Yaşamdan Tiyatroya Tiyatrodan Yaşama

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Dikmen Gürün

Mutsuz insanlar ülkesi olduk. Bir kaosun ortasında soluk almaya çalışırken bir de bakıyoruz bir gece yarısı “İstanbul Sözleşmesi” Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla, bir kararnameyle feshediliveriyor! Neden? Sözleşmenin bir kararname ile apar topar yok sayılmayacağını okuyoruz, dinliyoruz hukukçulardan. Ama yine de fütursuzca atılan bu adım, hiç kuşku yok ki Türkiye’nin dünya perspektifinde hangi düzleme evrildiğinin açık bir göstergesi olacaktır. Ve kadınlar asla susmayacaktır bu yapılan yanlış karşısında.

Kadına şiddet ve ötesi

Zehra İpşiroğlu’nun İkaros Yayınları’ndan çıkan son kitabı, Yaşamdan Tiyatroya Tiyatrodan Yaşama. Kadına şiddetin, göçün, savaşın tiyatro üzerinden işlendiği bir çalışma.  Yazar, “Tiyatro yaşama ne katabilir” sorusundan yola çıkarak izini sürdüğü oyunlar üzerine inceleme, deneme, eleştiri ve söyleşilerini dört bölümde toplamış. Çağımızın ve günümüzün en önemli sorunlarından biri olan göç sorununu gündeme getirdiği bölümde, küreselleşen bir dünyada kültürler ötesi etkileşimleri de mercek altına alıyor. Savaş, göç, kadının aidiyeti, ırkçılık, faşizm gibi sorunları, izlemiş olduğu yerli, yabancı oyunlar üzerinden sahneleme düzleminde inceliyor.

İpşiroğlu, kitabın “Toplumsal Cinsiyet ve Şiddet Kültürü” bölümünde kadına şiddet, kimlik arayışı ve baskılara karşı direniş gibi temaları içerden bir bakışla ele alıyor. Son yıllarda yazdığı oyunlar üzerinden giderek yapıyor bunu. Örneğin “Lena, Leyla ve Diğerleri”nde kadın ve kimlik arayışını bir göç öyküsü olarak gündeme getirirken ülkemizde yaşanan modern ve geleneksel yaşam kutuplaşmasına gönderme yapıyor. “7 Kadın: Anlatılamayan Öyküler” adlı oyunu Duygu Asena Roman Ödülü’nü almış olan “Haneye Tecavüz”den yola çıkarak dijital tiyatroya uyarladığı bir çalışma. Bu oyunda da yine toplumsal cinsiyet konusunu ayrıntılarıyla irdeliyor. Bu bölümde yer alan diğer yazılarda ise Almanya’da ve bizde son yıllarda toplumsal cinsiyet konusunu ele alan sahnelemelerden örnekler getiriyor. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu’nun “Zabel”, Altıdan Sonra Tiyatro’nun “Nihayet Makamı” gibi…

Şiddetin farklı yüzleri

Kadına şiddetten savaşa kadar uzanan şiddet konusu kitabın ağırlığını oluşturuyor. İpşiroğlu, “Şiddetin  Farklı Yüzleri” başlığı altında, yakın tarihimizde büyük bir kara leke olarak yer alan 1993 Sivas olayları ve Genco Erkal tarafından yazılmış olan “Sivas 93” üstüne sanatçı ile yaptığı söyleşi belgesel tiyatronun günümüzde de hâlâ gizilgücünü sürdürdüğünü gösteriyor.

Şiddetin sıradanlaştırıldığı bir ortamda tiyatronun sorgulayan tavrı, şiddet konusuna nasıl yaklaştığının irdelenmesi önemli.

Kitabın son bölümü Aziz Nesin, Haldun Taner gibi büyük ustaların yapıtlarına yer veriyor. Mizah ve taşlamanın hem rahatlatıcı hem de düşündürücü yanının altı çizilerek günümüzdeki önemi dile getiriliyor.

Sonuçta, Zehra İpşiroğlu, Yaşamdan Tiyatroya Tiyatrodan Yaşama adlı kitabında Türkiye’den ve yurtdışından örneklerle kesiştiriyor yaşamla tiyatroyu. Tiyatroseverlerin severek okuyacakları bir kitap.

Hasan Anamur’un Anısına   

2017 yılında yitirdik gerçek bir beyefendi olan Hasan Anamur’u. Uzun yıllar hem Eleştirmenler Birliği’nde hem de İÜ Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nde birlikte çalıştık. Yazınsal çeviri ve çeviri kuramı alanında Fransa ile kurduğu köprüler nedeniyle “Palmes academiques” nişanıyla ve Şövalye unvanıyla onurlandırılmış bir akademisyen. Ne güzel ki geçen günlerde de bir kıymet bilirlik örneği olarak yıllarca hocalık yaptığı Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü tarafından Prof. Dr. Hasan Anamur’un Anısına adlı bir kitap yayımlandı. Hasan Anamur’a saygı olarak edebiyat, tiyatro, yazınsal çeviri ve de çeviri tarihi ve çeviri kuramı üstüne yazılmış yazılardan oluşan bir eser. Tiyatro’ya ayrılan bölümde Doç. Dr. Beki Haleva, Prof. Dr. Arzu Etensel İldem ve sevgili hocamız Prof. Dr. Özdemir Nutku imzalarını görüyorum. Kitabı yayına hazırlayanlar Sündüs Öztürk Kasar, Beki Haleva, Lale Arslan Özcan, Pınar Güzelyürek Çelik.

Bir kez daha selam ediyorum buradan değerli akademisyen, çevirmen, eleştirmen, dost insan Prof. Dr. Hasan Anamur’a…

Cumhuriyet

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Dikmen Gürün

Yanıtla