Nora’nın Bu Yorumu İzleyenleri Büyülüyor!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Onuncu sanat yılında, Türkiye’nin tiyatro gündemine önemli bir proje ile giren Tiyatro Boyalı Kuş, ünlü Norveçli yazar Henrik İbsen’in kültleşmiş eseri Nora/Nurê’yi çarpıcı bir şekilde ele alıyor. 2009 İbsen Ödülleri’ne layık görülen Nora/Nurê projesi, 3 Mart 2010’da Batman’da prömiyer yaptı. Diyarbakır, Van, Kars-Dağpınar, Doğubeyazıt, İstanbul-Esenyurt ve Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’nde seyirciyle buluştu. Oyun, Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nde izleyici karşısına geçmeye hazırlanıyor. Kürtçe dilinde ve Türkçe üst yazıyla gösterilerine devam eden grup, profesyonel anlamda dünyada ses getirmiş bir eseri Kürtçe sahnelere taşıyarak bir ilki gerçekleştiriyor.

Tiyatro Boyalı Kuş’un Türkçe tiyatro yapan bir grup olarak bilinmesi oyunun önemini daha bir ön plana çıkarıyor. Yıllardır yürütülen sistemli asimilasyon politikalarının günümüzde yerini artık farklı dillere gösterilen ilgiye bıraktığına şahit oluyoruz. Gerçi her zaman için demokrat kimliği ile ezilen insanların, halkların yanında yer alan Boyalı Kuş, Nora/Nurê ile yaptığı devrim nitelikte işlere bir yenisini ekliyor.

Oyunun günümüz dünya koşulları içinde yaşanılan bir aşktan farkı yok. Yalanla, ihtirasla elde edilen kazançlar; aşk uğruna saklanılan bir takım gerçekler; kadının içinde yaşadığı çatışmalı ruh hali ve hazırladığı gizli planlar Henrik İbsen’in yüz yıllar sonra bile güncelliğini yitirmemiş bir metin yazdığının en büyük kanıtı sayılır. Özellikle para ve mevki üzerine kurgulanmış kadın/erkek çatışması kapital düzenin önemli bir gerçeği!

Nora/Nurê’yi feminist bakış açısıyla seyirciye sunan grup, psikolojik çatışmaları derin içlemsel bakış açısıyla ele almış. Bunu yaparken Nora’nın sahnede yüzüne geçirdiği masklar önemli simge oluyor. Zaten sahnede dekor olarak karşımıza dört tane mask çıkıyor. Seyirci koltuğuna yerleştirilen mask izleyeni oyunun içine çekerken, diğer masklar insanları çatışmalar içinde bırakıyor. Nora, taktığı her maskla başka bir kadın olurken; bağımsız, kendi düşüncesiyle hareket eden bir yapıya doğru ilerliyor. Tüm duygularını sahnede bırakarak evini, kocasını terk eden Nora, özgür kadının kendisini arama hissiyatını cesurca sergiliyor. “Namus”, “şeref”, “onur” kavramlarını da eleştiren Tiyatro Boyalı Kuş’un Nora yorumunda; Torvald’ın, “Hiçbir erkek bir kadın için onurunu feda edemez” sözlerine karşılık; Nora’nın “Yüzlerce, binlerce kadın bunu her gün yapıyor” demesiyle kadın erkek eşitsizliğine işaret ediliyor. Grubun bu çatışmayı irdelerken kadının bedenini, ruhunu ön plana çıkarma isteği çok doğru bir tercih olmuş.

Kürt Norê ve Evrensel Kadın

Konunun evrensel yapısı dünya insanının aynı duyguları ortak paydada yaşadığını gösteriyor bizlere. Kürtçe’de bir klasik olmuş olan “Saliho ve Nurê’nin Hikâyesi”nde de aynı konuya şahit oluruz. Saliho, Nurê’nin amcasının oğlu (pismam) ve sevdiğidir, Diyarbakır’da zindana düşer. Nurê onu kurtarmak için savcılarla, hakimlerle konuşur, çözüm bulamaz. Altınlarını satıp hakime rüşvetler verir ve eninde sonunda Saliho’yu hapisten kurtarmayı başarır. Saliho’nun çıkar çıkmaz yaptığı ilk iş Ulu Camii’nin önünde Nurê’yi öldürmek olur! O’na göre “Nurê kadın başına erkek toplumuna girmiştir.” Metinde kocasının sağlığını kurtarmak için Nora’nın sahte imza kullanması, yalanlar ortaya çıkmasın diye kendisini siper etmesi ve sonucunda kocası tarafından cezalandırılması Nora ile Nurê’yi aynı paydada birleştiriyor.

Jale Karabekir yönetiminin iki önemli açığı var. Birincisi; oyunun mihenk taşı Nora/Nurê, iki erkek arasında çok pasif kalıyor. Kadına biraz daha cesur ve kendinden emin bir izlenim verilmeli. İkincisi Nora/Nurê rolü ile karşımıza geçen Şengül Özdemir’in ses tonu ile mimiklerini aynı bütünlükte kullanamaması! Psikolojik çatışmalar arka planda kalıyor. Şengül Özdemir yine de sahnede başarılı. Aydın Orak, Torvald Helmer’in iktidar hırsını harika bir performansla ortaya koyuyor. Orak’ın profesyonel duruşu oyunun her bölümünde hissediliyor. Krogstad ile Remzi Pamukçu’nun etkileyici sözcüklerine şahit oluyoruz. Öç alma ve kin duygularını iyi yansıtıyor.

Nora/Nurê Türkiye’de profesyonel Kürtçe tiyatro yapıldığını bizlere bir kez daha gösterdi. Bu tarz çalışmaların ülkedeki tüm tiyatrolar tarafından yapılması gerekli! Eğer bu anlayış devam ederse, o zaman gerçek demokrasiyle bütünleşmiş insanlar yaratabiliriz. Oyun Kumbaracı 50’de ve yakın zamanda Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali’nde izleyicilerin karşısında olacak…

Birgün

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla