Covit-19 ve Şiddet: “Her Güne Bir Vaka”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

BGST Tiyatro tarafından 24. İSKV İstanbul Tiyatro Festivali için hazırlanan ‘Her Güne Bir Vaka’ geçtiğimiz haftalarda festival prömiyerini gerçekleştirdi. Sevilay Saral’ın yazdığı gösteri Covit-19 salgını sırasında 7 kadının 7 ayrı güne sığan hikayesiyle karşımıza çıkıyor. Kadınların içinde yaşadığımız dünyada salgın günlerinden beter hayat yaşadıklarını açık yüreklilikle anlatan oyun her açıdan toplumsal eleştiriyi gözler önüne sermiş. Oyundaki en dikkat çekici nokta, kadın öykülerinin yanı başımızda, aslında hepimizin bildiği, gördüğü, duyduğu, ama görmezden geldiği konuları anlatıyor olması.

Türkiye’ye gönderilen Rotterdamlı genç, emekli öğretmen, hemşire, kargo çalışanı, ev hanımı, online yaşam koçu ve oyuncu yedi kadın; öylesine hayatlar aktarıyor ki, bazen yaşadıklarıyla alay ediyor bazen de insanlara haykırarak yaşadıkları olayları kıyasıya eleştiri yağmuruna tutuyor. İçinden geçtiğimiz salgın günlerinde kendi payımıza düşen neyse alıyoruz oyundan. Salgının içinden haykıran çığlıkların yansıması sahneden bize aktarılan. “İzolasyondaysanız ve şiddet görüyorsanız, paylaşın” isyanını gören kadınlar teker teker kamera karşısına geçerek yaşadıklarını internet ortamında paylaşıyor. Oyunda her gün başka bir kadının yaşamındaki Covit-19 felaketinden daha ağır bir felaket beliriyor.

BGST Tiyatro toplumsal konuları tiyatro sahnesinden paylaşan cesur bir grup. Topluluğun bundan önce yaptığı çalışmaların hemen hepsini inceleyen bir eleştirmen olarak bu çalışmada da yine çarpıcı noktalar gördüğümü belirtmeliyim. Sıkıcı bir giriş ile başlayan ama daha sonra anlatıların samimi bir ortama doğru kaydığı ‘Her Güne Bir Vaka’ oyunu, kadın oyuncuların karakter yaratmadaki ustalığıyla apayrı bir noktada duruyor. Aysel Yıldırım’ın ‘namus’ kavramı yüzünden Hollanda’dan İstanbul’a sürülen genç bir kadında anlattıkları ile Duygu Dalyanoğlu’nun online yaşam koçu karakterinde bahsi geçen konular özellikle dikkatimi çekti diyebilirim. Yazarın bu noktalarda daha gerçekçi daha cesur noktalara parmak bastığını söylemeliyim. Ayşenil Şamlıoğlu, canlandırdığı karakter ile yaş itibariyle içinden çıkamadığı psikolojik ruh halini keskin bir duruşla aktarmış. Oyundaki öykülerin toplumsal bir alan yaratmak için yazıldığı aşikar. Önce tüm oyuncuların sahnede gösterildiği, daha sonra her bir günde bir kadının dertlerinin dinlendiği anları izliyoruz. Oyuncuların tamamı başarılı. Aysel Yıldırım’ın rejisinde Covit-19 salgınından beter hayat yaşayan kadınların aslında her gününün salgın dönemi gibi geçtiğini anlıyoruz. Sokağa çıkmak, insanlarla konuşmak, bekar kalmak, meslek sahibi olmak… Kadın tüm bunların içinde ‘öteki’ kavramına maruz kalarak hayatta kalmaya çalışıyor.

BGST Tiyatro, 7 ayrı kadının öyküsüne bir günün adını vererek, kadının kapalı kaldığı evde ya da dünyada gördüğü psikolojik ve fiziksel şiddeti derinlemesine analizlerle seyircisine sunmuş. 24. İstanbul Tiyatro Festvali’nin kadın sorunsalını masaya yatırdığı ‘Her Güne Bir Vaka’ esprileriyle, acısıyla, travmalarıyla yüzde yüz gerçekçi, çarpıcı bir çalışma!

LifeArtSanat

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla