Kentsel (Rantsal) Dönüşüm Hikayeleri!

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Türkiye’de daha önce ilk kez Tiyatro Artı’nın denediği ‘sokakta kulaklıkla tek kişilik tiyatro’ denemesi birçoğumuzun dikkatinden kaçmış olabilir. Tiyatro Artı’nın deneysel çalışması Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde, değişik yöntemlerle uygulanan bir proje. Şimdi bu projeyi Altıdan Sonra Tiyatro ve Alman tiyatro topluluğu Lokstoff ortak biçimde bizlere sunuyor. Tiyatro yaşantımızda ikinci defa uygulanan, fakat tek kişiden oluşmayan, kırk küsur kişilik seyirci grubuyla izleyenlerine farklı bir tat sunan ‘Yokuş Aşağı Emanetler’ son dönemde ‘kentsel dönüşüm’ adı altında talan edilen bir bölgeyi bizlere anlatıyor.

Beyoğlu Sokaklarında Yokuş Aşağı Hikayeler!

Yaman Ömer Erzurumlu ve Wilhelm Schneck’in yönettiği ‘Yokuş Aşağı Emanetler’ oyununda Gülşah Fırıncıoğlu, İsmail Sağır, Kathrin Hildebrand (konuk oyuncu), Selen Şeşen, Sinem Öcalır, Yaman Ömer Erzurumlu, Beyoğlu’nun tarih kokan sokaklarında görev alan isimler. Oyun İstiklal Caddesi üzerindeki Rus Konsolosluğu’nun karşısında, Gönül Sokağın içindeki (Sultanahmet Köftecisi’nin yanı) 92 numaralı ganyan bayi önünde başlıyor. İnsanların kimliklerini vererek kendilerini anahtarcıya teslim ettikleri oyun başında seyirci kulağına taktığı ses alıcı cihazla az sonra neler olacağını heyecanla bekliyor. Bir lokantanın balkonunda oturmuş kadının anlattığı öyküyle herkeste derin şaşkınlık oluşturan konu; kişilerin anlatımları doğrultusunda ilerliyor. Beden ritmine dayalı bazı gösterilerle beraber, 6-7 Eylül olaylarında değinen, insanların ırkları ve inançları yüzünden yaşadıkları sıkıntılara dikkat çeken, ‘göç’ teması üzerinden farklı yaşamları çıplak bir gözle aktaran öykü, deneysel özelliği ile etkileyici! İnsanlar acılarını, gözyaşlarıyla biriktirdikleri servetlerini ‘anahtarcı’ya bırakmaları konudaki bütünlüğü sağlamış.

Kültürü Yok Edilmiş Bir Rant Şehri!

Ülke insanlarının çoğunun balık hafızasına sahip olduğunu bildiğimiz için, konuda bahsi geçen ‘kentsel dönüşüm’ masalına yeniden değinmemiz lazım. Son dönemde gözünü para hırsı bürümüş ‘cahil burjuva’nın her şeyi anında tüketerek paraya çevirme isteği, insanların yıllarını verdiği evlerinin yok olmasına neden oluyor. Kanunu işin içine katarak toplumsal birlikteliğe balta indiren anlayış Beyoğlu gibi bir bölgede kültür yozlaşmasına neden olurken, ‘fakir gitsin zengin gelsin’ mantığı gözünü para hırsı bürümüş kan emiciler tarafından çok güzel uygulanıyor. ‘Modern görünümlü şehir’ söylemi altında topluma zarar veren o kadar çok olay var ki!… İnsanları var eden ortak değerler beton binaların altında kaderine bırakılıyor. Bizans’tan Osmanlı’dan günümüze kadar ulaşmış her ev paraya dönüştürülmeli, o eski evlerin yerine kıymeti beş para etmeyen hazır beton yığınları üst üste dizilmeli…

Konuyu sadece Beyoğlu ile sınırlı tutmamak lazım. Geçtiğimiz sene rant uğruna, Osmanlı’nın dünyaya bıraktığı, eşine az rastlanır mimari şaheser Haydarpaşa Garı alev alev yakılmadı mı? Daha sonra tarihi gar sırf çöksün diye kaderine terk edilmedi mi? Peki bunlar neden yapılıyor?

‘Yokuş Aşağı Emanetler’ sorduğumuz sorunun yanıtını seyircisi ile beraber Beyoğlu sokaklarında araya dursun, bizler yaşadıklarımızı gözlerimizin önünden geçirelim. Yaman Ömer Erzurumlu ve Wilhelm Schneck kulağında oradan oraya savrulan seyircisine nerede durduğunu sorgulatmış. Anlatılan her öykünün son bulduğu Kumbaracı Sokak, insanların elinden zorla evini almaya gelen ‘anahtarcı’ya karşı isyanın merkezi durumunda. Tiyatro Artı’nın derin felsefe ağırlıklı başarılı oyunundan sonra, Altıdan Sonra Tiyatro’nun çalışmasını tadında bir oyun olarak adlandırabiliriz. Grup ikinci kez denenen bir olayı gayet iyi bir performansla izleyenine gösteriyor. Kalabalığın içinde, sokağın ortasında ilerleyen konu izleyenlerle beraber İstiklal Caddesi müdavimlerini oyunun büyülü atmosferine çekiyor. Oyuncular her anlamda güzel bir birliktelik ruhu ortaya koymuş!

‘Yokuş Aşağı Emanetler’ teatral bir şaşkınlık geçirmek isteyen seyirci için birebir…

Oyun, 5-9-12 Ekim 20:30 ve 3 Kasım 14:00 // Görünürlük Projesi 8 kapsamında izlenebilir…

Birgün

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla