Bir Delinin Güncesi: “Şiddeti Yazmak Zor, Peki Oynaması Kolay mı?”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Aslı Erdoğan’ın kitabından aynı isimle Ayşe Lebriz Berkem tarafından oyunlaştırılan ‘Bir Delinin Güncesi’, pandeminin ağır koşullarında sahne yolculuğuna başladı ve yılmadan devam diyor. İlk önce Gogol’un ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ adlı oyunu çağrıştıran eser, tam aksi olarak akıl hastanesinde tedavi olup dışarı çıkan bir kadının içsel psikolojik dalgalanmalarını kendisine konu edinmiş. Biteatral’in bizlere kazandırdığı oyun, içinden geçtiğimiz tiyatro sezonunda sanırım birkaç politik tiyatrodan bir tanesi. Artık hiç kimsenin elini taşın altına koymadığı şu günlerde Ayşe Lebriz Berkem’in böylesi önemli bir projeye imza atıyor oluşu son derece taktire şayan!

Oyun sahne yapılanması ile daha ilk görüşte sizi olayların içine çekiyor. Devasa –çarmıh da diyebiliriz- deli önlüğü içinde kaderinin izlerini yaşayan bir kadının görüntüsü belleğimize kazınıyor. Oyunun anlatımı nesneler, objeler ve metaforlar içinde sunulmuş. Özellikle Aslı Erdoğan’ın çatışmalı politik travmalarını izlerken, sahnedeki her bir geçiş son derece önem kazanıyor. Biteatral yapısal anlamda politize olmuş bir kadın kimliği göstermiyor aslında. Sahnenin tamamında gelişen olay zincirleri, gördükleri karşısında yeniden akıl sağlığını kaybeden, politize olma yolunda ilerleyen bir kadını suratımıza çarpıyor. Bu çarpış öyle sıradan bir tokat değil. Hepimizin İstiklal’de gördüğü, ama görüp geçtiği ‘cumartesi anneleri’, ‘demokratik kitlesel protestolar’, ‘hak arayanların yürüyüşleri’… hayatımızın tam merkezinde sayılır. Bir gün, kim bilir, sen de hak aramak için akıl sağlığını yitirebilirsin?

Yazar Aslı Erdoğan, görmeye cesaret edemediğimiz, burnumuzun dibinde yaşandığında kafamızı çevirdiğimiz hayatları anlatmış. Yazarın bu tavrına sahnede devleşen Ayşe Lebriz Berkem’in keskin politik yorumu eklenince, kendi yaralarına ve acılarına kulak kesilen insanları silkeleme girişimi ortaya çıkıyor. Yazar duygusal ve sert bir şekilde acının merkezinden geçiyor, duruyor, gözlerini kapamayıp sorguluyor. Belleğimizin bizlere ihanet ederek toplumsal olaylardan bizleri hızla uzaklaştırmasına sessiz kalmamak gerektiğini bağıra bağıra yazan Erdoğan’ ı muhteşem biçimde sahnede yorumlamak zor bir uğraş. Berkem, oyunda hem Türkiye’nin gerçek politik olgularına saldırıyor hem de seyirciyi oturduğu koltukta açık açık rahatsız ediyor. Oyuncunun ‘unutma… beyinin, kalbin ruhun unutmasın…’ algısı eşliğinde, duyarsızlık sahnede tek kalemde siliniyor. Şiddeti yazmak zor, peki oynaması kolay mı?

Biteatral’in sahne yapısında soyut ve de somut ögeler iç içe geçmiş. Sezonda şu ana kadar izlediğim tek kişilik kadın performansları arasında en iyi performans bu oyunda mevcut. Yaklaşık bir saat boyunca psikolojik analizlerin bol bol kullanıldığı ‘Bir Delinin Güncesi’, ‘ülkede akıl sağlığımızı koruyarak nasıl yaşayamayız?’ sorusuna cevap veriyor. Toplumsal duyarlılık bize psikolojik olarak zarar vermiyor, aksine güçlü bir insanı baştan aşağıya yaratıyor. Aslı Erdoğan’ın şahane kalemini, Ayşe Lebriz Berkem’in insanı kendisine hayran bırakan performansını mutlaka izlemelisiniz!

LifeArtSanat

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla