı olmak yetmez, bunun ortaya çıkmasına izin vermek gerekir.” dedim.

Yaratıcılığa gereksinim duyanlar sadece yukarıda bahsettiğim gibi yazarlar, bilim adamları, sanatçılar değildir. Yaşamda yeni adımlar atmak isteyen herkesin yaratıcılığa ihtiyacı vardır. Yaratıcılık boya fırçası kullanan bir ressam için gerekli olduğu kadar, futbol oynayan bir futbolcuya da, evde yemek yapan bir insana da veya projesini hazırlayan bir öğrenciye de gereklidir. İnsanın yaşamında bu kadar gerekli bir değeri, kişilik inşa etme sürecinde olan ilköğretim öğrencilerine tanıtmak, benim için hayatım boyunca unutamayacağım bir deneyim olabilirdi

İnsanın her anında gerekli olan yaratıcılığa “bazılarımız diğerlerinden daha yeteneklidir” fikriyle yaklaşılmasına kesinlikle katılmıyorum. Bence herkesin içinde yaratıcılık vardır ama önemli olan bireyin çevresel faktörlerinin onun yaratıcı yeteneklerinin ortaya çıkmasına izin vermesidir. Başka bir deyişle, çevresel faktörler bir insanın yaratıcılığını bastırabilir veya o insanın yaratıcılığını dışa vurmasına yardımcı olabilir. Bu konuyu seçmemdeki önemli nedenlerden biri de buydu: Belki ben de yardımcı bir çevresel faktör olabilirdim ve bununla gurur duyabilirdim.

Etkinlikler

1. Gruba isim verme

Amaç: Grup içi samimiyeti arttırmak ve grup içinde takım ruhu oluşturmak.

Uygulama: Grubun altı haftalık bir çalışma yapacağını söyledim. “Madem yaratıcılıkla ilgili bir çalışma yapıyoruz grubumuza yaratıcı bir isim bulmalıyız” dedim. Herkese biraz düşünme izni verdim. Sonra önerileri aldım. “Zeki Çocuklar, Haylaz Yaramazlar, Değişik Düşünenler” gibi öneriler geldi. Ama en güzel öneri grubumuzun “Kronik Talker”ından geldi; “Küçük Mağaradaki Yaratıcı Çocuklar”.

Süre: 3 Dakika.

2. Grup kurallarını koyma ve “Kuralına sahip çık” oyunu

Amaç: Grupça, interaktif bir şekilde grup kuralları koymak. Kendi koyduğumuz bu kurallara sahip çıkmak.

Uygulama: Öğrencilerime, “Eğer beraberce grup kuralları koyarsak yaratıcılık faaliyetlerimizi en etkili şekilde ortaya koyabiliriz” dedim. İlk kuralı koymak için onlardan izin istedim, verdiler. Onlardan proje boyunca birbirimize saygı göstererek birbirimizi dinlememiz gerektiğini söyledim. Ayağa kalktım ve elimi sehpanın üzerine koydum. Kabul edenlerden ellerini sehpanın üzerine koymalarını istedim. Hepsi hemen kalkarak ellerini elimin üzerine koydular. Belliydi ki bu onların hoşuna gitmişti. Onlara grup kurallarını düşünmeleri için süre verdim. Çocuklar daha önceden de grup çalışması yaptıkları için zaten bu kuralları ezbere biliyorlardı. Bunu tahmin ettiğim için herkesin bir kuralı olmasını istedim. Bu kural çiğnendiğinde kuralın sahibinin kuralı kibarca hatırlatmasını istedim. Ben de 1. oturumdan hemen sonra kimin kuralının ne olduğunu kâğıda yazdım. Stratejim şu olacaktı: Grup kurallarının çiğnendiği yerlerde kuralın sahiplerini harekete geçirecektim. Oyunun adını da, “Kuralına Sahip Çık” koyduk.

