Jekyll and Hyde (2023): “Çift Kişilik Karakterden Cinsel Toplum Gerçeği!”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Başrolünde Drew Barrymore’un dedesi John Barrymore’un oynadığı 1920 yapımı John s. Robertson filmi olan “Jekyll and Hyde” romandan sinemaya daha sonra da tiyatroya aktarılmış çarpıcı psikolojik metinlerden. Ankara Devlet Tiyatrosu’nun da repertuarında olan gösteri, Zorlu PSM’de, İstanbul sahnelerinde sahnelenmeye devam ediyor. Robert Louis Stevenson’ın klasik gerilim romanının müzikal biçimde seyirciye gösteriliyor oluşu, özellikle biz ‘sinematografik tiyatro’ sevenler için bambaşka duygular uyandırdı. Taner Tunçay’ın yönetmen koltuğunda, Malcolm Keith Kay’in Genel Sanat Yönetmeliği’nde sahnede devleşen oyunda; Hayko Cepkin, Elçin Sangu, Nermin Koçak, Umut Kurt, Cenk Bıyık ve Fatih Al Tuncay Çağıl, Işık Tolgay, Miray Akovalıgil, Alper Alpman, Buket Bahar, Elerki Taşkın, Oğuz Turgutgenç rol alıyor.

1886 yılında yazılan Robert Louis Stevenson’ın klasik gerilim romanı, Leslie Bricusse tarafından ilk kez 1990 yılında müzikal olarak sahnelere uyarlanmıştı.

Konuda Dr. Henry Jekyll, bulduğu kimyasal bir sıvı ile, insanin içindeki ‘kötü’ benliği, iyi benlikten tamamen ayırabilmeyi, özgür bırakmayı, hayal ediyor.

Kobay olarak kendisini seçtiği bu deney, başlarda olumlu sonuç verse de, sonrasında olaylar tamamen kontrolden çıkıyor ve Jekyll içindeki o zorba, azgın, dürtüsel ‘kötü’ nün (Mr. Hyde) denetimi altına giriyor, sonucunu ise kendi canı ile ödüyor.

Dr. Jekyll sevgilisi Beatrix Emery ile bir gece sokakta tanıştığı, daha sonradan cinsel duygular beslediği İvy Peterson’ı görür. kötücül yanı veya id’i Mr. Hyde’a dönüştüğünde İvy’e karşı saldırganlaşan, sadistçe cinsel işkenceler uygulayan doktor, cinselliğini bastıran jekyll kimliğine yeniden döndüğünde ona kardeşçe yaklaşır. Jekyll ve Hyde kimlikleri düz anlamıyla iyiyle kötünün çatışması anlamına gelir adeta, bastırılmış cinselliğe gönderme yapar.

İvy yasak aşkın cezbedici nesnesidir. Öldürülmek zorundadır, çünkü o bir tabudur. Beatrix ise evliliğin baskıcı bir toplumdaki karşılığı olmak durumundadır. Jekyll ile Hyde bu yönüyle olunan kişi ile olmak istenen kişiliğin çatışmasını ifade eder. Bu iki karşıt kimliği eril anksiyetenin parodisi biçiminde okumak çok daha farklı olur.

Deprem öncesinden Zorlu PSM sahnesinde bu muhteşem müzikali izledik. “Jekyll & Hyde” müzikali, Antre Production yapımıyla sahnede bambaşka bir hayat bulurken, Jekyll ve Hyde karakterlerine hayat veren Hayko Cepkin’in bir rock sanatçısı olarak Hyde rolünde gösterdiği performans akıllara kazınacak türden. Sanatçının performansı şahane. Jeklly ve Hyde’a dönüşme anlarında sahnede oluşan görsel şölen, sizi psikolojik algının içine çekiyor. Oyun esnasında canlı gerçekleşen müziklerle konu öylesine derinlemesine insan zihnine işleniyor ki, olayların zihin bulandıran yapısı kulaklarımızda yankılanıyor.

Elçin Sangu’nun Lucy Harris rolündeki performansı, Hayko Cepkin’in bitmek bilmeyen enerjisi ile bütünleşmiş. Bir müzikalde ses ve müzik kalitesini ararsınız. Bu iki durum, müzik direktörü Sabri Tuluğ Tırpan’ ın yorumuyla akıllara kazınıyor. Elçin Sangu’nun Ballad performansındaki duruşu, özellikle komodinin başında, “Ben Kimim” parçasını söylerken ki hali büyüleyici. 40 küsür kişilik ekibin durmaksızın gayretini de atlamamak lazım.

Teatral olarak Türkiye sahnelerinde on gömlek üstte duran “Jekyll and Hyde” Müzikali, Taner Tunçay’ın akıl dolu yönetim algısıyla bir solukta biten, şapka çıkarılacak bir işe dönüşüyor. Yalnız Hayko Cepkin’in oyunculuk bağlamında bu kadar yetenekli olduğunu görmek, sonraki zamanlarda sanatçıyı sahnelerde yeniden görmemizin önünü açıyor. Zorlu PSM’de devam eden gösteriyi kaçırmayın!

LifeArtSanat

 

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla