Psikologlar Derneği ve CETAD’tan Basın Açıklaması

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Türk Psikologlar Derneği’nden Basına ve Kamuoyuna;

Şiddet kadın beden ve ruh sağlığını tehdit eder!

Kadına yönelik şiddet bir suçtur! Tecavüzün komik bir yanı yoktur!

Şiddet karşısında sessiz kalmak, sıradanlaştırmak, mizah malzemesi yapmak, görmezden gelmek bu suça ortak olmak ve suçu teşvik etmektir.

Türkiye’de kadına yönelik şiddet sürekli tırmanmakta, ortalama günde üç kadın sadece şiddet nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Birçok kadın şiddet nedeniyle birçok ruhsal ve bedensel sorun yaşamaktadır. Şiddet fiziksel, cinsel, duygusal, sosyal ve ekonomik alanlarda çeşitli biçimleriyle var olur ve hızlanırken medya da sürekli olarak, kadına yönelik şiddeti özendiren, sıradanlaştıran, normalleştiren, toplumsal cinsiyet rollerini pekiştiren, kadına yönelik şiddete ortak olan programlara, reklamlara, dizilere, filmlere, yarışmalara yer vererek bu suça ortak olmaktadır.

Fatmagül’ün Suçu Ne dizisindeki tecavüz sahneleri bir reyting toplama aracı olmuş, ilk bölümü bir hafta içinde defalarca gösterilmiş,  futbol maçlarında, internet sitelerinde bir tezahürat, espri konusu haline gelmiştir. En son olarak Habertürk kanalında Ali Poyrazoğlu’nun sunduğu Gölgede Muhabbetler programında tecavüz bir futbol maçı gibi ele alınmış ve bir komedi malzemesi haline getirilmiştir. Ne yapımcılar, ne sunucu, ne de konuklar arasından buna yönelik bir tepki verilmemiştir.  Bizler bunu dehşete düşerek izledik.

Kadına yönelik şiddet kadınların ruhsal ve bedensel sağlığını tehdit eder. Tecavüz şiddetli bir ruhsal ve bedensel travmadır. Etkileri yıllarca, kuşaktan kuşağa sürebilmektedir. Bir kadının bu kadar canını yakan bir olayın komik bir tarafı yoktur. Tecavüz bir suçtur. Kadına yönelik şiddeti reyting malzemesi olarak kullanmak, tecavüzü pornografik olarak sunmak, mizah ve komedi malzemesi yapmak da bu tecavüze ortak olmaktır. Bu programlar nedeniyle tecavüze uğrayan, şiddet gören kadınlar bir kez daha mağdur edilmektedir.

Kadına yönelik şiddet konusunda politikalar geliştirilmeli, önlemler alınmalı, kadın  sağlığı hizmetleri geliştirilmelidir. Şiddet gören kadın etiketlenmek, aşağılanmak ve alay edilmek yerine devletin koruması altına alınmalıdır. Kadın ve erkek eşitliği temelinde kadın hakları geliştirilmeli, bu devlet politikası olmalıdır. Kadının sağlığı, yaşamı ve hakları güvence altına alınmalı, kadına yönelik suçlar indirim, af ya da hafifletici nedenlerle geçiştirilmemelidir.

Buradan tüm kurumlara ve sorumlulara şiddete-tecavüze ortak olunmamasının söylüyoruz. Bu ve benzer programlarla ilgili olarak gerekli kurumların harekete geçmesini talep ediyoruz.

Bizler Türk Psikologlar Derneği olarak bu durum karşısında tüm yetkililere, kurumlara, medyaya sesleniyoruz: Kadına yönelik şiddete ortak olmayın, şiddeti teşvik etmeyin!

TPD (Türkiye Psikiyatri Derneği) ve CETAD (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırmaları Derneği) ortak basın açıklaması

TECAVÜZÜN SIRADANLAŞTIRILMASINA ve MAGAZİN MALZEMESİ YAPILMASINA İZİN VERİLMEMELİDİR

Basına ve Kamuoyuna;

Fatmagül’ün Suçu Ne? adlı dizinin yayına girmesi ile bir insanlık suçu olan tecavüzün giderek bir magazin malzemesi haline geldiği ve bunun her geçen gün arttığını görmekteyiz. Son olarak bir ulusal kanalda Ali Poyrazoğlu’nun sunduğu “Gölgede Muhabbetler” programında tecavüz sahnesi futbol maçı gibi ele alınmış ve komedi unsuru haline getirilmiştir. Bu durum insan hakları, insanın bedensel/ruhsal sağlığı ve toplumun geleceği açısından son derece tehlikeli bir gidiştir. Cinsel şiddet karşısındaki duyarsızlığın ve yok saymanın geldiği boyut ise endişe verici ve öfke yaratıcıdır.

