Adalet Ağaoğlu Hayatını Kaybetti

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Türk edebiyatının önemli isimlerinden Yazar Adalet Ağaoğlu hayatını kaybetti. Ölmeye Yatmak, Bir Düğün Gecesi, Hayır, Fikrimin İnce Gülü gibi romanlara imza atan Ağaoğlu 91 yaşındaydı. Aynı zamanda İnsan Hakları Derneğinin kurucusu olan Ağaoğlu, demokrasi mücadelesine yaptığı katkılarla da biliniyordu.

Ağaoğlu’nun naaşı, bugün Boğaziçi Üniversitesinde düzenlenen törenin ardından Ankara’ya doğru yola çıktı. Cenazesi yarın Ankara Kocatepe Camiinde kılınacak öğle namazını müteakiben Cebeci Asri Mezarlığına defnedilecek.

Ağaoğlu’nun ölümüyle ilgili hastaneden yapılan açıklamada, “Sayın Adalet Ağaoğlu, 3 gündür yoğun bakımda gördüğü tedavi sonrasında çoklu organ yetmezliği nedeniyle bu sabaha karşı hayatını kaybetti” denildi.

Boğaziçi Üniversitesi’nden yapılan açıklamada, “Edebiyatımızın büyük ismi, Boğaziçi Üniversitesi Fahri Doktora sahibi değerli yazar Adalet Ağaoğlu’nu kaybettik. Eserleriyle her zaman yaşayacak” denildi.

Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral, Şair-Yazar Gülsüm Cengiz ve Şair-Yazar Gülce Başer Adalet Ağaoğlu’nu Evrensel’e anlattı.

‘YAŞADIĞIMIZ GÜNLERİN İNCELİKLİ BİR ANLATICISIDIR’

Yazar Adnan Özyalçıner: Adalet Ağaoğlu, oyun, öykü ve romanlarında cumhuriyet dönemi toplumsal yaşamımızdaki değişim evrelerine yansıtmıştır. Yazdıklarında yaşadıklarımızın kişisel, toplumsal hesaplaşmalarının dökümü yer alır. Onun olaylara derinlemesine, genişlemesine bir bakış açısı vardır. Adalet Ağaoğlu yaşadığımız günlerin incelikli bir anlatıcısıdır. Onun yaşamını yitirmesi bizim de yaşadıklarımızdan bir şeyleri eksiltecektir.

“ÜLKESİNİN SORUNLARINA DUYARLI BİR YAZARDI”

Şair-Yazar Gülsüm Cengiz: Edebiyatımızın güçlü kalemlerinden Adalet Ağaoğlu’nu yitirdiğimiz için üzgünüm. Onu, önce romanları ve tiyatro oyunları aracılığıyla tanıdığım güçlü kaleminden tanıdım. Yüz yüze tanışmamız, 1980 sonrası benim şiire çıkışımdan sonra gerçekleşti. 1990’lı yılların baskı, belirsizlik ve güvensizlik ortamında adımlarımız yaşamı savunma mücadelesinin farklı alanlarında buluştu. Onunla ilk buluşmalarımızdan biri; Erdal Öz’ün önerisiyle şair ve yazarlar olarak yazılarımızla, şiirlerimizle ortaklaşa var ettiğimiz Düşünceye Özgürlük Kitabı’nın yargılanması sürecinde, 26 Ekim 1995’te Beşiktaş’taki DGM 3 nolu mahkemede gerçekleşti. Art arda verdik ifadelerimizi.

Adalet Ağaoğlu ile yolumuz birçok kez kesişti, birbirimizin yaşamlarına dokunduk. Onunla ilgili söyleyecek pek çok şey var. Bunlardan yalnızca birini, 8 Ocak 1996 günkü telefon konuşmamızı paylaşmak istiyorum. Metin Göktepe’nin öldürülmesi nedeniyle gittiğimiz Fadime Göktepe’nin evinden gazeteye yeni dönmüştüm. Arkadaşlar seslendi. “Adalet Ağaoğlu telefonda, seninle konuşmak istiyor.” Acı ve öfke doluydum Metin, hunharca dövülerek öldürüldüğü için. Kimseyle konuşacak halde değildim. Telefonun alıcısını isteksizce aldım ve alır almaz onun neredeyse ağlamaklı sesini duydum. Metin’in haberini duymuştu; çok üzgündü. Acımızı ve üzüntümüzü paylaştığını söylemek için benimle konuşmak istemişti. Teşekkür ettim gazetem ve arkadaşlarım adına. Telefonu kapadığımda artık kendimi daha güçlü duyumsuyordum. Onu, yazınsal yapıtlarıyla kendini var eden güçlü bir kadın, ülkesinin sorunlarına duyarlı bir yazar olarak anımsayacağım.

“İYİ Kİ OKUDUK”

Yazar Zeynep Oral: Adalet Ağaoğlu, cumhuriyet kadını, cumhuriyet devriminin tanığı, usta yazar, Türkçenin güçlü kalemi… Romanlarıyla, oyunlarıyla, öyküleriyle, denemeleriyle edebiyatımıza, tiyatromuza ve yaşantımıza değer katan insan…  Her yeni kitabını heyecanla beklediğim yazar…  Çocuk merakı, öğrenme tutkusu, serüvenciliği, nüktedanlığı, risk almaktan korkmayan kişiliği… İyi ki onca yazdı. İyi ki var. İyi ki okuduk. Işık içinde uyusun…

“GENİŞ ZAMANLA ANLATILIR”

Şair-Yazar Gülce Başer: Edebiyatımızın en sert aynalarından biridir… Ya da gerekli sertlikte mi demeli? “Öteki”liğe sığınmanın ve hatta “öteki”liği kanıksamanın riskini bile onun akıcı zihninde netleştirmedik mi? Doğrusu bizim böyle aynalara ihtiyacımız var. İyi edebiyat, daha iyi bir dünya için… Bu yüzden Adalet Ağaoğlu di’li geçmişle değil, geniş zamanla anlatılır, en az bir kitabıyla çalışma masamızda yaşar.

PEN TÜRKİYE: RİSK ALMAKTAN KORKMAYANDI

Ağaoğlu’nun ölümüne ilişkin PEN Türkiye’den ise şu açıklama yapıldı:

“Ankara’da doğdu, en güzel, en aydınlık ve en kötü, en karanlık yılları Ankara’da yaşadı. Türkiye’nin, cumhuriyetin kalbinin Ankara olduğu yıllarda, romanın kalbi de Ankara oldu. O, Ankara’yı edebiyatın da kalbi kılanların başında oldu. Şimdilerde yeniden ve genç yazarlarca keşfedilen Ankara’yı, klişe tabirle, derinden soludu, derinden yaşadı ve derinden yazdı. Bir tür Ankara kazısıdır yapıtları. TRT’de çalıştığı yılları anlattığı kitaplarında 12 Mart karanlığını da buluruz, devrimci umudu da.

O yıllarda yine de ‘Ankara’nın Adalet’i vardı, şimdi olmayan. Adalet Ağaoğlu da tanık olmakla, yazmakla yetinmedi, söz aldı, düşüncesini söyledi, tartıştı, kapıştı, bir cumhuriyet kadını olmanın hakkını verdi. Bunu hem Türk edebiyatının tartışmasız kalıcı yapıtlarından, bir anlamda ‘Ankara Üçlemesi’ diyebileceğimiz Bir Düğün Gecesi, Ölmeye Yatmak ve Hayır romanlarında görürüz, unutulmaz Doçent Aysel karakterinde, hem de Adalet Ağaoğlu olarak elbette.

Meraklıydı, mizahiydi, çocuksuydu, öğrenmeye açıktı, serüvenciydi, risk almaktan korkmayandı. Son yapıtı Düşme Korkusu’ndaki öyküler hem bireysel hem toplumsal olarak müthiş, hınzır iktidar ve otorite eleştirileridir. Toplumcu geleneği, sosyalist gerçekçiliği özgürlükçü bir tutumla yeniden ele alan, dönüştüren, atak, öncü yapıtlarını roman, öykü ve oyunlarıyla sürdürürken, düşüncelerini, günlüklerini de edebi, tarihi, toplumsal ve siyasal belgeler olarak cumhuriyet arşivine bıraktı.

