“50 Liraya, 80 Liraya Bilet Satıp Seyirciyi Aptal Yerine Koyuyorlar”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

buket dereoğlu[Radikal gazetesinden Serpil Çakar’ın oyuncu Buket Dereoğlu ile yaptığı söyleşiyi okuyucularımızla paylaşıyoruz.]

‘Bizimkiler’ ve ‘Tatlı Kaçıklar’ gibi belleklerden çıkmayan dizilerle tanıdığımız oyuncu Buket Dereoğlu bir süredir Kadıköy’deki Tiyatro Ak’la Kara sahnesinde izleyici karşısına çıkıyor. Dereoğlu, ‘Arsız Oyun’ ve ‘Kelebekler Özgürdür’den sonra bu sezonun yenisi ‘3 Nokta’ ile sahnede.

Tiyatro Ak’la Kara ile nasıl bir araya geldiniz?

Kerem Kobay ile 30 yılı aşkın bir arkadaşlığımız var. Okuldan mezun olduktan sonra farklı alanlara yöneldik. Sonra ben Moda’ya taşındım. Kerem “Bir oyun yazdım, oynar mısın?” dedi. Kabul ettim. Dört yıl önce ‘Arsız Davet’ ile Ak’la Kara Tiyatrosu’nda oynamaya başladım. ‘Kelebekler Özgürdür’ ve ‘3 Nokta’ ile devam ediyorum.

‘3 Nokta’yı üç cümleyle anlatır mısınız? Siz olsanız neden izlerdiniz?

Bizim oyun saçma sapan bir oyun. Kerem çok kızıyor bana böylece deyince. Bu kelime tam anlatıyor oyunu. İki saat boyunca bir hengame içinde geçiyor. Bir yanda bir cinayet var, üçüzler birbirine karışıyor. Kapılar açılıyor, kapanıyor. Bir tarafta alkolden artık ölecek bir kadın var. Sadece gülme üzerine kurulmuş bir oyun. Bu oyunu izlerken, iki saat dertlerinizden uzaklaşırsınız. Neden izlerdim? Komedi olduğu için, tanıdık simalar olduğu için izlerdim. Biz insanların seveceği iyi işler yapıyoruz. Öbür tarafta 50 liraya, 80 liraya oyun gösteriyorlar; izliyorsun hiçbir şey yok. Biraz haddini bilmek gerek, seyirciyi aptal yerine koyuyorlar.

Seyirci kitlesi nasıl?

Ak’la Kara beş yıldır burada. Ben dört yıldır buradayım ve her seyirci her oyuna geliyor. Kemikleşmiş bir kitlesi var. Çevredeki tiyatrolara bakıyorum, oyunlarını ayda bir, iki kez oynuyor. Bizde her oyun her hafta oynuyor. Bizim salon 160 kişilik, her oyunumuzda salonun yarısından çoğu doluyor.

TİYATRODA KIRMIZI KOLTUK, SAHNE VE IŞIK OLMALI… İSTERSE ESKİ KAFALI DESİNLER

Salonunuz gerçekten güzel. Tiyatro için mekân bulmak giderek zorlaşırken…
“Sahne yok” diyenlere inanmıyorum. Sahne istenirse bulunuyor. Kadıköy’de bir sürü tiyatro açıldı. Bir kere oyuna gidelim diyorsunuz, salon gibi salon yok. “Küçücük yerlerde, demir sandalyelerde tiyatro yapıyoruz” diyorlar. Ne oluyor ya? Ben tiyatroyu tiyatro salonunda izlemek istiyorum. Kırmızı koltuk, sahne ve ışık olmalı. İsterlerse eski kafalı desinler. Önce bana o ritüeli ver, sonra ne oynarsa oynasın. Bunun adı tiyatro… Eminim alternatif iyi işler vardır. Ama ben izleyici olarak salonları tercih ediyorum.

Kentsel dönüşüm sürecinde özellikle Taksim’de kapatılan salonlar, devlet desteğinin kesildiği tiyatrolar oldu. Sizin söylediğini standartta mekân bulmak zor değil mi?

İstiklal bulunduğu konum açısından değişimi gerektiriyordu, kötü bir şey tabii. Ama bence kazandığını cebine atmayıp tiyatroya yatırırsan her şeyin olur. Bizim sis makinasından tutun da teknik tüm altyapımız var. Koltuklar iki yılda bir yenileniyor. Biz oraya yatırım yapıyoruz. Mekâna konuk gelen tiyatrolar, “Sizin salon gibisini görmedik” diyorlar.

Söyleşinin tamamını okumak için tıklayınız.

Paylaş.

Yanıtla