Son dönemlerde ülkemizde şiddet içeren suçlarda artış gözlenmektedir. Şiddet kişinin yaşamını, ruhsal ve bedensel sağlığını tehdit eder. Tecavüz ağır bir ruhsal ve bedensel travmadır. Kadın, erkek, çocuk ya da erişkin herkes için bedensel ve ruhsal acı demektir. Hiç kimse böyle bir acıyı ne hak eder ne de ister. Tecavüzün ve onu alkışlamanın hiçbir haklı gerekçesi yoktur.

Toplumda özelliklere kadınların maruz kaldığı cinsel şiddetin sıradan bir olaymış gibi sunulması, mizah malzemesi yapılması görmezden gelinmesi ve pornografik uyarıcı eylem gibi kullanılması doğrudan ya da dolaylı olarak cinsel şiddet suçunun yaygınlaşmasına ve onay görmesine neden olmaktadır.

Şiddetin fiziksel, cinsel, duygusal, sosyal ve ekonomik her yönü ile yoğunluğu artarken medya kurumlarına büyük sorumluluk düşmektedir. Uygun olmayan içerikteki programlar şiddetin engellenmesinden çok yaygınlaşmasına ve olağanlaşmasına neden olacaktır. İzlenme kaygısı ile hazırlanmış bazı programlar kadına yönelik şiddeti özendirmekte, sıradanlaştırmakta, normalleştirmekte, toplumsal cinsiyet rollerini pekiştirmekte ve desteklemektedir. Medya kurumlarının şiddetin ve toplumsal cinsiyet rollerinin son derece yoğun olduğu ve temsil edildiği programlara, reklâmlara, dizilere, filmlere, yarışmalara yer vermemeleri, bu konuda toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekmektedir.

Sanılanın aksine ülkemizde cinsel şiddet oldukça yaygın ve gizlidir. Mağdurların yaşadıkları şiddeti gizlemeleri toplumun birçok kesiminin hala tecavüz mağdurlarını aşağılaması etiketlemesi, dışlaması ve mağdur olduğu olay nedeniyle suçlaması ile ilgilidir. Gerek kurumlar gerek toplum tecavüz mağdurunu korumalı desteklemeli ve suçun önlenmesi için gerekli tedbirleri ivedilikle almalıdır. Çok ağırlıklı olarak kadınların maruz kaldığı cinsel şiddet ile eğlenmek yerine kadının bedeninin tek sahibinin kendisi olduğu kabulünden yola çıkarak; kadını ve bireyi şiddetten koruyan, önleyici ve koruyucu politikalar geliştirilmelidir. Özellikle cinsel şiddet mağdurları için cinsiyete duyarlı ilk başvuru merkezleri ve sosyal destek kurumları oluşturulmalıdır. Kadın ve erkek eşitliği temelinde kadın hakları geliştirilmeli, bu bir devlet politikası olmalıdır. Kadının sağlığı, yaşamı ve hakları güvence altına alınmalı, cinsel suçlar indirime uğramamalı, tahrik indirimi hafifletici neden gibi bahanelerle suç dolaylı olarak onaylanmamalıdır.

Buradan tüm kurumlara ve sorumlulara şiddete-tecavüze ortak olunmamasını, özellikle kadınların maruz kaldığı bu tür şiddet eylemlerinin övülmemesini ve teşvik edilmemesini söylüyoruz. Bu ve benzer programlarla ilgili meslek örgütlerinin ve yasal mercilerin harekete geçmesinin gerekliliğini hatırlatıyoruz.

Kamuoyuna Saygı ile duyurulur.

Dr. Nesrin Yetkin

Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği Genel Başkanı

Dr. Şahika YÜKSEL

Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü

Dr. Ejder Akgün YILDIRIM

Türkiye Psikiyatri Derneği Cinsellik ve Cinsel Sorunlar Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü

Doğan ŞAHİN

Türkiye Psikiyatri Derneği İnsan Hakları ve Etik Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.