Süre: 10 dakika

3. Ad ve soyadından hikâye oluşturma

Amaç: Çocukların hem arkadaşlarının isimlerini öğrenmesini hem de arkadaşlarının isimlerindeki harflerden mümkün olduğu kadar çok yaratıcı hikâye ismi türetmelerini sağlayabilmek.

Uygulama: Öğrencilerin oyunu daha iyi anlayabilmelerini sağlayabilmek için ben daha önceden bir örnek hazırlamıştım: Barış Sezgin, hikâyenin adı; “Büyük Solucan”. Oyun basitti: Adın ve soyadın baş harflerini kullanarak olabildiğince çok ve yaratıcı hikâye isimleri oluşturabilmek. Sekiz kişilik grubu üç dakika süresince ikişerden dört gruba ayırdım. Onlara verdiğim kâğıtlara hikâye isimlerini yazmalarını istedim. Düşünme süresi bittikten sonra ilk önce herkes eşinin adını söyleyecekti sonra da kâğıtları gösterecekti. “Damdaki Şapka, Cılız Arkadaşım, Doğu İbresi, Damdaki Şempanze, Cin Üşümüş, İlayda Çarşısı, İskandinav Çorbası, Maratoncu Sütçüler, Mantom Sümüklendi, Maskara ve Şaskara” gibi yaratıcı ve mizahi sayılabilecek hikâye ismi önerileri geldi.

Süre: 10 dakika

Kaynak: Bu oyun Cynthia MacGregor’un “Yaratıcı Bir Çocuk Yetiştirme” kitabındaki bir oyundan uyarlanmıştır.

Oturum 2

Etkinlikler:

1. Şekilleri genişletme ve isim koyma

Amaç: Bir önceki oturumda yapılan isim türetme ve sıradan şekillerden yaratıcı resimler çıkarma oyunlarını birleştirmek ve pekiştirmek.

Uygulama: Boş bir kâğıdı altı kareye böldüm. Her kareye sıradan bir şekil yerleştirdim. (yarım daire, “H” harfi, üçgen, “T” harfi, kesik çizgiler ve tam bir çizgi)

Öğrencilerden, ilk olarak, bu sıradan şekilleri farklı, orijinal resimler haline getirmelerini istedim. Sonra da bu resimlere isim koymalarını istedim. Özellikle bir öğrencinin üçgenden yaptığı “etek giyen füze”yi ve “ters insanını” veya bir başka öğrencinin çizdiği “yürüyen dağlarını” çok yaratıcı bulduğumu söyleyebilirim.

Süre: 10 dakika

Malzeme: Kâğıt ve boyama kalemleri.

2.Reklâm oyunu

Amaç: Eğlenceli bir şekilde çocukların hem yaratıcı yazarlığını geliştirmek, hem de reklâmların nasıl hazırlandığına dair bir düşünme sürecine girmesini sağlamak.

Uygulama: Neyin reklâmının yapılacağını birkaç gün düşündüm. Evimizde dışı metal kaplama ve rengârenk boyanmış çok güzel ses çıkartan bir “shaker” (müzik aleti) vardı. Bu müzik aleti hem göze hem kulağa hitap ettiği için, çocuklara imgesel anlamda bir zenginlik sunabileceğini düşündüm. İkinci olarak da, Beşiktaş’taki bir hediyelik eşyacıya gidip çocukların reklâmını yapmak isteyebileceği nesneyi araştırdım. Çok sevimli bir köpek biblosu vardı. Çocukların bu köpeği bir yardım kuruluşu çatısı altında satabileceklerini düşündüm. Böylece ikinci ürünümüz de köpek oluvermişti. Etkinliği öğrencilere anlattım ve onlardan yaratıcı, çekici sloganlar bulmalarını istedim. Anladığım kadarıyla bu çalışma öğrencilerin oldukça hoşuna gitti. Sloganları beyaz kâğıtlara yazdılar. Her slogandan sonra slogan sahibini alkışladık, alkışı alanlar da kendine özgü bir selamla gruba selam verdi. Çocukların alkışlanarak ödüllendirilmesi gruba pozitif yönde etki yaptı.

Süre: 10 dakika

Malzeme: Beyaz kâğıt, biblo köpek, shaker, boyama kalemleri.

Kaynak: Cynthia Mac Gregor’un “Yaratıcı Bir Çocuk Yetiştirme” kitabı.

3. Resim tamamlama:

Amaç: Grup üyelerinin verilen anlamsız şekillere bütünlük kazandırmasını ve resimlerini çizmede, hikâyelerini yazmada hayal güçlerini ortaya koyabilmelerini sağlamak.

Uygulama: Öğrencilere, bir pencerenin içindeki ufak bir bölümü çizilmiş ve ne olduğu belirsiz olan resmi verdim ve bu resmi bütünlemelerini istedim. Sonra da hikâye yazmaları için ayırdığım yere resimlerin öykülerini yazmalarını istedim. Bir öğrencinin dinozor çizeceğini söylemesi diğer öğrencileri de etkilemiş olsa gerek çünkü çıkan ürünlerin çoğu dinozora benzeyen veya imge olarak onu andıran hayvan resimleri oldu. Gerçi hikâyeleri oldukça yaratıcıydı. Özellikle bir öğrencinin çizdiği “Gagalı İnek” hem çok komikti hem de çok yaratıcıydı.

Süre: 15 dakika.

Malzeme: Boyama kitabı, resim tamamlama alıştırma kitabı.

Kaynak: T. T. Tüzün’ün, ED 496 alan dersi projesi, 2000.

Oturum 3

Etkinlikler:

1. Kim ne düşünüyor?

Amaç: Öğrencilerin resimdeki imgelerden hareketle, resimdeki karakterlerin ne düşündüğü hususunda sonuçlar çıkarabilmesini sağlamak.

Uygulama: Öğrencilere içinde birer taneden olmak üzere iki farklı resim verdim. Yapmaları gereken şeyi söyledim. “Resimlerdeki karakterler olay anında ne düşünüyor olabilir?” diye sordum. Öğrencilerimden biri olanları diyalog halinde yazıp yazamayacağını sordu. Ben de diledikleri gibi yazabileceklerini söyledim.

Süre: 15 dakika.

Malzeme: Kalem ve “Ne düşünüyor?” alıştırma kâğıdı.

Kaynak: Cheney&Bockwoldt, 1994.

2. Çılgın balonlar oyunu

Amaç: Çocukların hayatlarında eğlenceli bir yeri olan balonların üzerine hayal güçlerini kullanarak yeni şekiller çizmeleri ve yeni balonlar dizayn etmelerini sağlayabilmek.

Uygulama: Öğrencilerime açık renkte balonlarla koyu renkli markörler verdim. Onlardan şu an onları en çok güldürecek çılgın balonları çizmelerini istedim. Öğrenciler balonlar inikken istediklerini çizdiler ancak nefesleri yetmediği için bütün balonları ben şişirdim. Ortaya çıkan yeni balonlar onların hayal gücünü açığa çıkarıyordu.

Süre: 10 dakika

Malzeme: Balon ve markör.

Kaynak: Cynthia MacGregor’un “Yaratıcı Bir Çocuk Yetiştirme” kitabı.

3. Ayna imajı oyunu

Amaç: Öğrencilerin vücut dilindeki farklılıkları bularak yeni ve farklı vücut postürlerini keşfetmelerini sağlamak.

Uygulama: Sekiz kişiden ikişerli dört grup kurdum. Öğrencilerime aynada yazılanların ters okunduğunu bilip bilmediklerini sordum. İkisi bilmediklerini söylediler. Bunun üzerine yanıma getirdiğim aynaya, boş bir kâğıda yazdığım “İyi tatiller” yazısını tuttum ve onlara okuttum. Bu iki öğrenci sağdaki harflerin sola geldiğini anladı. Bunun üzerine ben de “Eğer karşıdaki arkadaşın sol elini kaldırıyorsa senin de sağ elini kaldırman lazım” dedim. Oyun boyunca öğrenciler değişik şekiller yaparak eşinin bu hareketleri yapabilmesini zorlaştırmaya çalıştı. Bu zor şekilleri yapmaya çalışmaları onları yaratıcı bir düşünsel sürecin içine soktu.

Süre: 5 dakika

Kaynak: Fosre, B. Dellinger, A. House, S. A. Hudson, S. C. Weems, J. E & Mc Lean, M. G.(1988). Creative science for young children. Fooling with mirrors (sayfa 22), İllinois: The Child’s World, Inc.

Oturum 4

Etkinlik

1. İp oyunu

Amaç: Çocukların kafasında basit bir hortumun veya ipin nasıl kullanılabileceğine dair merak uyandırmak ve yaratıcı düşüncelerini yazmalarını sağlamak.

Uygulama: İlk önce hortumu çocuklara gösterdim. “Bu hortumla neler yapılabilir?” diye sordum. Çocukların ne yapılabileceğini hortum resminin altına yazmalarını istedim. “İp atlanabilir, banyo yapılabilir, eşek şakası yapılabilir, boğa yakalanabilir, yangın söndürülür, araba çekilebilir, meyve ve sebzeler birbirinden ayrılmasın diye birbirine bağlanabilir, köpeklere tasma yapılabilir, tuzak kurulabilir, dağa çıkılabilir, kovboyculuk oynanabilir, kıyafet yapılabilir, basket potası olarak kullanılabilir, eski öğretmenime hediye edilebilir, solucan saklanabilir, hortum savaşı yapılabilir” gibi çok güzel, komik ve yaratıcı cevaplar geldi.

Süre: 10 dakika

Malzeme: Kâğıt ve kalem.

Kaynak: T. T. Tüzün’ün ED 496 alan dersi projesi, 2000

2. Kişi, eylem, mekân

Amaç: Çocukların rasgele çektikleri kişi, mekân, zaman kiplerini yaratıcı bir şekilde birleştirerek yaratıcı bir yazma çalışması içine girebilmesini sağlamak.

Uygulama:

No Eylem Yer Kişi

1

göbek atar ayda Bir dilenci
2 aşık olur denizlerin fersah fersah altında Bir şövalye
3 yemek yer karlı bir dağda Bir robot
4 uyur çölde Bir taksici
5 ödev yapar Ali Sami Yen Stadyumu’nda Haylaz bir çocuk
6 bisiklet sürer Taksim Meydanı’nda Bir martı
7 yüzer kaygan bir buz pistinde Bir balık
8 saçını kestirir erik ağacının dalında Bir inek

Projeye uygulamadan önce yukarıdaki tabloyu hazırladım. Çocuklardan sırayla birden sekize kadar üç tane sayı söylemelerini istedim. Çıkan cümleleri onlara verdiğim beyaz kâğıtlara kaydetmelerini istedim. “Bir balık Ali Sami Yen Stadyumu’nda âşık olur” gibi cümleler ortaya çıktı. Öğrencilerden istediğim şuydu: Cümlede geçen olayın doğrultusunda bir hikâye kurmaları. Örneğin, balığın nasıl Ali Sami Yen Stadyumu’nda âşık olduğunu anlatmalarını istedim. Bu etkinliği yaparken çok eğlendik. Çocukların yaratıcılığını ortaya koyabildikleri bir etkinlik oldu.

Süre: 15 dakika

Malzeme: Kâğıt-kalem.

Kaynak: Cynthia MacGregor’un Yaratıcı Bir Çocuk Yetiştirme kitabındaki “Çanaktaki Öykü” oyunundan uyarlanmıştır.

3. “Gibi” oyunu

Amaç: Öğrencilerin, yaratıcılıklarını zorlayarak benzetme kurmalarını sağlamak ve anlamlı bir şekilde boşlukları tamamlamasını sağlamak.

  1. … gibi masmavi
  2. … gibi korkunç,
  3. … gibi kocaman,
  4. … gibi tatlı,
  5. … gibi kıpkırmızı,
  6. … gibi soğuk ,
  7. … gibi güçlü,
  8. … gibi komik,
  9. … gibi şişman,
  10. … gibi uzun,
  11. … gibi bilgili,
  12. … gibi yırtıcı,
  13. … gibi aç,
  14. … gibi hırçın,
  15. … gibi koca kulaklı
  16. … gibi büyük elli,
  17. … gibi koca kafalı,
  18. … gibi lezzetli,
  19. … gibi büyük gözlü,
  20. … gibi yaratıcı

Uygulama: Cynthia MacGregor’un kitabındaki “gibi” oyunundaki benzetmeleri Türkçe dil kalıplarını düşünerek değiştirdim. Sonra da bu etkinliğin dikkat ve yaratıcılık gerektiren bir etkinlik olduğunu söyleyip onları sessizliğe davet ettim. Verdikleri ürünlerden de zorlandıkları anlaşılıyordu. Buna rağmen “Gözbebeği gibi yuvarlak, Clifford gibi kırmızı, Rusya gibi soğuk, gökkuşağı gibi büyük, bizim öğretmenimiz gibi komik” gibi yaratıcı ürünler de vardı.

Süre: 10 dakika

Malzeme: Beyaz kâğıt.

Kaynak: Cynthia MacGregor’un Yaratıcı Bir Çocuk Yetiştirme” kitabındaki “Çanaktaki Öykü” oyunundan uyarlanmıştır.

Oturum 5

Etkinlik:

1. Benim güzel evim

Amaç: Öğrencilerin hayal güçlerini kullanmalarını sağlamak ve oturmak istedikleri evi zihinlerinde tasarlamalarını sağlamaktır.

Uygulama: Ben grup çalışmasına gelmeden önce kendi evimizi ve hayalimdeki “depreme dayanıklı” evi çizdim. Öğrencilerime kendi evimi ve hayalimdeki bu evi gösterdim. Hayalimdeki evi resim üzerinden onlara anlattım. Örneğin, neden evimin önünde ağ olduğunu onlara anlattım. Onlardan da çizdikleri yaratıcı tasarımları neden çizdiklerini düşünmelerini istedim. Öğrencilerimin performansı oldukça iyiydi. Kapıdan kaydırakla çıkma, evin sobasına girip duman olarak evden çıkma ve insan suratına benzeyen ev gibi inanılmaz yaratıcı tasarımlar ortaya çıktı.

Süre: 15 dakika (10 dakika çizim + 5 dakika anlatım)

Malzeme: Beyaz kâğıt – kalem.

Kaynak: Cynthia MacGregor’un Yaratıcı Bir Çocuk Yetiştirme kitabı.

2. Balıkçı acaba ne tuttu?

Amaç: Grup üyelerinin verilen ipuçlarını değerlendirerek resmi uygun şekilde tamamlamalarını sağlamak.

Uygulama: Öğrencilerime üzerinde balık avlayan bir balıkçının resminin olduğu kâğıtlar verdim. Onlardan bu adamın ne tutmuş olabileceğini çizmelerini istedim. Bir öğrenci çalışmasını diğer arkadaşlarından önce verdi. Ben de ona daha yaratıcı şeyler çizebileceğini söyledim çünkü sadece balık çizmişti. Biraz daha düşünmesi gerektiğini söyledim. Sonra o kişi çok yaratıcı olmasa da ayakkabı çizdi. Diğeri ise de bir balıkadam çizdi. Diğerleri ise atık bir varil, ölmüş bir balık, kuş tüyü vb. çizimler yaptı. Atık bir varil örneği üzerinden, çevre kirliliği temalı bir doğaçlama yaptık ve çevreyi kirletenlere karşı protest bir şarkı hazırladık. Şarkımızın sözlerini öğrenciler yazdı ve rap formunda şarkıyı söyledik.

Süre: 10 dakika

Malzeme: Boyama kalemleri ve balıkçı adam resmi.

Kaynak: Derya Utku, ED 496 alan dersi projesi, 2001.

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.