Adalet Ağaoğlu, cumhuriyet kadını, cumhuriyet belleği, cumhuriyet romancısıydı. Ankara’yı yazdı, Türkiye’yi etkiledi. Binlerce teşekkür, sevgi, saygı, hayranlıkla…”

“YOL GÖSTEREN BÜYÜK BİR YAZARDI”

Sevenleri usta yazarın yaşamını yitirmesinin ardında sosyal medya hesaplarından paylaşımlarda bulundu. Edebiyatçı, siyasetçi ve gazeteci dostları paylaşımlarında Ağaoğlu’nun edebiyatımız açısından önemine dikkat çekti ve demokrasi mücadelesine yaptığı katkıları vurguladı.

İnsan Hakları Derneğinin yayımladığı mesajda ise “İnsan Hakları Derneği kurucuları arasında yer alan, ancak 2005 yılında İHD üyeliğinden ayrılan Yazar Adalet Ağaoğlu’nun (F. Adalet Sümer) vefatını üzüntü ile öğrendik. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz.” denildi.

Sosyal medyada yapılan paylaşımlardan bazıları şöyle:

Rober Koptaş: Yazarlığına hayran olduğum Adalet Ağaoğlu’nu “Bir gece ansızın gelebiliriz” diyen barbarlara karşı Hrant Dink’e verdiği destekle, onun ölümünden sonra Agos’a gönderdiği küçük mektuplarla, telefonlar açıp cesaret vermesiyle de hatırlayacağım. Toprağı bol olsun, sevdiğine kavuşsun.

Ataol Behramoğlu: Adalet Ağaoğlu’nu yitirdik. Son yıllarda ne yazık ki hemen hiç görüşemedik. Ülkemizin üzerine çöken boğucu karanlık eski dostları da ne yazık ki uzaklaştırdı birbirinden. Adalet Ağaoğlu hiç kuşkusuz çağdaş Türk edebiyatının unutulmayacakları arasındadır. Sevgiyle, saygıyla, özlemle.

Ahmet Ümit: Türk edebiyatının dev çınarlarından Adalet Ağaoğlu sonsuzluğa yürüdü. Bana da yol gösteren büyük bir yazardı. Kitaplarında yaşayacak. Sevgiyle, saygıyla, hayranlıkla.

Genco Erkal: Bir Düğün Gecesi, Fikrimin İnce Gülü, Ölmeye Yatmak gibi unutulmaz romanların ve birçok önemli tiyatro oyununun yazarı, aynı zamanda kadim bir dost Adalet Ağaoğlu bu dünyadaki yolculuğunu tamamladı. Genç kuşakların onu tanımasını dilerim.

CENAZESİ BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİNDEN UĞURLANDI

Adalet Ağaoğlu’nun cenazesi, vasiyeti üzerine “fahri doktora” unvanına sahip olduğu Boğaziçi Üniversitesinden uğurlandı.

Üniversitede yeni tip koronavirüs (Kovid 19) tedbirleri dolayısıyla az sayıda akademisyen ve öğrencinin katılımıyla bir tören düzenlendi.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, rektörlük binası önünde gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada, Ağaoğlu’nun çok değerli bir edebiyatçı olduğunu belirterek, “Adalet Hanım ve eşi Halim Bey, Boğaziçi Üniversitesine eskiden beri çok değer verirlerdi. Öğrencilerimize verdikleri burslarıyla ve kendi eserleriyle sürekli üniversitemize destek verdiler. Dolayısıyla onun vasiyetini yerine getirmek üzere buradayız. Şartlar nedeniyle maalesef bir tören yapamıyoruz ancak üniversitemizden uğurlanmayı vasiyet ettiği için, vasiyetini yerine getirmek adına, buradan hep birlikte ebediyete uğurluyoruz. Hem Halim Bey’e hem Adalet Hanım’a rahmet diliyoruz. Bundan sonra da üniversitemize yaptığı bağışlarla, öğrencilerimize yaptığı destekleri devam edecek ve ismi bu şekilde yaşamaya devam edecek” dedi.

Üniversitenin kütüphanesi içinde usta yazarın eserlerinin ve çalışmalarının yer aldığı bir köşe olduğuna dikkati çeken Özkan, “Bundan sonra orada da eserleriyle üniversitemizde çalışma yapan her araştırmacıya kaynak olmaya devam edecek. Hepimizin, ülkemizin başı sağ olsun. Kendisini ebediyete uğurluyoruz” ifadelerini kullandı.

Törene Ağaoğlu’nun yeğeni Suat Sümer de katıldı.

Ağaoğlu’nun cenazesi, yarın Ankara’da Kocatepe Camisi’nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

ADALET AĞAOĞLU KİMDİR?*

23 Ekim 1929’da dünyaya gelen Adalet Ağaoğlu Ankara Nallıhan’da doğdu. Daha çok roman ve öykü türündeki eserleriyle tanınan yazar, 20. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli romancılarından biriydi. Türkiye’nin değişik dönemlerini ve bu dönemlerin insan hayatlarına etkisini inceleyen eserler verdi. Romanları dışında hikâye, oyun, deneme, anı türünde eserler yazmıştı.

Babası, kumaş tüccarı Hafız Mustafa Sümer’dir. Dört çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu ve tek kızıdır. Kardeşleri Dr. Cazip Sümer (1925-1975), oyun yazarı, oyuncu Güner Sümer (1936-1977) ve iş adamı Ayhan Sümer (1930)’dir.

İlköğrenimini Nallıhan’da tamamladıktan sonra 1938’de ailesi ile birlikte Ankara’ya yerleşti. Ortaöğrenimini Ankara Kız Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1950 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu.

Edebiyata ilgisi lise yaşamında şiirlerle başladı, kısa bir süre sonra oyun yazarlığına yöneldi. İlk defa 1946’da Ulus gazetesinde tiyatro eleştirileri yayımlayarak yazarlığa başladı. 1948-50 arasında Kaynak Dergisi’nde şiirleri yayımlandı.

1951-1970 yılları arasında TRT’de çeşitli görevlerde bulundu. Ankara Radyosu’nda göreve başladığı yıl ilk radyo oyunu olan “Aşk Şarkısı”nı yazdı. Radyo’da görev yaparken tiyatro oyuncusu ve yönetmen dört arkadaşı (Kartal Tibet, Üner İlsever, Çetin Köroğlu, Nur Sabuncu) ile birlikte Ankara’nın ilk özel tiyatrosu olan “Meydan Sahnesi”ni kurdu. Meydan Sahne Dergisi’ni çıkardı. 1953 yılında tiyatro konusunda görgü ve bilgisini artırmak üzere Paris’e gitti. 1953’te Sevim Uzungören’le birlikte yazdığı “Bir Piyes Yazalım” tiyatro oyunu aynı yıl Ankara’da sahnelendi. 1954 yılında mühendis Halim Ağaoğlu ile evlenen sanatçı, ilk romanını yazana kadar oyun yazarlığını sürdürdü. Üst üste yazdığı oyunlarla altmışlı ve yetmişli yılların önde gelen oyun yazarlarından oldu. TRT’nin özerkliğine el konulması gerekçesiyle TRT Radyo Dairesi Başkanlığı’ndan 1970 ‘te istifa eden sanatçı o tarihten bu yana yazarlıktan başka bir işle uğraşmadı. Edebiyat yaşamının bazı dönemlerinde “Remüs Tealada” ve “Parker Quinck” gibi takma adlar kullanmıştır.

İlk romanı Ölmeye Yatmak, 1973’te yayımlandı. Bu ilk romanından itibaren tüm eserleri yoğun tartışmalara konu oldu. Ölmeye Yatmak, daha sonra yazdığı Bir Düğün Gecesi(1979) ve Hayır (1989) adlı romanlarla bir üçleme oluşturdu ve birçok ödül kazandı. Bir Düğün Gecesi ve Hayır romanları yayınlanır yayınlanmaz, ikinci romanı olan Fikrimin İnce Gülü, dördüncü basımında toplatıldı. Fikrimin İnce Gülü romanı hakkında, “Askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif (küçük düşürmek)” suçlamasıyla hakkında 1981 yılında dava açılan Ağaoğlu, iki yıl süren davanın ardından aklandı. Düğün Gecesi ise soruşturma aşamasında kaldı. Dönemin üç önemli roman ödülüne layık görülmüş olan Bir Düğün Gecesi adlı roman için ayrıca Aldous Huxley’den aşırma olduğu suçlaması ortaya atıldı ve uzun tartışmalara sebep oldu.

Öykü kitapları, denemeler, anı-roman türünde eserler de yayımlayan Ağaoğlu 1991 yılında Çok Uzak Fazla Yakın’la oyun yazarlığına döndü.

Adalet Ağaoğlu’ile ilgili yazıları bir araya getiren arşiv eşi Halim Ağaoğlu tarafından hazırlanmış ve 2003’te Adalet Ağaoğlu’nun yazarlığının 55. yılı anısına Herkes Kendi Kitabının İçini Tanır adı ile basıldı.

1996’da ciddi bir trafik kazası geçiren ve iki yıl hastande yatan Adalet Ağaoğlu için Can Yücel’in söylediği “Sen Türkiye’nin en güzel kazasısın” sözü, Feridun Andaç’ın Adalet Ağaoğlu ile yaptığı nehir söyleşi tarzında bir kitabın adı oldu. Kitap, 2006’da basıldı.

Ağaoğlu, 1986’da kurulan İnsan Hakları Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı.

ESERLERİ

Tiyatro ve radyo oyunları

  • Bir Piyes Yazalım – 1953, oynanmış, basılmamış
  • Yaşamak – 1955-56 radyo oyunu, yayınlanmış, basılmamış
  • Evcilik Oyunu – 1964
  • Tombala – 1967
  • Çatıdaki Çatlak – 1969
  • Sınırlarda 1969
  • Üç Oyun: Bir Kahramanın Ölümü, Çıkış, Kozalar 1973
  • Kendini Yazan Şarkı 1976
  • Çok Uzak – Fazla Yakın 1991
  • Duvar Öyküsü – Çocuklar ve Büyükler için Müzikli Danslı Oyun 1992
  • Fikrimin İnce Gülü – 1996
  • Çağımızın Tellalı 2011

 

Romanları

  • Ölmeye Yatmak 1973
  • Fikrimin İnce Gülü 1976
  • Bir Düğün Gecesi 1979
  • Yazsonu 1980
  • Üç Beş Kişi 1984
  • Hayır… 1987
  • Ruh Üşümesi 1991
  • Romantik Bir Viyana Yazı 1993
  • Dert Dinleme Uzmanı 2014

 

Öyküleri

  • Yüksek Gerilim (1974)
  • Sessizliğin İlk Sesi 1978
  • Hadi Gidelim 1982
  • Hayatı Savunma Biçimleri 1997

 

Denemeleri

  • Geçerken 1986
  • Karşılaşmalar 1993
  • Başka Karşılaşmalar 1996
  • Öyle Kargaşada Böyle Karşılaşmalar 2002
  • Yeni Karşılaşmalar 2011

 

Mektupları

  • Mektuplaşmalar (Mehmet Baydur ile birlikte) 2005

 

Anıları

  • Göç Temizliği 1985
  • Gece Hayatım 1991

 

Günceleri

  • Damla Damla Günler 2004
  • Damla Damla Günler I-II-III 2007

 

Seçkileri

  • Seçmeler (Kendi Seçtikleri) Ekim 1993

ÖDÜLLERİ

  • 1974- TDK Tiyatro Ödülü
  • 1975- Sait Faik Hikâye Armağanı, Yüksek Gerilim ile
  • 1979- Sedat Simavi Edebiyat Ödülü, Bir Düğün Gecesi ile
  • 1980- Orhan Kemal Roman Armağanı Bir Düğün Gecesi ile
  • 1980- Madaralı Roman Ödülü, Bir Düğün Gecesi ile
  • 1991- Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü, Çok Uzak Fazla Yakın ile
  • 1992- Lebon Kültür Merkezi (Lebon Cinema Clup) Edebiyat Ödülü, Ruh Üşümesi ile
  • 1997- Aydın Doğan Roman Ödülü, Romantik Bir Viyana Yazı ile
  • 2018- Erdal Öz Edebiyat Ödülü

Evrensel

Paylaş.

Yanıtla