Bu çalışma Bülent Sezgin’in editörlüğünde hazırlanan Doğa Koleji’nde Oyun-Drama-Tiyatro Etkinlikleri Müfredat Çalışması adlı kitaptan yazarların izni alınarak yayınlanmıştır. Yazı Bülent Sezgin’in Drama Dersinin Yapılandırılması ve Eğitim Programı adlı araştırma yazısının bir bölümünü içermektedir.
DRAMA VE DOĞAÇLAMA İLİŞKİSİ
Drama çalışmalarının temelini oluşturan rol oynama ve doğaçlama egzersizleri hakkında genel olarak şunlar söylenebilir. Tiyatro sözlüklerinde doğaçlama şu şekilde tanımlanmaktadır: daha önceden belli bir sahne saptaması olmaksızın anında oyun oynama. Drama teorisyenleri ise, doğaçlamayı belli bir hazırlık üzerine kurulan, büyük ölçüde grup dinamiğinden yararlanılarak oluşturulan rol oynamalar, oyunlar ve benzeri süreçler olarak değerlendirmektedir. Doğaçlama, öğrenciye sosyal olaylardaki gerçeğe uygun davranışları canlandırması için fırsat verdiği gibi, gerçek yaşamda karşılaşacağı durumlara da hazırlıklı olması açısından geniş olanaklar sunar. Doğaçlama insanın davranışlarında önemli bir yönlendirici öğedir. Birbirini tanımayan iki insanın birbiriyle karşılaştıklarındaki davranışları bir tür doğaçlama olarak görebiliriz. Demek ki doğaçlama, anında ortaya çıkan bir durum olmaktan çok, belli kural ve kalıplara göre değişen, değiştirilebilen davranışlardır. Anında yaratılırmış gibi görünse de belli hazırlık süreçlerini barındırır. Çocukların oyun oynamaları da bir tür doğaçlamadır. Bu anlamda drama için “drama hayatın provasıdır” sözü kullanılmaktadır.
Drama ve tiyatro çalışmaları esnasında doğaçlama yapılırken dikkat edilmesi gereken temel durumlar şunlardır:
- Doğaçlama boyunca amaçlar akıldan çıkarılmamalıdır.
- Drama öğretmeni öğrenciye amacını söyledikten sonra, öğrenci öğretmene çeşitli sorular sorarak amacını irdelemelidir. Önemli olan öğrencinin anladığı şey konusunda yorum yapması ve kendini ifade etmesidir. Öğrenci verilen durumu zihninde tasarlamalı, rol oynamalı ve amacından sapmamalıdır.
- Öğrenci doğaçlama esnasında dikkatini birlikte rol oynadığı arkadaşlarına (partnerlerine) odaklamalıdır.
- Doğaçlama esnasında sürekli olarak yeni durumlar oluştuğu için çok dikkatli olmalı ve kısa bir süre içinde yeni durumlara kendini adapte edebilmelidir.
- Öğretmen doğaçlamanın tıkandığı noktada ön açıcı önerilerde bulunmalı ve bu yüzden de önceden tema ve konuyla ilgili ön bir fikri olmalıdır.
- Rol dağıtımında öğrencilerin ve kurgunun isteklerini dengelemelidir. Mümkünse merkezi sorumluluk almak istemeyen ya da çekingen öğrencileri merkeze kaydırmalı ve her derste değişik kişileri doğaçlama yapmaya yönlendirmelidir.
Drama çalışması merkezli doğaçlamalarda, tema anlamında, bireyler arası kişilik çatışmaları ve bireysel yaşamın vurgu aldığını görebiliriz. Ülkemizdeki drama merkezli doğaçlamalarda vurgu daha çok bireyin kendini ifade etmesi ve oyundaki diğer kişilerle empati kurmasıdır. Kurgunun nasıl geliştiği, kişiler arasındaki ilişkilerin analizi, sergilenen olaya dönük eleştirel bir yaklaşım, ortaya çıkan doğaçlamanın yorumlanması, kısacacı dramaturji önemli değildir. Ancak bu yaklaşımın kişilik gelişmesi anlamında ne kadar sağlıklı olduğu oldukça tartışmalıdır. Doğa Okulları’nda yaptığımız doğaçlama çalışmalarında dramaturji öğesi de çalışmaların vazgeçilmez bir öğesidir.
Rol oynama ve doğaçlama teknikleri:
Dramanın özü doğaçlamalara dayanmasıdır. Bu yüzden de, eğitmenler tarafından rol oynama tekniklerinin iyi bilinmesinde fayda vardır. Aşağıda çok kullanılan doğaçlama formları birer ikişer uygulama örneği verilerek özetlenmiştir. Eğitmenler kişisel yaratıcılıklarını da kullanarak bu formlardan özgün çalışmalar üretmelidirler. Unutulmaması gereken şey, doğaçlamanın teknikleri olsa da, iyi bir doğaçlama yapmanın bir reçetesi yoktur. Çalışmalar esnasında her türlü yaratıcı imgelem devreye sokulmalıdır.
Rol Oynama ve Doğaçlama Teknikleri:
- Genel bir temadan yola çıkılarak yapılan serbest doğaçlama.
- Bir sinopsisten (kurgusal izlekten) yola çıkılarak yapılan doğaçlama.
- Geriye dönüş tekniği kullanılarak yapılan doğaçlama.
- Zincirleme doğaçlama ve olasılıkçı doğaçlama tekniği.
- Salt başı ve sonu bilinen bir fotoğrafın ara öyküsünü çıkarma ve doğaçlama.
- Bir öyküden yola çıkılarak yapılan doğaçlama.
- Bir şiirden yola çıkılarak yapılan doğaçlama.
- Bir masaldan yola çıkılarak yapılan doğaçlama.
- Bir anıdan veya bireysel tanıklıktan yola çıkılarak yapılan doğaçlama.
- Bir müzikten yola çıkılarak yapılan doğaçlama.
- Bir gazete haberi veya reklâmdan yola çıkılarak yapılan doğaçlama.
- Bir atasözü veya deyimden yola çıkarak doğaçlama.
- “Donuk bir imgeden”, bir resim veya fotoğraftan yola çıkılarak yapılan doğaçlama.
- Müze doğaçlamaları.
1) Genel bir temadan yola çıkılarak yapılan serbest doğaçlama:
Doğaçlama yapacak kişilere genel bir tema önerisi yapılır. Bu tema önerisi üzerinden öğrencilerin kendi bağımsız hikâyelerini oluşturmaları istenir. Bu tarz bir çalışma ilköğretim ikinci kademe ve lise düzeyindeki öğrenciler için daha elverişli bir çalışma biçimidir. Öğrencilerin hazırladığı öneriler üzerinden tartışma, izleyici ve eğitmenin önerileri üzerinden de değişiklikler yapılır.
Tema örnekleri: Doğa, çocuk hakları, öğretmen-öğrenci ilişkisi, anne-baba-çocuk ilişkisi, kadın-erkek ilişkisi, internet bağımlılığı, reklâmlar, arkadaşlık, spor ve rekabet, alışveriş, cumhuriyet ve demokrasi vb.
2) Bir sinopsisten (kurgusal izlekten) yola çıkılarak yapılan doğaçlama:
Doğaçlama yapacak kişilere genel bir temadan ziyade kısa bir kurgusal izlek, bir öykü haritası verilir. Öğrencilerden bu sinopsis üzerinden kendi bağımsız hikâyelerini oluşturmaları istenir. Öğrencilerin hazırladığı öneriler üzerinden tartışma, izleyici ve eğitmenin önerileri üzerinden de değişiklikler yapılır.
Sinopsis örneği 1:
Baba oğlunun OKS sınavına girmesi yerine askeri okul sınavlarına girmesini istemektedir. Anne oğlunun asker olmasını değil doktor olmasını istemektedir. Oğul ise sınava girmek yerine paralı bir kolejde okumak ve konservatuara gitmek istemektedir. Ancak zoraki bir şekilde dershaneye yazdırılmıştır. Oğlanın dershanedeki deneme sınavında başarısız bir sonuç almasıyla aile içinde bir tartışma başlar. Aynı gün eve, nine ve dede misafirliğe gelecektir. Nine ve dede ise torunlarını çok sevmektedir…
Sinopsis örneği 2:
İnternet kafedeki çocuklar otistik bir şekilde bilgisayarla ilgilenmektedir. Herkes masaların verdiği yalıtılmışlık içinde ya oyun oynamakta ya da chat yapmaktadır. İnsanlar arasında reel bir diyalog yoktur. Birden bire elektrikler kesilir. Yakın çevrede oturan ama daha önceden birbiriyle hiç tanışmamış Buket ve Nazlı adındaki iki öğrenci birbirlerinin farkına varırlar ve karşılıklı sohbet etmeye başlarlar. Bir saat sonra elektrikler tekrar gelir…
Sinopsis örneği 3:
Doğukan sevgilisi olmadığı için arkadaşları tarafından hor görülmektedir. Özge de sevgilisi olmadığı için arkadaşları tarafından hor görülmektedir. İnternette chat yaparken tanışan bu ikili arkadaşlık kurmaya başlarlar. Uzun süren ve kendilerine çok büyük keyif veren bir internet flört dönemi sonrasında, buluşmaya karar verirler. Ancak birbirlerine dair sanal ortamda edindikleri izlenimle gerçek izlenimler arasında büyük bir farklılık vardır…
Sinopsis örneği 4:
Teknolojik gelişmeler insanın yaşamını kolaylaştırmakta bir o kadar da sosyal olmaktan uzaklaştırmaktadır. Bir aile ortamını düşünün ve televizyon, elektronik ev eşyaları vb. olmadığını hayal edin. Sabahtan akşama kadarki süreci düşünün ve rutin bir ev yaşamını teknolojik aletler olmadan yeniden oluşturun.
Sinopsis örneği 5:
Bir seyyar satıcı kalabalık bir mekânda veya bir toplu taşım aracında zengin birisine mal satmaya çalışır. Bu sırada adam cep telefonunun kaybolduğunu söyler. Zengin ve ünlü olan kişi ise satıcının hırsız olduğunu söyleyerek onu suçlar, etraftaki insanlar ise satıcının hiçbir suçu olmadığını düşünür. Öykünün sonunda cep telefonun zengin adamın arka cebinde olduğu ortaya çıkar.
3) Geriye dönüş tekniği kullanılarak yapılan doğaçlama:
Doğaçlama yapacak kişilere öyküyü başlatacak bir cümle verilir. Öğrencilerden bu cümleden yola çıkarak geriye dönüş tekniğini kullanarak (flash-back tekniğini) kendi bağımsız hikâyelerini oluşturmaları istenir. Öğrencilerin hazırladığı öneriler üzerinden tartışma, izleyici ve eğitmenin önerileri üzerinden de değişiklikler yapılır.
Cümle: Hakan Bey 40 yaşlarında zengin bir işadamıdır. Üzerine atılan bir suç yüzünden hapse düşer. Hakan Bey’in niçin hapse düştüğünü “5N ve 1K” ilkesinden hareket ederek geriye dönüş tekniğiyle doğaçlayınız.
Cümle: Anne ve baba boşanmak üzeredir. Onları boşanmaya götüren kritik olaylar, babanın çok fazla içki içmeye başlaması, annenin işten ayrılması, yaşlı dedenin yanlarına taşınması vb. Bu senaryoyu geriye dönüş tekniği kullanarak doğaçlayınız.
Cümle: Okullarından disiplin cezası alarak uzaklaştırılan beş öğrenci aynı sınıfta buluşurlar. Herkes niçin okuldan uzaklaştırıldığını, yaptıkları hataları vb. geriye dönüş tekniğiyle anlatır ve herkesin öyküsü birlikte doğaçlanır. Bir kişinin öyküsü anlatılırken diğerleri oyunculuk yaparlar.
4) Zincirleme doğaçlama ve olasılıkçı doğaçlama tekniği[1]:
Doğaçlamayı başlatmak için bir kişi sahneye çıkarılır ve ondan bir öykü başlatacak bir eylem yapması istenir. Diğer kişiler de, sırayla zincire katılırlar ve bir öncekilerin başlattığı doğaçlamaya katılırlar. Zincirleme doğaçlama esnasında her türlü değişiklik yapılabilir. Eğitmen veya izleyiciler doğaçlamanın tıkandığı noktada ön açıcı önerilerde bulunmalıdır. Bu çalışmada öykü başlatan eylemin doğru seçilmesi oldukça önemlidir. Eğitmen bunu dikkate alarak yönlendirici olabilmelidir. Bu çalışma kurgu zekâsının gelişmesi ve olası yeni durumlara anında adapte olabilmek açısından oldukça geliştirici bir çalışmadır. Ancak sinopsisli doğaçlamadan farklı olarak sonuç alıcı bir hikâye oluşturmak daha zordur.
4.a Başlatıcı bir eylemden yola çıkma: Birinci kişi balık tutan adamı canlandırır, ikinci kişi sahilde jogging yapan ev kadınıdır ve balıkçının oltasına takılarak yere düşer, üçüncü kişi oradan geçmekte olan bir polis memurudur, balıkçının kadından özür dilemesini ister, balıkçı özür diler, kadın polise teşekkür etmek için ona sarılır, dördüncü kişi olarak polis memurunun terk ettiği karısı gelir eski kocasını kıskanır, bu sırada oltaya bir balık takılır…
4.b Kelime zincirlerinden doğaçlama oluşturma: Öğretmen bir sözcük söyler, sırası gelen kişi öğretmenin söylediği sözcükle bağlantılı ya da bağımsız bir sözcük söyler. Tüm sözcükler bir yere not edilir ve gruplandırılarak doğaçlama yapacak ekiplere dağıtılır. Amaç sözcükler arasında nedensellikler bularak bir öykü oluşturmak ve doğaçlama yapmaktır. Beykoz Doğa Koleji 2-A sınıfı ile yapılan bir çalışma örneği aşağıdadır. Gruplar sözcüklerden yola çıkarak özgün doğaçlamalar yapmışlardır.
Sözcükler:
Ağaç-yaprak-çiçek-grafik-bilgisayar-araba-drama-kelebek-toka-uzaylılar-eşek-ayı-sümüklü böcek-robot-ceylan-otobüs-aslan-akrep-televizyon-kedi-ejderha.
1. grup: uzaylı-otobüs-kedi
2. grup: çiçek-drama-ejderha
3. grup: akrep-robot-ağaç
4. grup: grafik-bilgisayar-araba
4.c Şapkadan aksiyon, mekân, tipleme çıktı!:
Öğrencilere küçük kâğıt parçaları dağıtılır ve kâğıtlara bir aksiyon, bir mekân ve bir tipleme yazmaları istenir. Kâğıtlar bir şapkanın içine atılarak kura çekilir. Rastlantısal bir şekilde üçlemeler oluşturulur ve öğrencilerden bu üçlemeleri sergilemeleri beklenir. Çok anlamsız olduğu düşünülen üçlemeler varsa, eğitmen yardımda bulunabilir. Ancak mümkün olduğu kadar üçlemeler arasında nedensellik kurulması için öğrencilere zaman verilmelidir. Aşağıda Doğa Koleji’nde 3.sınıflarla yapılmış bir çalışmanın raporu verilmiştir. Çalışmanın ilerleyen bölümünde bireysel olarak ortaya çıkan öykücükleri, grup çalışmasına çevirerek sözlü doğaçlama çalışmasına da geçilebilir.
Örnek:
Aksiyon: gülmek Mekân: hastane Tipleme: kabadayı
Aksiyon: saklanmak Mekân: uçak Tipleme: kapıcı
Aksiyon: sıkılmak Mekân: disko Tipleme: Japon Turist
Aksiyon: dedikodu yapmak Mekân: araba Tipleme: işadamı
Aksiyon: kendini beğenmek Mekân: uzay Tipleme: işportacı
5) Salt başı ve sonu bilinen bir fotoğrafın ara öyküsünü çıkarma ve doğaçlama[2]:
Sınıf gruplara bölünür. Her gruptan bir öykü başlatabilecek ilk ve son fotoğraf bulmaları istenir. Gruplar fotoğraflarını jest ve mimiklerini kullanarak sergilerler. Her fotoğraf sınıftaki farklı gruplara verilir. Gruplar başını ve sonunu bildikleri bir olayın ara öyküsünü oluşturarak bir kurgu yaparlar ve bunu doğaçlarlar. Kural olarak ilk ve son fotoğrafın net bir şekilde icra edilmesi istenir.
Örnek: İlk fotoğrafta el sıkışan iki kişi, son fotoğrafta birbirine küs bir şekilde dururlar. Bu iki fotoğraftan yola çıkarak basit bir öykücük oluşturulur. Örneğin iş ortaklığı yapan iki işadamının araları bozulur ve küserler, akşamüstü dans partisine gitmek üzere el sıkışan iki öğrenciden birisi başka bir çocukla gitmeye karar verir ve birbirine küserler.
6) Bir öyküden yola çıkılarak yapılan doğaçlama:
Doğaçlama yapacak kişilere Türkiye (Sait Faik Abasıyanık, Aziz Nesin, Haldun Taner, Muzaffer İzgü vb.) ve dünya edebiyatındaki (Anton Çehov vb.) yazarlardan bazı öyküler verilir. Öğrenciler bu öyküyü merkeze alarak ama bir yandan da kendi bakışlarını katarak doğaçlamalar yaparlar. Bu çalışma uzun süreli olarak tasarlanmalıdır. Öykünün çocuklara dağıtılması, öykünün üzerine konuşulması ve doğaçlama gibi üç aşama kurgulanabilir. Edebiyat literatüründeki birçok öyküden yararlanılmalıdır.
7) Bir şiirden yola çıkılarak yapılan doğaçlama:
Doğaçlama yapacak kişilere Türkiye ve dünya edebiyatındaki yazarlardan bazı şiirler verilir. Öğrenciler bu şiiri merkeze alarak hikâye oluştururlar veya şiirdeki imgeleri doğaçlarlar. İkinci yöntem olarak öğrencilerden kâğıtlara üçer tane sözcük yazmaları istenir. Tüm sözcükler toplandıktan sonra grup olarak şiir yazma çalışması yapılır.
Örnek:
1.öğrenci: sevmek-ağaç-kuş
2.öğrenci: yaşam-toprak-özgürlük
Şiir:
Ağacı sevmek yaşamdır
Toprak ve kuş ise özgürlüktür
Doğaçlama: Çölde yaşayan bir çocuk hayal kurmaya başlar. Hayalinde yeşil ve sulak bir vadide yaşamayı ister. Bu sırada bir kuş konar. Çocuk kuşu ekmek kırıntıları ile besler. Kuş birden bire bir cine dönüşür. Çocuğa, “dile benden ne dilersen” deyip, onu hayalindeki vadiye götürür. Çocuk birden bire bir kum fırtınası içinde uyanır ve rüya sona erer.
8) Bir masaldan yola çıkılarak yapılan doğaçlama:
Doğaçlama yapacak kişilere Türkiye ve dünya edebiyatındaki yazarlardan bazı masallar verilir. Öğrenciler bu masalı merkeze alarak bir hikâye oluştururlar ve doğaçlarlar. Ancak masalın aynısı oynanmamalı, masal çocuk bakışıyla veya eğitmeninin yönlendirmesiyle yeniden yazılmalıdır. Önemli olan masaldaki gidişatı değiştirecek sorunun ortaya atılmasıdır. Böylece, masalın sonu değiştirilebilir, tamamlanmamış bir masalın eksik parçaları kurgulanabilir ya da masal yeniden yazılabilir.
Soru örnekleri:
- Kırmızı başlıklı kız masalındaki kızı iradeli ve çok zeki bir tipe dönüştürseydik öykü nasıl değişirdi?
- Avcının kurdu öldürerek şiddet kullanması acaba doğru mudur? Bu durumu nasıl değiştirebiliriz?
- Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalında, Pamuk Prenses cücelere hizmet etmek zorunda mıdır?
- Karınca ve Ağustos Böceği öyküsünü, Ağustos böceğini haklı çıkaracak şekilde yeniden yazsaydık, öykü akışını nasıl değiştirirdik?
- Kül Kedisi masalındaki üvey anneyi üvey baba yapınız. Ya da üvey anneyi iyi bir karakter olarak çiziniz.
9) Bir anıdan veya bireysel tanıklıktan yola çıkılarak yapılan doğaçlama:
Doğaçlama yapacak kişilere başlarından geçen veya başka birisinden duydukları bir anıyı veya tanık oldukları bir olayı anlatmaları istenir. Bu anlatımlar başka kişiler tarafından canlandırılır. Öğrenciler bu anıları merkeze alarak hikâye oluşturur veya doğaçlarlar. Eğitmen “Hayatınızda sizi en mutlu eden, üzen ve kızdıran üç olayı anlatınız” diyerek konuya giriş yapabilir ya da kendi başından geçen bir olayı üçüncü şahıs kullanarak anlatarak model olabilir.
10) Bir müzikten yola çıkılarak yapılan doğaçlama:
Doğaçlama yapacak kişilere bir müzik dinletilir. Öğrencilerden bu müziği merkeze alarak bir hikâye oluşturmaları ve doğaçlama yapmaları istenir. Genelde drama çalışmalarında çocuklara gözleri kapalı bir şekilde klasik müzik dinletilir. Doğa Koleji’nde yaptığımız çalışmalarda klasik müziğin yanı sıra, film müzikleri, tango, vals, oyun havası, hip-hop gibi öykü oluşturmaya elverişli müziklerde de kullanılmıştır.
11) Bir gazete haberi veya reklâmdan yola çıkılarak yapılan doğaçlama:
Doğaçlama yapacak kişilere üçüncü sayfa haberlerinden, magazin sayfasından vb. bir gazete haberi verilir. Öğrenciler bu haberi merkeze alarak hikâye oluştururlar ve doğaçlama yaparlar. Amaç haberdeki dezenformasyonu (bilgi çarpıtmayı, yanlış bilgilendirmeyi) ortaya çıkarmak, medyada haberlerin verilişine dair bir tartışma başlatmaktır. Ayrıca reklâmlar çocukların en çok izledikleri ve bildikleri imgelerdir. Günümüzde reklâmlarda öne çıkarılan imgelerin etik ve bilimsel açıdan sorgulanmadığını söylemek mümkündür. Çocuklar ise yönlendirme yapıldığında veya bazı sorular ortaya atıldığında reklâmlarla tabiri caizse dalga geçmektedirler. Çocukların bu eleştirelliği ve mizahı yakalaması oldukça olumlu bir öğedir. Bu çalışmanın, ilköğretim 3.sınıflar ve daha büyük yaş grupları için daha elverişli olduğunu da belirtmek gerekir. Kaynak olarak gazeteler ve farklı medya araçları kullanılmalıdır. Uygulaması yapılmış çalışmalar için Nihal Kuyumcu’nun “Eğitimde Tiyatro[3]” adlı kitabına bakmak oldukça yararlıdır.
12) Bir atasözü veya deyimden yola çıkarak doğaçlama
Doğaçlama yapacak kişilere bir atasözü veya deyim verilir. Öğrencilerden verilen söz öbeğinin anlamından yola çıkarak bir doğaçlama yapmaları istenir.
Örnek:
“El elden üstündür” (bireycilik temalı bir doğaçlama)
“Ayağını yorganına göre uzat” (ekonomik kriz temalı bir doğaçlama)
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” (güvenilirlik ve yalancılık temalı bir doğaçlama)
“ Bir elin nesi var iki elin sesi var” (dayanışma temalı bir doğaçlama)
13) “Donuk bir imgeden”, bir resim veya fotoğraftan yola çıkılarak yapılan doğaçlama
Doğaçlama yapacak kişilere bir resim veya fotoğraf gösterilir. Öğrenciler resimde veya fotoğrafta gördükleri imgelerden yola çıkarak bir öykü oluşturur ve doğaçlarlar. Örneğin, vapurdan boğazı seyreden bir kadın fotoğrafı veya lokantanın önünde bekleyen bir sokak çocuğu fotoğrafı vb.
14) Müze doğaçlamaları
Bu çalışma için öğrencilerle birlikte arkeoloji veya oyuncak müzesine gezi düzenlenir. Öğrencilerin orada gördükleri imgeleri, heykel oyunu formunda canlandırmaları istenir. Amaç tarihi bir heykelin, vazonun, oyuncağın vb. öyküsünü oluşturmaktır.
Anlatıcı kullanmak:
Anlatıcı çoğu zaman bir öykünün katalizörü ve motor gücüdür. Dramatize edilemeyen bölümler anlatıcı öğesi kullanarak canlandırılabilir. Öykünün hızlı akması ve eleştirel bir varlık olması açısından anlatıcıya ihtiyaç vardır vb. Yukarıdaki tüm doğaçlama formlarında anlatıcı öğesi kullanılabilir. Ancak anlatıcının sıkıcı ve didaktik olmasından kaçınılmalıdır. Anlatıcı, anlatıyı birinci ağızdan veya birisinden duymuş gibi anlatabilir.
Doğaçlama Temaları
Doğa Koleji’nde anaokulu ve ilköğretim 1.2.3 sınıfların drama derslerinde uygulaması yapılmış bazı doğaçlama temaları şunlardır:
- Fırtına: Bir grup çocuk limandan kaçırdıkları bir gemiyle bir yolculuğa çıkar. Yolculuk esnasında deniz canlılarıyla karşılaşırlar. Büyük bir fırtına çıkar, gemi batar ve bir adaya çıkarlar. Adada değişik maceralar atlatırlar ve Büyücü Gargamel’in tuzağına düşerler. Tuzaktan kurtulurlar ve hep birlikte dans ederler. Bütün bu olanlar bir rüyadır. Bu rüya ders sırasında hayal kuran bir çocuğun rüyasıdır.
- Hasta salyangoza yardıma giden çiçekler: Bir prenses ve her gün suladığı çiçeklerine sudan bir sebep yüzünden küser. Çiçekler de prensesi terk edip büyülü ormana kaçarlar. Ancak ormanda bir hastalık başlamıştır. Tüm bitkiler ve hayvanlar yok olmaktadır. Çiçekler bu sırada hasta bir salyangozla karşılaşırlar ve ona yardım edebilmek için şifalı suyu olan mavi göle ulaşmaya çalışırlar. Prenses de çiçeklerini aramak için ormana gider. Acaba birbirlerini bulabilecekler midir?
- Masalcı, yardımcısı ve masal kahramanları[4]: Masalcının yazdığı kahramanlar olmak istemeyen masal karakterleri, kitapların sayfalarından fırlayarak bir şatoya gelirler. Masalcıya ve yardımcısına itiraz ederek onları etkisiz hale getirirler ve kendi bakış açılarıyla masallarını yeniden yazarlar. Kurbağa Prens, Kırmızı Başlıklı Kız, Kül Kedisi, Parmak Kız, Kibritçi Kız gibi klasiklerin ana öykülerinden yola çıkarak özgün doğaçlamalar yapılabilir.
- Balon şişirmece ve balonların yolculuğu: Balon şişirmece ve patlatmaca oyunu oynandıktan sonra gökyüzünde maceralı bir yolculuğa çıkılır. Gökyüzünde veya uzayda gerçekleşebilecek fantastik herhangi bir olay kullanılabilir.
- Gülmeyen adamı/prensesi/kralı güldürmece: Hummalı bir hastalığa (gülmeme hastalığına) yakalanmış bir kişinin (prenses veya kral) ebeveynleri, doktorlardan medet bulamamışlardır ve komedyenlerden yardım almaya karar verirler. Komedyenler bir yeteneğini göstererek hastayı iyileştirmeye çalışırlar. Başarılı olamayanlara komik bir ceza verilir.
- Hayvanat bahçesini ziyaret: Servis şoförü öğrencileri okula götürmek yerine yanlışlıkla hayvanat bahçesine götürür. Çocuklar bu duruma çok sevinirler. Ancak kafeslere kapatılmış hayvanların durumuna çok üzülürler. Onları serbest bırakarak onların yerine geçerler. Bu sırada kötü adam bay X gelir ve patronu için hayvanları kaçırmaya çalışır. Hepsini çuvala doldurur, fakat hayvanlar kaçmayı başarırlar. Hep birlikte lunaparka giderler. Bütün bu olanlar bir rüyadır. Bu rüya serviste uyuyan bir çocuğun rüyasıdır.
- Oyuncakçı dede: Oyuncakçı dede oyuncaklarını teker teker özenle sandıktan çıkarır. Hepsini yerleştirdikten sonra sandalyesine oturur. Uyuma ve canlanma oyunu yapılır. Oyuncaklar yaşadıkları yerden çok mutludurlar ve müşterilere satılmak istemezler. Yaramaz çocuk ve annesi gelir. Oyuncakların hepsini satın almaya çalışırlar. Acaba oyuncakların sonu ne olacaktır?
- Sakar profesör: Deney yapan bir bilim adamı sakarlığı sonucunda laboratuarı patlatır. Karışan kimyasal maddelerden oluşan yeni bir sıvı profesörü izleyen çocukları değişik yaratıklara çevirir. Acaba çocuklar eski haline gelebilecek midir?
- Köprü olan deniz/ bir dostluk hikâyesi: Egenin iki kıyısında yaşayan iki çocuk denize kaçan bir top ve uçurtma sayesinde dostluk kurarlar. “Köprü Olan Deniz[5]” adlı hikâyedeki tema doğaçlanmıştır.
- Kedi doğaçlaması[6]: Bir sokak kedisinin ağzından insanlar ve aralarındaki ilişkilere dair gözlemler anlatılır. Kedi tiplemesi dışındaki karakterler zincirleme doğaçlama tekniği kullanılarak dramatize edilir.
- Trafik kazası doğaçlaması[7]: Bir trafik kazası olur ve kaza esnasında orada olanlar toplumsal roller (polis, avukat, hırsız, öğretmen vb.) üstlenerek doğaçlama yaparlar.
