Bir Anadolu Kumpanyası: Odunpazarı Belediye Tiyatrosu

Pinterest LinkedIn Tumblr +

(Eylem Lodos’un Evrensel’de yayınlanan söyleşisini okurlarımızla paylaşıyoruz.)

Odunpazarı Belediye Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Elçin Elmalıoğlu Karaahmet, Genel Sanat Yönetmeni Yardımcıları Kıvanç Pehlivanoğlu ve Ömer Burak Ünal ile Odunpazarı Belediye Tiyatrosu’nu konuştuk.

15 yıl önce kurulan Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, çalışmalarına ‘kumpanya’ mantığı ile devam ediyor. Eskişehir’in profesyonel 3’üncü tiyatrosu olan Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, koronavirüs pandemisi nedeniyle perdelerini kapatmak zorunda kaldı. Ancak onlar bunu fırsata çevirerek çalışmalarını YouTube ve sosyal medyaya taşıdı. Skeçler, parodiler çeken hatta sokak röportajları yapan Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, zor şartlarda bile sevenlerini tiyatrosuz bırakmadı… Odunpazarı Belediye Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Elçin Elmalıoğlu Karaahmet, Genel Sanat Yönetmeni Yardımcıları Kıvanç Pehlivanoğlu ve Ömer Burak Ünal ile Odunpazarı Belediye Tiyatrosunu, oyunlarını ve tiyatro derslerini konuştuk…

“BİR KUMPANYA GİBİ…”

Bugüne kadar kaç oyun oynadıklarını soruyoruz. Sözü, önce Elçin Elmalıoğlu Karaahmet alıyor. “Tiyatro müdürlüğü olduğumuzdan itibaren; haftanın 5 günü 11 yetişkin, 6 da çocuk oyunu sahneledik. Diğerlerinin de prömiyer ve prova aşamasındayken araya pandemi girmesi nedeni ile sezonu kapattık” diyor… Odunpazarı Belediye Tiyatrosunun kendileri için çok önemli bir tarafı olduğunu söylüyor Karaahmet, Odunpazarı Belediye Tiyatrosunun profesyonel, sıkıştırılmış 2 yıllık konservatif eğitim verdiğini anlatıyor. Tiyatronun oyuncusunu kendi yetiştirdiği öğrencilerden çıkardığına dikkat çekiyor Karaahmet ve ekliyor, “Bu anlamda Türkiye’de örneği bulunmuyor.”

“Sınav açabilirsiniz, oyuncu alabilirsiniz, profesyonel oyuncular da alabilirsiniz. Odunpazarı Tiyatrosunun en kıymetli yeri burada başlıyor, kendi oyuncusunu kendi yetiştiriyor. Özel yetenek sınavı ile alıyor, 2 yıl profesyonel bir eğitim veriyor ve sonrasında kendi oyuncusunu yetiştirmiş oluyor. Tıpkı bir kumpanya gibi… Bu anlamda Odunpazarı Belediye Tiyatrosunun yeri çok başka. Odunpazarı Belediye Tiyatrosu bir kumpanya gibi var oluyor. Bizim öğrencilerimiz bütün eğitimlerini aldıktan sonra, bu eğitimlerini uygulayabilecekleri bir sahneye sahipler. Bu tiyatro adına müthiş bir şey, çünkü sahnesi olan tiyatro İstanbul’da bile çok az, ki bu işin kalbi İstanbul’da atar. Bu anlamda müthiş bir farka ve özelliğe sahibiz” sözleriyle konuşmasına devam eden Karaahmet, bu anlamda da çok şanslı olduklarının altını çiziyor. Onlar, bu eğitimlere pandemide de devam edecekler… Tüm önlemler alınmış. Bu yıl 17 kişi, Odunpazarı Belediye Tiyatrosunda ‘tiyatro eğitimi’ alıyor.

OYUNLAR SOSYAL MEDYAYA TAŞINDI

Pandemi nedeni ile Odunpazarı Belediye Tiyatrosu perdelerini kapatmak zorunda kaldı. Seyircileri ile buluşamıyor. Onlar bu süreçte YouTube, sosyal medya üzerinden ve Odunpazarı TV üzerinden tiyatroseverlerle buluşuyor. İlk projelerinin “Mucize Ev” olduğunu dile getiriyor Karaahmet, bu süreci ise şu sözlerle anlatıyor: “Yaklaşık 8 bölüm çektik onu. Bizim için de tecrübe ettiğimiz, önümüzü görmeye çalıştığımız bir çalışma oldu. Çocuklara dokunduk, seyircilerimize dokunduk. Sonrasında ‘Tiyatro Müdürlüğü olarak kendimiz ne yapabiliriz’den yola çıkarak küçük skeçler ya da daha konsept olarak oluşturabildiğimiz programlar olabilir mi, bunu da yayımlayabilir miyiz, sorusundan yola çıktık. Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünün Odunpazarı TV’yi kurması ile beraber bize kocaman bir alan açılmış oldu. İlk olarak ‘Alo Belediye’yi çektik. Bizim için muazzam bir malzemesi olan bir şeydi. Odunpazarı başlı başına bir malzeme bizim için dokusuyla, orada yaşayanlar ile… Buradan 2 proje doğdu. Biri ‘Odunpazarı Teyzeleri’, 2’ncisi ‘Portatif’. Portatif, röportaj programı aslında, ama öyle bir şeye evrildi ki bir süre sonra sadece Odunpazarı bölgesinde yaptık. Odunpazarı envanteri oluşmuş oldu. Portatif’in bir de kendi içinde kolektif kısmı var. Odunpazarı özellikle kadın  üreticiler için çok kıymetli bir yer. Onları biz de tanımış olduk, izleyenler de tanımış oldu. Biz çok keyif aldık Portatif’ten. Odunpazarı Teyzeleri çok seviliyor, ama facebook’ta. Bu sosyal kanalların kendine ait hedef kitleleri var. Onu fark ettik süreç içerisinde. Instagram’da 1 dakikalık, daha çok gençlere yönelik ne yapabiliriz, sorusundan, ‘Asansör’ doğdu. Asansöre giren bir kişinin 1 dakikada yaşadığı herhangi bir minik hikaye doğdu. Daha interaktif, daha enerjisi yüksek ne yapabiliriz dedik, ‘Oyuna gel’ doğdu oradan da. Biz çok eğlenince kameraya yansıyanlar da eğlenceli oldu.”

“ÜCRET TALEP EDİLMEKSİZİN EĞİTİM ALIYORLAR”

Odunpazarı Belediye Tiyatrosunun Hasan Polatkan Kültür Merkezinde bir sahnesi var. Ama onlar; bu sahneye ulaşamayan, kırsal mahalle olarak tabir edilen ekonomik durumu dezavantajlı yerlerde de oyunlar sergiliyor. Odunpazarı Belediye Tiyatrosu tarafından verilen bu derslerin, dışarıda para karşılığında alındığına dikkat çekiyor Ömer Burak Ünal ve ekliyor:

“Güzel olan yanı şu, kapital bir çağda yaşıyoruz. İnsanlar ücretle para karşılığında alıyorlar; fakat burada herhangi bir ücret talep edilmeksizin eğitim alıyorlar. Üstüne 2 yıllık eğitimi tamamladıktan sonra ben burada var olmaya devam etmek istiyorum diyen kişi, sevdiği mesleği icra edip üzerine para kazanmaya başlıyor.”

“ANADOLU’NUN DON KİŞOT’U”

Odunpazarı Belediye Tiyatrosu ulusal ve yerel birçok ödül aldı, uluslararası festivallere katıldı… Sözü, Kıvanç Pehlivanoğlu alıyor… Burada bir parantez açmak gerekiyor. Pehlivanoğlu, Elçin Hoca’nın bumeranga benzettiği öğrencilerden. Yani Odunpazarı Belediye Tiyatrosunun konservatuvara gönderip de hoca olarak geri dönen gurur tablolarından… Odunpazarı Belediye Tiyatrosunun Anadolu’nun ‘Don Kişot’u olduğunu söyleyen Pehlivanoğlu “Burada adı konmamış bir sistem var. Burada fark etmeden oturmuş, köprüleşmiş bir sistem var. Kim içine girerse, o sistemin içinde oluyor. Güçlü ve ayakta duruyor” diyor. Görev bilinci ile hareket etmediklerinin altını çiziyor Pehlivanoğu ve şöyle devam ediyor: “Standart bu iş benim görevim oyunu oynayıp geleceğim demiyoruz. İşimi bitirip paramı alacağım demiyoruz. Tabii ki insanlar görevi var para kazanması gerekiyor ama bunun yanına birliktelik eklemek lazım. Mutluluk eklemek lazım. Biz birlikte eğlenebiliyoruz ve bu yüzden birlikte sağlam bir gelecek kuruyoruz.”

Evrensel

Paylaş.

Yanıtla