Ufuk Tan Altunkaya, "Bizde Yok" Oyunuyla İzleyenleri Kurşun Eritmeye Çağırıyor…

Pinterest LinkedIn Tumblr +

İhsan Ata

Tiyatro Artı 2012-2013 sezonuna “Odipus”un ardından “Bizde Yok” oyunu ile devam ediyor.  Seyircisiyle ilk kez 18. İstanbul Tiyatro Festivali’nde buluşan “Bizde Yok”, 90’lı yıllarda gözaltında kaybolanları merkezine alarak “Cumartesi Annelerine” kulak veriyor. Farklı sahneleme tekniğiyle seyirciyi oyunun içine alan oyunun metin ve yönetimi Ufuk Tan Altunkaya’ya, proje koordinasyonu Didem Kaplan’a, video tasarımı Murat Huvaj’a, müzikler ise Fatih Göksel Aydoğduoğlu’na ait.

1976 yılında Arjantin’de askeri darbeden bir yıl sonra kaybolan yakınları için annelerin başlattığı hareketten esinlenen Cumartesi Anneleri, Arjantin’deki eylemler gibi neticesini alamasa da ciddi bir kamuoyu oluşturmuş durumda.  95 yılının Mayısında Cumartesi günü ‘kayıplar’ için başlayan ilk buluşma, 96 yazında engellenmeye başlansa da toplantı ve gösteriş yürüyüşleri kanunu ihlal ettiği gerekçesiyle yasa dışı olduğuna karar verilmiş. Ne var ki bütün yasal yollar denendikten sonra bir sonuç alınamadığı için toplanan anneler coplanmalara, hor görülmelere karşın evlatlarını aramaktan vazgeçmeyerek geçtiğimiz günlerde 400. kez bir araya geldi.

Şüphesiz çok geniş ve hassas bir konu olan ve hala gündemdeki yerini koruyan “Cumartesi Anneleri” gördükleri muameleden dolayı tarihimizin en büyük utanç davalarından biri olarak kalmaya devam ediyor ne yazık ki. Ufuk Tan Altunkaya’nın böylesine özel bir konuyu gündeme alarak sahneye taşıması ise bu anlamda çok önemli.

Daha önce kadın cinayetlerini konu alan “Ayna” isimli performansla da gündemi yakalayan ve sosyal sorumluluk projesini farklı sahneleme tekniğiyle seyircinin dimağını zorlayarak adından söz ettiren Ufuk Tan Altunkaya’nın bu duyarlılığı ve etrafımızda yaşanan bunca soruna arkasını dönmeyerek kendini sorumlu hissetmesi 2000 yılından itibaren Türkiye’de kabuk değiştiren Türk tiyatrosuna büyük ölçüde katkı sağlıyor.

Ufuk Tan Altunkaya, oyunu 45 dakika gibi kısa bir süreye sıkıştırarak içeriden ve dışardan bakan iki gözle oldukça yalın ve sade anlatımıyla seyirciyi kısa bir yolculuğa çıkarıyor. İçeride yaşanan bu vahşeti ve insanlık dışı muameleyi iliklerine kadar hisssetiren, dışarıda bekleyen annelerin ise bir umutla evlatları arama çaresizliklerini çok net veriyor.

Oyunun bu denli seyirciye geçmesinde en büyük rolü oyuncular üstlenmiş. Hiçbir oyuncunun oynamadığı birebir hissettiği ve hissettiklerini seyirciyle cömertçe paylaşan başta Demet Ergün olmak üzere Bayhan Ekici, Cihan Esen, Cihat Süvarioğlu ve Efe Can Erdal’ı yürekten kutluyorum. Kadroda yer alan tüm oyuncuların canla başla mücadele ettiği müthiş bir takım oyunculuğu sergileniyor.

Bu oyundaki performansıyla uzun süre hafızalardan silinmeyecek biri var ki o oyuncuya ayrı bir parantez açmazsam inanın yarım kalacaktı bir şeyler. Oynadığı karakterde sergilediği yorumu şüphesiz onu gecenin en başarılı oyuncusu yapıyor. Ani değişen ruh halleri, jest ve mimikleri, ses ve vücut kullanımındaki dengesiyle Döndü ana karakterine hayat veren Demet Ergün, düşürmediği performansı ve seyirci ile yakaladığı diyalekti sayesinde oyunculuğuyla ne kadar övünse azdır. Oynadığı karakteri karşısında utancımdan yüzüne bakamadığım, çektiği acıları yüreğimde hissettiğim, performansıyla sahneden oyunculuk dersi vererek seyirciyi oturduğu koltuğa çivileyen Demet Ergün’ün başarısı karşısında secdeye varırcasına eğiliyor ve tüm jüri üyelerini bu oyuncuyu mercek altına almaya davet ediyorum.

Özetle, 18. İstanbul Tiyatro Festivalinde ilk kez seyirciyle buluşan “Bizde Yok”, Cumartesi Anneleri’nin acı ve sorunlarını, hergün önünden geçip gittiğimiz oturma eylemlerinin tam ortasına oturtarak yaşatıyor bizlere.  Sahneleme tekniği sayesinde taktığımız göz bantlarıyla izleyenlerden biri değil orada yaşayanlardan biri olduğumuz, içeride yaşanan gerçeğin birinci dereceden tanığı olduğumuz, 45 dakika gibi kısa süren oyunda sanki yıllardır içeride kaldığımız, oyun boyunca sandalyede ayak ayak üstüne bile atmaktan çekindiğimiz, Döndü annenin konuşmasıyla yutkunarak başımızı sağa çevirip göz yaşımızı gizlediğimiz, oyundan çıktıktan sonra derin bir nefes alarak en az beş dakika kendimize gelemediğimiz ve onlardan biri olmadığımız için halimize şükrettiğimiz, gökyüzünün altında içtiğimiz ilk sigarada hürriyetin ve özgürlüğün bu denli tadına varabildiğimiz, seyirciyi kolundan, ayağından değil yüreğinden sallayarak silkelemeye ve farkında olmaya çağıran Ufuk Tan Altunkaya, tam da bugün Nazım’ın deyimiyle izleyenleri kurşun eritmeye çağırıyor

Yılın son gösterimleri Mekan Artı’da 22-23-24-25-26 Ocak 2013 – 20:30’da sahnelenecek. Mutlaka ama mutlaka izlemeniz gereken bu oyunu kaçırmamanız dileğiyle…

KÜNYE:
Metin-yönetim / text-direction: Ufuk Tan Altunkaya
Proje koordinasyon / project manager: Didem kaplan
Teknik yönetim / technical direction: Zeki Elveriş
Video tasarım / video design: Murat Huvaj
Müzik: Fatih Göksel Aydoğduoğlu
Oyuncular: Demet Ergün, Bayhan Ekici, Cihan Esen, Cihat Süvarioğlu ve  Efe Can Erdal

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: İhsan Ata

Yanıtla