- Bilgisayar ve çocuklar: Sürekli bilgisayar isteyen bir çocuk babasını ikna etmek için arkadaşlarıyla zorlu bir mücadele verir. Ancak çocuk bilgisayar alındıktan sonra arkadaşlarıyla değil sürekli olarak bilgisayarıyla oynamaya başlar. Arkadaşları ise ona küserler. Acaba çocuk arkadaşlarıyla tekrar barışacak mıdır?
- Yaşam döngüsü doğaçlaması: “Başlangıçta dört, daha sonra iki, en son olarak da üçayaklı olan canlı hangisidir?” bilmecesinden yola çıkarak, insanın gelişimi üzerine doğaçlama yapılır. Anlatıcı bilmeceyi sorar ve kim doğru bilirse onun hikâyesi anlatılır. Melekler hayatı anlatılan kişiyi, çocukluğundan yaşlığa bir yolculuğa çıkarır.
- İletişimsizlik: İletişimsizlik karşılıklı diyalog içinde olan iki insanın menfi tavırlarından kaynaklanır. Birinci olumsuz tavır, iki kişinin birbirini dinlememesidir. Öncelikle herhangi bir konu seçilerek birbirini dinlemeden tartışan iki kişinin konu edildiği bir doğaçlama yapılır. Örneğin oyuncak yüzünden kavga eden iki çocuk birbirini suçlamaktadır veya futbol, siyaset, yarışma programı vs. yorumcuları kavga ederek tartışırlar. İletişimsizlik ile ilgili ikinci olumsuz tavır bireyciliktir. Bireyci eğilimleri olan kişi sürekli olarak ben-merkezli konuşur. Öğrencilerden doğaçlama olarak kendini beğenmiş bir tipleme yapmaları ve sürekli ben-merkezli cümle yapıları kurmaları istenir. İletişimsizlik ile ilgili bir başka olumsuz tavır ise, kişinin yaşadığı sorunu dışsallaştırması ve kendi dışındakileri suçlamasıdır. Bu tavrı görebilmek için, sürekli olarak sen-merkezli cümle yapıları kullanarak konuşan bir tipi doğaçlamak gerekir. En son olarak da üç farklı örnek aynı anda sergilenerek, öğrencilerin bir karşılaştırma yapmaları istenir.
- Otobüs terminali: “Önemli bir iş nedeniyle bir yere gitmelisiniz. Terminale geldiğinizde sadece bir bilet kaldığını öğreniyorsunuz. Ve o bileti isteyen birden çok kişi ortaya çıkıyor. Bileti almayı becerebilmek için diğerlerini nasıl ikna edersiniz?”
- Arkadaşımın eşyası[8]: Daire olunur. Herkes kişisel bir eşyasını ortaya koyar. Birer nesne seçilir ve nesnenin kimin olduğu bilinmeden nesne hakkında yorumlar yapılır. Kime ait olabileceği, ne işe yaradığı, özellikleri gibi. Daha sonra tekrar ortaya konan nesneleri gerçek sahipleri alır ve yapılan yorumlar üzerine görüş beyan ederler. Daha sonra gruplara bu eşyalardan birkaçı dağıtılır ve bununla ilgili doğaçlama yapmaları istenir.
Yukarıda kısa özet olarak verilen çalışmaların değişime açık bir şekilde düşünülmesi gerekir. Kişilik çatışmalarıyla, bireyler arasındaki karşıtlıklarla ve bireysel doğaçlamalar ile ilgili uygulama örnekleri için yayınlanmış drama kitaplarından, özelikle de Yar. Doç. Dr Tülay Üstündağ’ın Yaratıcı Drama Öğretmeninin Günlüğü adlı kitaptan yararlanılabilir.
[1] Kaynak Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları
[2] Kaynak Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları
[3] Eğitimde Tiyatro, Nihal Kuyumcu, Papirüs Yayınları
[4] Kaynak Kadın Masalları, Sevilay Saral, Mimesis 9, B.Ü Yayınevi
[5] Köprü Olan Deniz, Serpil Ural ve Lila Karavia, Kök Yayıncılık
[6] Kaynak Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları
[7] Kaynak Bertolt Brecht, Köşebaşı Sahnesi adlı makale
[8] Kaynak Çağdaş Drama Derneği İstanbul Şubesi 1.Aşama Drama Atölyesi Notları