Kadınlar Hayır Derse

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Birgün gazetesinden Vecdi Sayar’ın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili yazısının bir bölümünü paylaşıyoruz.]

Kadınların ‘hayır’ demesiyle barışın sağlanmasını konu almıştı tiyatro yazınının ustası Aristophanes, “Lysistrata” adlı yapıtında. Tabi, yataktaki ‘hayır’dan söz ediyordu. M.Ö. 5. yüzyılda bundan ötesini hayal etmek zor olsa gerek… Demokrasinin temellerinin atıldığı klasik Yunan kültüründe kadının oy kullanması söz konusu bile değildi. Oysa, bugün toplumsal yaşamda kendisine tanınan ikincil role, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine başkaldırıyor kadınlar, dünyanın dört bir yanında… Erkeğin, iktidar alanları arasında gördüğü sanat ve görsel-işitsel iletişim alanlarındaki mücadele bu zihniyet devriminin en önemli araçları arasında.

Kolay bir mücadele değil bu. Yalnızca yasaların değişmesiyle ortalık güllük gülistanlık olmayacak çünkü. Zihniyetlerin değişmesi gerek. Kadınları ikinci sınıf bir yaratık olarak gören gerici zihniyete dur demek için kadınların ‘hayır’ demesi gerekiyor. Öncelikle ‘sandık’ta… Ama, bu da yetmez. Erkeklerin -ve de kadınların- bilinçlerinde bir değişim gerekli. Erkek egemen kültürün en önemli araçları olan eğitim kurumu ve medyanın biçimlendirdiği/ kirlettiği zihinler nasıl temizlenecek? Sanata önemli bir rol düşüyor bu noktada. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yanlışlığını en etkili biçimde sanat yapıtları anlatabilir düşüncesindeyim.

Okulda, işte, sokakta kadının karşılaştığı tacizleri, ‘mobbing’leri, eşitsizlikleri önlemenin en etkili yolu insanların yüreğine seslenmekten geçer kanımca. Bir edebiyat yapıtı, bir tiyatro oyunu ya da bir film, yasalardan daha etkili olabilir. Elbette, vaaz vermeyen, insan olmanın gerektirdiği eşitlik ve empati kavramlarından yola çıkarak, duyarlık yaratmayı başarabilen nitelikli sanat yapıtlarından söz ediyorum. Bu yapıtların yaratıcıları erkek de olabilir, ama hiç kuşkusuz bu isyanı en iyi dillendirebilecek olanlar, bu baskıları, tehditleri bire bir yaşayan kadınlardır. Bu yüzden, sanat dünyasında kadının konumunu tartışmaya açan, uğradıkları haksızlıkları cesurca sergileyen kadınların, dünya çapında ses getiren “Ben de” (Me too) hareketinin önemi yadsınamaz.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız.

Paylaş.

Yanıtla