Sanatta Hak İhlalleri / Haziran 2025

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Sanat Meclisi’nin hazırladığı “Sanatta Hak İhlalleri” raporunu okurlarımızla paylaşıyoruz.]

Yaz başladı. Sanata saldırılar da sürüyor. İşte Haziran 2025 de sanat alanının yaşadıkları:

  • Ecre Begüm Bayrak, 30 Mayıs’ta Ankara’da düzenlenen “Esaretten Cesarete Kısa Film Yarışması” ödül töreninde yaşadıklarını anlattı. Bayrak, “Törende yaptığım konuşma TRT’de görevli Oya Eren tarafından kesildi. Şiddete uğrayan öğrencileri, tutuklu gençleri ve sansüre uğrayan Grup Yorum’u andığım için sözlü ve fiziki saldırıya uğradık. Salon çıkışında üzerimize kapılar kilitlenmeye çalışıldı, ‘Bozkurt’ işaretleriyle hakaretler edildi. Festival ekibinin ve diğer yönetmen arkadaşlarımızın desteğiyle ortam yatıştırılmaya çalışıldı ancak polis çağrıldığını öğrenince salonu terk etmek zorunda kaldık. Bu yaşadıklarımız sadece bize değil, ifade özgürlüğüne, tüm sanatçılara ve halkın düşünce özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır. Yaşadıklarımız üniversitelerdeki polis şiddetinden, sanata uygulanan sansürden ve genel baskı ortamından bağımsız değildir” dedi. Sinema Emekçileri Sendikası (Sine-Sen) ise, Beyoğlu’nda bulunan sendika binası önünde basın açıklaması yaptı: “Bir sanatçının mobbinge, tacize, sözlü hakarete ve fiziki saldırıya maruz kalması kabul edilemez. Ecre, sahnede bir ifade, bir söz, bir sanat üretimi için bulunduğu sırada bu saldırıya uğradı. Bu durumu kesinlikle kabul etmiyoruz.” denildi. Nur Sürer de bir dayanışma mesajı verdi: “Uzun yıllardır sinema çalışanı olarak kardeşimin yanındayım. Sanat yasaklanamaz, bunu asla kabul etmiyoruz. Sansürlenen filmlerimiz oldu, genç oyunculara yurt dışı yasağı konulması gibi uygulamaları reddediyoruz. Bu durum bir rezalettir.” Sine-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Yeliz Vurgun yaptığı açıklamada, “Üyemiz Ecre Begüm Bayrak’a yönelik bu saldırı yalnızca ona değil, tüm sanat emekçilerine ve ifade özgürlüğüne yöneliktir. Olayın takipçisi olacağız ve sorumlular hakkında hukuki süreç başlatacağız. Sanat susmaz, sanatçı susturulamaz” ifadelerini kullandı.
  • Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Saraçhane’de eylem yapan öğrencilere destek verdiği gerekçesiyle Efes Antik Kenti’ne konser vermesi için başvuru yapılan bazı sanatçılar için “red” kararı verdiği iddiası Meclis gündemine taşındı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, “İktidarın baskı, sansür ve yasakçı anlayışının açık bir göstergesidir. Bu kabul edilemez” dedi. Karasu, “Her eleştiriyi düşmanlık olarak algılayan ve hedefe koyan bu iktidarın sanatçılara yönelik tutumu, bir utanç vesikası olarak tarihe geçmiştir” dedi. Türkiye’de uzun zamandır antik kent tiyatrolarında yaz konserleri veriliyor. Bu konserlerde antik kentlerin zarar gördüğüne yönelik eleştiriler var. Ancak müzik dünyasında bu konserlere çok önem veriliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yetkililer organizatörleri aradı ve konser biletleri bir günde tükenen, milyonlarca müzikseverin takip ettiği bazı sanatçıların konserlerini antik tiyatrolarda yapamayacaklarını, yerlerine başka isimler bulmalarını söylediler. Sanatçıların  bundan haberi bile olmadı. Çünkü organizasyon şirketleri, başvuru yapıp onay aldıktan sonra onlara teklif götürüyordu. İddiaya göre; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesine, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına ve darbe girişimini protesto eden öğrencilerin hapsedilmesine tepki gösterdikleri için bu isimleri kara listeye aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın isimleri çizdiği Cem Adrian, Melike Şahin, Sertab Erener, Hadise, Mabel Matiz, Melek Mosso da Ekrem İmamoğlu’nun ve öğrencilerin tutuklanmasına tepki göstermişti. Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı, antik tiyatrolardaki tüm yaz konserlerinin iptal edildiğini organizatörlere bildirdi. Gerekçe olarak; Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun izin vermediği söylendi. Bazı antik kentlerde ise restorasyon olacağı öne sürüldü. Satılan biletlerin iade süreçleri için organizasyon şirketleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yazı istedi. Ancak bu yazı halen gönderilmedi. Organizatörler, bu antik tiyatroları kiralamak için milyonlarca lira vermişti. Bu kira bedellerinin geri ödeneceği söylendi.
  • ‘Sorulacak hesap kurulacak yeni bir hayat var’ sloganıyla hazırlanan ve 6 Şubat depremlerinde yaşananları konu alan ‘Beton Sizin Vatan Bizim’ belgeseline yönelik saldırılara ilişkin yapılan basın açıklamasında belgeseli sahiplenme çağrısı yapıldı. Kendisi de Antakyalı bir depremzede olan Halil Yakut, belgeselde depremde yaşananları halkın ağzından anlatıyor. Belgeselin hazırlık sürecinde İstanbul’da gözaltına alınan ve röportajlarına polis tarafından el konulan Halil Yakut, serbest bırakıldıktan sonra yeniden Antakya’ya giderek çekimlere devam etti. Bir kez daha gözaltına alınan Halil Yakut, bu kez tutuklanarak Silivri Hapishanesine götürüldü, ardından Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edildi. 100 günlük açlık grevi direnişi sonrası tahliye edilen Halil Yakut, belgeseli tamamladı. Samandağ’da 2 Şubat 2025 tarihinde ilk gösterimi gerçekleşen belgesel birçok ülkede izlendi. Belgeselin 17 Mayıs 2025 tarihinde Youtube’da yayınlandığı gün Ankara 10. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla X hesabına erişim engeli getirildi. Belgesele yönelik baskılara ilişkin Antakya’da düzenlenen basın toplantısında konuşan Halil Yakut, şunları söyledi: “Bize mezar olan binaları inşa edip denetlemedikleri için, bizi beton-mezar binalarda yaşamaya mahkum ettikleri için, Hatay’a günlerce yardımların gelmesi engellendiği için, iletişim hatları kesildiği için, sosyal medyaya erişim engeli getirildiği için akrabalarımız, arkadaşlarımız enkaz altında can verdi. Bu belgesel halkındır. Biz olsak da olmasak da ailemiz, arkadaşlarımız, halkımız belgeselimizin gösterimlerini yapmaya, yayınlamaya, sahiplenmeye devam edecektir. Belgeseller yaşananları tarihe belgelemek için yapılır. Biz de bunu yaptık. Depremzede halka mikrofonu uzattık. Halk anlattı. İşte tam da bu yüzden belgeselimiz halkın belgeselidir. Belgeselimizi var eden halkın kendisidir.” 
  • Bir süre önce Dersim Festivali’nde söylediği türküler ve Facebbok’daki paylaşımlarından ötürü hapis yatan ve tahliye olan sanatçı Pınar Aydınlar bir kez daha sorgulamaya alındı. Bu kez Dersimli önder Seyit Rıza’nın bir sözünü paylaşmaktan sorgulanan Aydınlar, kendisine destek olanlara teşekkür etmesinden ötürü de sorulara muhatap oldu.
  • İstanbul Valiliği, halkın yoğun olarak bulunduğu açık alanlarda kişisel müzik yayını yapanlara idari para cezası kesileceğini açıkladı. Valiliğin açıklaması şu şekilde: “Son zamanlarda insanların toplu seyahat ettiği ulaşım araçlarında, duraklarda, plajlarda, sahillerde, piknik alanlarında, insanların topluca bulunduğu umuma açık alanlarda kişisel müzik yayın cihazlarıyla çevreyi rahatsız edecek şekilde gürültü yapıldığı valiliğimize intikal eden şikayetlerden anlaşılmıştır. İstanbul Valiliği olarak bu durumun önüne geçebilmek için; Meydanlarda, halkın yoğun olarak bulunduğu açık alanlarda, toplu taşıma araçlarında, duraklarda, sahil ve plajlarda kişisel müzik yayın cihazlarıyla gürültü oluşturarak çevreyi rahatsız eden kişilere ‘5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36’ncı maddesi gereğince idari para cezası uygulanacaktır.”

Yaz geldi. Ancak ekonomik darboğaz ne sanatçılara ne de halka soluk aldırıyor. Bir sanatçı herhangi bir sahnede veya lokalde etkinliğini yapıyor. Ancak eline geçen para ile bir lokantada iki kişi olarak yemek bile yiyemiyor. Eskiden yaz gelince herkes evine meyve götürürdü. Şimdi tezgahlardaki meyve fiyatları el yakıyor. Sanatçılar ve halk çocukları dondurma bile alamıyor. Konser yasakları ise yaz-kış demeden devam ediyor. 

Paylaş.

Yanıtla