Tirbuşon, Gelibolu'da Tiyatroya Hayat Veriyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Televizyon izleyicisinin ‘Bir Demet Tiyatro’ adlı diziden ‘Tirbuşon’ tiplemesiyle tanıdığı Serhat Özcan, Çanakkale’nin Gelibolu İlçesi’nde kendi imkanlarıyla kurduğu tiyatroda geleceğin oyuncularını yetiştiriyor. 1978 yılından bu yana tiyatro ile uğraşan Serhat Özcan, geçen mayıs ayında Gelibolu Kız Meslek Lisesi Konferans Salonu’nu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden kiraladı. Burayı yeniden düzenleyen Özcan, yaşları 12 ile 30 arasında değişen gençlere tiyatro eğitimi veriyor. Öğrencileriyle birlikte şu ana kadar ünlü tiyatrocu Ferhan Şensoy’un adını verdikleri salonda Turgut Özakman’ın ‘Ah Şu Gençler’ adlı müzikali ve ‘Bremen Mızıkacıları’nı sahneye koyan Özcan’ın tek hedefi, Gelibolu’da zamanla yok olan tiyatro geleneğini yeniden ayağa kaldırmak.

Serhat Özcan, senaryosunu Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı, küçük bir mahallede yaşayan orta halli Çıtır ailesini ve dostlarının yaşadıklarını anlatan komedi dizisi “Bir Demet Tiyatro’daki ‘Tirbuşon’ karakteriyle adını duyurdu. Daha sonra birçok oyun, dizi ve sinema filminde rol alan 50 yaşındaki Özcan, şimdi Gelibolu’da geleceğin tiyatrocularını yetiştiriyor.

15 yıldır sık sık ziyaret ve tatil için geldiği Gelibolu’da tiyatro olmadığı için böyle bir girişimde bulunduğunu belirten Özcan, “1980’li yıllarda Oyunlarımızla Gelibolu’ya geldiğimizde salonlar dolar, taşardı. İnanılmaz bir potansiyel vardı burada. Tek oyunun yetmediği zamanları yaşadık. Daha sonraki yıllarda da arkadaş ziyaretleri için geldiğimde burada tiyatro olmadığını öğrendim. Zonguldak’ın Alaplı ilçesi’nde yaptığım gibi Gelibolu’ya da bir tiyatro kurmak istedim. Kısa sürede de bunu gerçekleştirdim. Şimdi genellikle çocukların katılımıyla hafta içi ve hafta sonu 30 kişiye kurs vererek geleceğin oyuncularını ve tiyatro izleyicisini yetiştirmek için çabalıyoruz” dedi.

KENDİ YAĞIMIZLA KAVRULUYORUZ

Mayıs ayından bu yana 100’den fazla gencin yaratıcı drama ve oyunculuk eğitimi aldığını ifade eden Özcan, “Şu an toplam 30 kişilik bir ekibiz. Her şeyi kendimiz yapıyoruz. Ekibin içinden gönüllü arkadaşlarımızla temizlikten, kostüme, afişlemeden, dekora kadar. Bununla da mutluyuz. Devlet tiyatrosu gibi değiliz, kendi yağımızla kavrulmaya çalışıyoruz. Çok güzel düşünceler var aklımızda ancak sponsor sıkıntısı yaşadığımız için bunları hayata geçirmek konusunda maalesef zorlanıyoruz” diye konuştu.

Amaçlarının toplumun gereksinim duyduğu, idealleri olan sevgi ve saygıyı içselleştirmiş bir yapı ve seyirci grubu oluşturmak olduğunu anlatan Özcan şunları söyledi:

“Ülkenin çok eskilerden gelen sorunlarıyla boğuşmak zorunda bırakılmış vatandaşlarının, zaman zaman yüzünde bir tebessüm, zaman zaman da yaşamla ve kendiyle yüzleşmelerini sağlayacak oyunlar seçerek birlikte yolculuk edebilmek, en büyük görevimiz ve isteğimiz. Çocuk oyunlarının hem geleceğin tiyatro seyircisini yetiştirmek, hem de çocukların ruhsal ve düşünsel açlığını giderecek, bilimsel bir temelde ele alınması, sağlıklı ve estetik değerleri gelişmiş bireyler yetiştirme yolunda, tiyatromuzun en ciddiye aldığı görevlerin başında gelmekte.”

Haberler

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.