‘Carmen’ Sanatseverlerle Buluştu

Pinterest LinkedIn Tumblr +

(Öznur Uğraş Çolak’ın Cumhuriyet’te yayımlanan yazısının bir kısmını okuyucularımızla paylaşıyoruz.) 

“Carmen”in hikâyesini bilmeyen var mıdır? Operasını ve filmini seyredenler bilir, çingene kızı Carmen’in öyküsünü. “Ama Carmen’i hiç böyle izlemediniz” cümlesiyle yola çıkan ve bir o kadar da iddialı olan İspanya’nın önde gelen çağdaş dans topluluğu Compañía Nacional de Danza de España, Türkiye’ye iki günlük gösteri için geldi. Biz de “Carmen”in çağdaş yorumunu seyretmek için Zorlu PSM’ye gittik.

Benois de la Danse ödüllü Carmen dans gösterisinin koreografı Johan Inger, yenilikçi bakış açısıyla yorumluyor eseri. Inger, hikâyenin efsanevi ve evrensel tutku ve şiddet unsurlarına indirgenmiş halini gözler önüne seriyor.

Bakın ne diyor Inger, eser ile ilgili: “Bu karakterde belirli bir gizem var, herhangi bir çocuk olabilir, Don José çocukken olabilir, genç bir Michaela veya Carmen ve José’nin doğmamış çocuğu olabilir. Kısa da olsa yaşamlarımızda ve başkalarıyla sonsuza kadar etkileşim kurma yeteneğimizde olumsuz bir etkisi olan şiddetli bir deneyim nedeniyle yaralanan ilk iyiliğimizle kendimiz bile olabiliriz.”

HERHANGİ BİR YER OLABİLİR 

Orijinal roman yeniden yorumlanarak ve yerel kökenli estetiklerden kaçınılarak farklı ortamlarla çağrışımlar oluşturulmuş.

Aslında, Carmen’in hikâyesinin geçtiği İspanya’nın bir şehri olan Sevilla herhangi bir yer olabilir. Orijinal öyküde mekân olan yer bir tütün fabrikası ama bu yorumda yine herhangi bir yer olabilir. Sahnede bu ruh hali, keyifsiz, karanlık, gizli ve sisli sokaklar… Bu atmosferi yaratmak için ise koyu renk dekorlar kullanılmış. Büyük, yüksek dolapların kullanıldığı dekor, kapı geçişleri ve küçük odalar gibi. Sonrasında ise arkasını çevirince yansımaların yer aldığı dev aynalar…

Benim anladığım kadarıyla koreograf, yorumunda zamansızlık üzerinden gitmiş ve bu yolla çağdaş yoruma yaklaşmış.

İnsanoğlunda bulunan açık sözlülük, saflık, nezaket ve gizem, bir erkek çocuk tarafından temsil ediliyor; bu da gösterinin topla oynayan kız ve erkek çocuk ile başlamasını açıklar gibi.

Askerler, şirket yöneticisi, hikâyede yer alan Matador ise bir rock yıldızına benzetilmiş. Dansın ilk bölümünde yer alan parlak ve renkli kostümler, ikinci bölümde karanlığa bürünüyor. Gölgeler görüyoruz, karabasanı andıran bu gölgeler, şiddet ve hüsranın oluşumu bence.

Yazının devamı için tıklayınız

Cumhuriyet

Paylaş.

Yanıtla