"Parti" Değil Utanıp Yüzleşme Daveti

Pinterest LinkedIn Tumblr +

parti[Bahar Çuhadar’ın Radikal Gazetesinde yayınlanan Ekip’in Parti adlı oyunu hakkındaki yazısını okuyucularımızla paylaşıyoruz.]Ekip’in ‘Parti’si üzerine kafa yorulmuş, sıkı bir okuma sürecinin sonunda ortaya çıkmış alternatif oyunlara iyi bir örnek.
Epey geç izlediğim bir oyun; Ekip’in ‘Parti’si. Prömiyerini geçen yıl Tiyatro Festivali’nde yapmıştı. Aklımdaki “Alternatif tiyatrolar masa başı çalışma disiplininden vaz mı geçti?” sorusuna farklı bir yanıt almış oldum ‘Parti’yle.
Tanıtım metnini takip ettiğinizde, yıllar sonra aralarından birinin bekârlığa veda partisinde buluşup tatlı tatlı vakit geçirirken, kendilerini hafızalarından silmeye çalıştıkları feci bir sırrın ortasında bulacak altı gencin öyküsü çıkıyor karşınıza. İzlediğinizdeyse bunun sadece oyunun dış kabuğu olduğunu, yüzeydeki eğlenceli anlatının altında asıl meselenin ve bir dolu mitolojik, toplumsal, psikolojik göndermenin yattığını fark edeceksiniz.
Oyuna girerken partinin organizatörü Zeyno Pırıl’dan adınıza yazılmış davet mektubunu; oyundan çıkarken izlediklerinizin nasıl bir zihin akışının sonucu olduğunu özetleyen broşürü alacaksınız. Alegorik bir anlatımla kurulmuş öykü ve sahne yorumu gücünü, broşürde özetlenen çalışma yöntemine borçlu olsa gerek. İlk iş olarak grup üyelerinin kişisel dertlerini, iç hesaplaşmalarını ortaya saçıp buradan üç başlığa ulaşmış ekip: Toplumsal belleğin zayıflığı, tahammülsüzlük ve küçük burjuva ikiyüzlülüğü. Ardından Türkiye tarihini dönemlere ayırıp inceleyip ‘unutmak/hafıza/yüzleşmek’ temalarına varmışlar. Neticede karşımıza çıkan oyun; doğaçlamalarla paralel giden bir metin yazımı ve şiddet/nefret suçları üzerine okumaların bir ürünü.
Oyunun ardından -‘suç ve ceza’ kavramlarına yaptığı dokundurmalardan olsa gerek- Dostoyevski’nin ‘Suç ve Ceza’sını ananlar olmuş. Bana çağrıştırdığı Seren Yüce’nin ‘Çoğunluk’ ve Emin Alper’in ‘Tepenin Ardı’ filmleri oldu. Oyunun toplumsal hafızaya, unutmaya, kötülüğün –hatta gaddarlığın- sıradanlaşmasına, şiddetin gündelikleşmesine, ikiyüzlülüğün hayatta kalmanın anahtarı olarak cebe atılmasına dair söylemi ve seçtiği anlatım yolu, bu benzetmenin sebebi.
‘Parti’; süresinin gereğinden çok uzun olması (160 dakika) gibi temel bir kusurun dışında, ‘mesajını’ afili ama yüzeysel sözlerle değil, ‘dersini iyi çalışmış’ bir metinle veren; bunu sahneye –başta ve sonda sarksa da- dinamik bir reji ve ekibin birbirini ezmeyen yüksek enerjili oyunculuklarıyla taşıyan iyi, tutarlı bir iş.
Yazının tamamına Radikal Gazetesinden ulaşabilirsiniz.

Paylaş.

Yanıtla