Hadi Biraz Mavra Yapalım!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Serkan Fırtına

Hayat Katarı[i]nın gittiği yere doğru sürüp giden heyecan verici ve tutku dolu bir yolculuk…

Adnan Turgut  İzmir Eşrefpaşalı, temelden yetişen bir gözlükçü ve bir oyuncu. İnsanları bu kadar iyi gözlemleyen ve bunları romanlarına aktaran birinin gözlükçü olması ilginç bir tesadüf olmalı! Birçok sinema filmi ve TV dizisinde de rol alan Adnan Turgut’un tüm bu özelliklerini sentezlediği yer ise edebiyat…

“Zamanın bıraktıklarına (yani ruhuna) resmi olaylardan çok; küçük ve kişisel serüvenlerde rastlanır.” Zweig’ın bu cümlesini çok severim. Roman ve hikâye sanatının derinliğini anlatan müthiş bir saptama.

Adnan Turgut’un son romanı Mavra’da işte böyle bir çalışma. 1970’li yılların ruhuna, Murat adlı bir gencin kişisel serüveninde ulaşıyor ve bunu çok başarılı bir şekilde resmediyor.

Şimdinin moda sözcüğü “geyik muhabbeti”nin eskideki karşılığı “mavra yapmak”tır.

Ağustos sıcağında, nerede olursanız olun okurken keyif alacağınız ve elinizden bırakamayıp bir solukta okuyacağınız bir roman Mavra.

Kitap “Her şey limonata tadında bir yaz gecesi başlamıştı…” yazısıyla eğlenceli ve heyecanlı bir hikayenin içine dahil ediyor ve sizi 1970’li yılların Bodrum’una, İzmir’ine, İstanbul’una ve İtalya’sına ışınlıyor.

Aşk, hüzün ve veda üçgeninde ilerleyen romanın en başarılı yanı yazarın samimi ve içten bir anlatımı tercih etmiş olması… Yazar, önceki romanı Çaça’da olduğu gibi, nostaljinin büyülü atmosferini hissettiriyor. Anlatıcı-yazar romanın arasına girerek, geçmişte yer alan ve günümüzde genç neslin bilmediği şeyleri espirili cümlelerle açıklıyor. Bu yönüyle roman açık biçim özellikler sergiliyor. Yazar-anlatıcı olarak Adnan Turgut’un dünyasından bazı ayrıntıları da yakalıyoruz romanda.

Patlıcan yangınlarının ne olduğunu, eskiden evlerde hayat denilen bölümler yer aldığını ve ülkemizin deniz ulaşımında ne kadar büyük imkânlara sahip olduğunu ve 1970’lerde bu yolculukların ne kadar heyecan verici bir şekilde yaşandığını Mavra’yı okurken öğreniyoruz.

Adnan Turgut’un ele aldığı konuları işleyiş biçimi ve anlatım dili, kendine has denilen özgünlüğe ulaşmış durumda. Bu cümleleri nerede görsem bu Adnan Turgut’a ait diyebilirim sanırım. Üslup konusundaki bu başarı yazar olmanın bence doruk noktasını gösterir. Adnan Turgut o doruğu yaşayan ender kalemlerden biri. Onun daha çok yazmasını bekliyorum. Çekmecesinde ve aklında neler var bilmiyorum ama her şeyi ortaya dökmeli…

Kitabı okurken, bunun bir sinema filmi olmasını hayal ettim. Bunda yazarın görsel bir anlatımı tercih eden sinematografik dilinin katkısı büyük. Mavra büyük ölçüde bir aşk romanı. Edebiyatta ve sanatta içi tüketilen, pestili çıkartılan bir konu aşk; ama aynı zamanda halen en çok ilgi duyulan konu. Mavra benzerlerinden ayrılan sahici yanıyla hem roman olarak okuyucu tarafından hak ettiği değeri görmeli hem de güzel bir prodüksiyonla bir film haline gelmeli.

Adnan Turgut bize aşkla birlikte bir hüzün sağanağı yaşatıyor… Günümüzün sosyal medya gürültüsü içinde belki de bize milyonlarca ışık yılı uzaklıkta kalmış bazı duyguları tekrar hatırlatır umarım…

Okuyunuz, seveceksiniz.

Adnan Turgut, Mavra, Duvar Kitabevi, 2020, 176 s.

[i] Erkin Koray’ın bir şarkısı

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Serkan Fırtına

Yanıtla