‘Nâzım’a Armağan’ 2020

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Dikmen Gürün

Geçen hafta, IKSV yapımı “Nâzım’a Armağan” YouTube kanalında yayımlanmaya başladı. 2002’de, tam 18 yıl önce hayata geçirdiğimiz bu kıymetli çalışma, İstanbul Tiyatro Festivali’nin ilk yapımı olma özelliğini taşıyor…

Zeynep Oral ne güzel yazmış pazar günkü köşesinde “Nâzım’a Armağan”ı… Ben de kısaca süreçten söz etmek istiyorum. Bir tür bellek tazeleme. Bu arada, hemen paylaşayım; birkaç gün içinde İKSV, bu kez de oyunun provalarından ilginç sahneler ve tüm sanatçılarla yapılan keyifli sohbetleri içeren bir Hüseyin Karabey belgeseli paylaşacak yine Youtube kanalından: “Şiirden Sahneye Nâzım Hikmet.”

Bir sorun bin güzellik

2001’de, ülke çapında yaşanan ekonomik kriz nedeniyle Tiyatro Festivali, hazırlıklarının son aşamasına gelmiş olmasına rağmen yapılamadı. 2002 yılına ertelendi. Elbette ki kolay alınmış bir karar değildi bu. Ama, bir zorunluluktu…

2002’de, 13. İstanbul Tiyatro Festivalini yeni bir ruhla başlattık. Açılış Gösterisi olarak Nâzım Hikmet’in doğumunun 100. yılı olması nedeniyle, adı bu büyük şairimizle özdeşleşen bir ustadan, Genco Erkal’dan, bize özel bir proje yapmasını istedik. O güne kadar Tiyatro Festivali yerli ve yabancı çeşitli projelerde ortak-yapımcı olmuştu ama bu sefer Tiyatro Festivali ilk özgün yapımını gerçekleştirecekti. Biliyordum, o sıralarda çok yoğundu sevgili Genco, ama ne mutlu bana ki kırmadı bizi. Sonra da doğum sancıları başladı… O günleri şöyle anlatıyor Genco Erkal: “Benim uykularım kaçtı tabii. Bu teklif yabana atılmaz, bir şey yapmak lazım 100. yıl önemli, düşün, düşün, düşün, sonunda ‘Nâzım’a Armağan’ adını alacak proje oluşmaya başladı kafamda. Rumelihisarı Açıkhava Sahnesi’nde antik tragedyaları çağrıştıran bir kadınlar korosu düşledim.”

Müthiş bir kadınlar korosu

Bu güzel düş gerçeğe döndü. Ne kadar heyecan verici bir koroydu bu! Ne kadar heyecan verici bir süreçti! Nâzım Hikmet’in 100. doğum yılına bir armağan olarak yapılan oyunda, sahne metnini Nâzım Hikmet’in şiirlerinden Genco Erkal tasarlıyor, sahneye uyarlıyor ve Nâzım’ı oynuyordu. Şairin Kurtuluş Savaşı destanı, emperyalizme karşı mücadelesi, memleket hasreti, Piraye’ye mektupları, Münevver’e şiirleri, oğluna özlemi nasıl da akıcı bir üslupla yorumlanıyordu Genco Erkal ve o müthiş kadınlar korosu tarafından… Bir daha kolay kolay bir arada izleme olanağı bulamayacağımız yıldızlarıydı tiyatromuzun, Rumelihisarı Sahnesi’nden bizlere seslenenler: Yıldız Kenter, Ayla Algan, Zeliha Berksoy, Jülide Kural, Zuhal Olcay, Tilbe Saran, Sema, Zeynep Tanbay, Işık Yenersu. Bu bir mucizeydi ve öncelikle Genco Erkal, sonra da Tiyatro Festivali olarak biz, bu mucizeyi gerçekleştirmiştik… Aynı şekilde; Metin Deniz’in sahne tasarımı, Selim Atakan’ın müzikleri, Zeynep Tanbay’ın koreografisi, Kemal Yiğitcan’ın ışık tasarımı, Artizan Bilge Mesçi’nin zarif kostümleri sadece yoruma değil, Rumelihisarı Sahnesi’nin güzelliğine de güzellik kattı…

Evet, “Nâzım’a Armağan” 4 gece Rumelihisarı Sahnesi’nde dolu dolu oynadı, her akşam ayakta alkışlandı ve sonra rüya bitti. Ardından, 16. İzmir Festivali’ne ve Kıbrıs’a turneye gitti. Gönül isterdi ki olabildiğince çok şehrimize gidebilsin. Olamadı…

Sevgili Yıldız Kenter; “Biz bir birikimin parçası olmayı becerdik” diyordu sevgiyle, coşkuyla yer aldığı “Nâzım’a Armağan”la ilgili olarak… Gerçekten de öyle oldu. Oyuna emeği geçen herkes o birikimin kıymetli bir parçasıydı…

Cumhuriyet

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Dikmen Gürün

Yanıtla