“Map to Utopia oyunuyla Yeldeğirmeni´nin Gizli Azınlık Hafızasını Görünür Kıldık”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Zehra Çengil’in Şalom’da yayınlanan söyleşisini paylaşıyoruz.

Platform Tiyatro´nun kurucularından başarılı oyuncu Mark Levitas ile, dijital tiyatro projesi ´Map To Utopia´yı, salgın sonrası dijital tiyatroların izleyicideki yankısını, alternatif tiyatro gayesiyle yola çıkarak prodüksiyon tiyatrosuna dönüşen projeleri ve ünlü isimlere yaptığı oyuncu koçluğunu da konuştuk.

Başarılı oyuncu Mark Levitas’ın gaming ve tiyatro ilişkisinden yola çıkarak akıllı telefonlardan yüklenen application eşliğinde izlenen dijital tiyatro projesi ‘Map To Utopia’ seyirciye pandemi yasaklarının artarda geldiği günlerde eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Üç yıllık bir araştırma sürecinin ardından 1,5 ay Yeldeğirmeni’nde yaşayarak seyirciyi de içine dahil ettikleri dinamik bir yapı oluşturduklarını vurgulayan oyunun yapımcısı Levitas “Performansı seyircilerin semtin çeşitli noktalarında telefonlarına yükledikleri application eşliğinde gezip AR (Augumented Reality) ile deneyimledikleri bir açık hava keşfi ile başlattık. Böylece semtin gizli azınlık hafızasını da görünür kıldık” diyor.

Tiyatroya Studio Oyuncularında eğitim aldıktan sonra başlamanızın ardından Fransa’da Ecole Jacques Lecoq ve Sorbonne Üniversitesinde tiyatro yüksek lisansınızı yaptınız. Türk ve Fransız ekollerini harmanlamak nasıl bir avantaj sağladı oyunculuk konusunda?

Türkiye’deki konservatuar eğitimi Rusya’daki eğitim modelinin örnek alındığı, Konstantin Stanislavski’nin geliştirdiği gerçekçi oyunculuk anlayışı üzerine kuruludur. Bu anlayış modern oyunculuğun temelini oluşturur. Fransa’da ise oldukça köklü bir gelenek olan 17. yüzyıldan başlayan klasisizm akımının yazarlarıyla başlayan bir tiyatro geleneği var. Bunun yanı sıra hem absürd tiyatronun hem de çağdaş oyun yazarlarının geliştirdiği bir ekol bulunmakta. Ayrıca 20. yüzyılda gelişen disiplinler arası gösteri sanatları geleneğinin bir parçası olan fiziksel tiyatro, hareket tiyatrosu ve kukla tiyatrosu alanında da çeşitli çalışmalarım oldu. Bu iki ülkede aldığım eğitimler aracılığıyla bunları harmanladığım bir oyunculuk/tiyatro bakış açısı geliştirme şansım oldu.

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro ve İstanbul Aydın Üniversitesi Drama ve Oyunculuk bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştınız. Genç öğrencilere oyunculukla ilgili aşılamaya çalıştığınız temel prensip nedir?

Öğrencilerime hep söylediğim bir cümle vardır: Eğer bu meslekten daha çok ya da bu meslek kadar sevdiğiniz başka bir iş varsa hemen ona geçin. Çünkü tutku ve özveri olmadan bu mesleği uzun süreli yapmak gerçekten zor. Yirmili yaşların enerjisi ilerleyen yıllarda değiştiğinde bu tutkuya sahip olmayanlar için tiyatro işkenceye dönüşebilir. Aşılamaya çalıştığım bir diğer prensibim çok çalışmak, izlemek ve dünyada olup biteni takip etmekten asla vazgeçmemek.

‘Türkiye tiyatrosunu uluslararası ölçekte tanımlayan’ şeklinde nitelendirdiğiniz, Ceren Ercan’la birlikte kurduğunuz bir yazar ve yönetmen kolektifi olan ‘Platform Tiyatro’dan bahsedebilir miyiz?

Platform Tiyatro, 2015’in Aralık ayında dramaturg-yazar Ceren Ercan ve benim tarafından, sahne sanatlarında çağdaş içerik ve biçimlere odaklanmak üzere kurulmuş bir tiyatro topluluğu. Öncelikli hedefimiz Türkiye’de üreten oyun yazarlarının güncel oyun metinlerini özgün reji önermeleri ile sahneye aktarmak. Ayrıca hem Türkiye hem de yurtdışından, farklı yazar ve yönetmenlerle geliştirdiğimiz işbirlikleri ile tiyatroda kolektif üretim kavramını her projede yeniden deneyimlemeyi amaçlıyoruz. Bugüne kadar Lizbon Şehir Tiyatroları ve İstanbul Tiyatro Festivali ortaklığında gerçekleştirilen ‘Köpeklerin İsyan Günü’, Bonn merkezli ‘Fringe Ensemble’ adlı topluluk ile ‘Berlin Zamanı’ (İstanbul-Bonn) ve dijital bir tiyatro projesi olan ‘Map To Utopia’ (İstanbul-Bonn) prodüksiyonlarını gerçekleştirdik. Ayrıca yurt içinde ve yurt dışında (Nürnberg Devlet Tiyatroları) performanslar ve okuma tiyatroları (İstanbul Tiyatro Festivali, Sala Beckett- Barcelona) yapma şansımız oldu.

4 FARKLI SEMT SİMÜLASYONU VE 20 AVATAR EŞLİĞİNDE

DİJİTAL BİR TİYATRO YOLCULUĞU

Pandemi süreci tiyatro sanatçılarını bambaşka önlemler almaya itti. Mesela siz ‘Map to Utopia’ oyununu interaktif ve oyuncuların canlı oynadığı bir formatta, online ortamda seyircilerle buluşturuyorsunuz. Bu size seyirciyle aynı salonda olma keyfini yaşatıyor mu? Ya da ruhen sizdeki yansıması nedir?

‘Map to Utopia’ gaming ve tiyatro ilişkisinden yola çıkan, akıllı telefonlara yüklediğimiz application eşliğinde seyircinin konumunu pasif izleyiciden aktif katılımcıya dönüştüren bir dijital tiyatro projesi. Tüm farklılıklarına rağmen aynı şehirde yaşayanlara birbirini duymayı ve…

Söyleşinin devamı için tıklayın:

Şalom

Paylaş.

Yanıtla