Elenika- Son Kantocu (2022): 6-7 Eylül Faşizminin Gölgesinde Bir Kadın!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Öteki Beriki Tiyatro Topluluğu’nun toplumsal belleği sıcak tutmak ve Türkiye’nin bir dönem yaşadığı çok kültürlü pozisyonunu hatırlatmak için sahnelediği ‘Elenika – Son Kantocu’ adlı oyun geçtiğimiz günlerde prömiyer yaptı. Oyun sezon içinde fazlaca merak ettiğim projelerdendi. Handan Gökçek’in yazdığı, Yılmaz Tüzün’ün yönettiği, usta oyuncu Tomris Çetinel ile Yasemin Şimşek Tüzün’ün sahnede yer aldığı gösteri için yazılacak çokça cümle var. Öncelikle 6-7 Eylül faşist karanlığını yaşayan bu ülkenin maalesef geçmişiyle ilgili hesaplaşması gereken derin konuları mevcut. ‘Elenika – Son Kantocu’ bu hesaplaşmanın en duygusal hali olarak karşımıza çıkıyor!

İstanbul’un Osmanlı’dan kalma kantocuları aslında tiyatronun tulûat oyuncuları arasında yer alırdı. Kadının toplumsal kimliğini belirlemesi açısından son derece önemli bir pozisyonda olan bu kantocular arasında kimler yoktu ki… Peruz (Terzakyan), kuzeni Şamram (Kelleciyan), Küçük Virjin, Zarife, Büyük Amelya, Küçük Amelya, Mari Ferha, Agavni ve Viktorya Hanım… isimlerin tamamını yazmaya kalksak 1890’lı yıllardan 1950’li yıllara kadar onlarca kişiyi sıralayabiliriz. Kantocu kimliği Osmanlı’dan genç Türkiye’ye miras kaldığı için gelenek sürdürülmüş, İstanbul’un -ki özellikle Beyoğlu- meşhur gazinolarında Rum, Ermeni ve Türk sanatçılar sahne almaya devam etmişler, ta ki 6-7 Eylül olaylarına gelene dek. Türkiye’nin ilk kez toplumsal yapısını değiştirmek için tezgahlanan sivil ayaklanma ya da darbe girişimi dönemin Başbakan’ı Adnan Menderes tarafından ‘sıkıyönetim’ ilan edilerek bastırılmıştı. Fakat o gece devam eden olaylarda yüzlerce Rum, Ermeni ve Türk vatandaşı hayatını kaybetmiş, bir çok kişi malını mülkünü bırakıp İstanbul’u, Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmıştı.

Tarihsel bilgi verdikten sonra oyuna dönelim. Sahnedeki konu 6-7 Eylül olaylarının hemen öncesine Elenika adlı Rum kadının Beyoğlu’nda kantocu olarak sahne aldığı döneme denk geliyor. Bütün aynalarını kıran Eleni, yaşadıklarıyla hesaplaşmasını yaşamsal bir döngü olarak görüyor. Cunda’da evinin içine hapsolan yaşlı kadın, 6-7 Eylül faşizminden kaçarken nelerini feda etmiş, detaylı biçimde anlatıyor. Sahne aldığı yıllarda hayatına dahil olanlar, İstanbul’un dönemsel olarak insanı sarhoş eden yapısı, azınlıkların oluşturduğu sahne ortamı… hepsini Eleni’nin anlatımında detaylı olarak görüyoruz. Dar bir alana hapsolan bu kadın için yaşamın anlamı ne peki?

Yazar Handan Gökçek, İstanbul’un 1930’lu 40’lı ve 50’li yıllarını anlatırken hayali bir kurguyla hareket etmemiş. Özellikle 6-7 Eylül olaylarına gelene dek, İstanbul’da toplumsal dinamiğin sahne ortamında nasıl işlediğini detaylı biçimde anlatmış. Yönetmen Yılmaz Tüzün’ü iki konudan dolayı tebrik etmeli. Elenika’nın yaşlı hali ile genç hali başarılı iç içe geçerken, perdeden gelen maskeli karakter, olayların içindeki yan karakterler oluyor. Siz bir ‘anı tiyatrosu’ içinde sıkılmıyorsunuz, aksine anlatılanların canlandırıldığı sıradışı oyuncu performanslarıyla duygusal tepkiler içine giriyorsunuz.

Tomris Çetinel’in Elanika’nın son hallerini canlandırması öylesine muhteşem olmuş ki; insan karşıdaki karakterle birebir empati yapıyor ve kadının psikolojik tüm acılarını an be an yaşıyor. Usta oyuncu Tomris Çetinel sahneye girdiği andan çıktığı ana kadar insanın tarihsel belleğini sorgulamasını sağlıyor. Özellikle Elenika’nın Niko aşkını, oyuncunun duygu aktarımındaki muhteşem estetiği ile gözlerimiz dolu dolu izliyoruz. Böylesi oyuncuları sahnelerde izlemek biz eleştirmenler için çok büyük şans. Yasemin Şimşek Tüzün, Elenika’nın genç hali ile sahnede. Söylediği şarkılarda, sahnedeki muhteşem dans gösterisi ile oyuna damgasını vurmuş.

‘Elenika – Son Kantocu’ Öteki Beriki Tiyatro Topluluğu’nun 2022 yılında sahnelere damga vuran çalışması. Tomris Çetinel gibi büyük bir ustanın muhteşem sahne performansını izlemeden sezonu sakın kapatmayın!

Lifeartsanat

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla