Rüyalar Alemindeki Zamanlara Dair Çağdaş Bir Müzikli Gösteri: TIME

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mehmet K. Özel

Haziran ayı boyunca devam eden 74. Hollanda Festivali, bu seneki edisyonun ortak sanatçılarından (associate artist) biri olan ünlü Japon besteci Ryuichi Sakamoto’nun TIME isimli müzik-tiyatrosunun 27 Haziran’daki sahneden naklen yayını ile sona erdi. Hollanda Festivali – Amsterdam, deSingel – Antwerp ve Uluslararası Manchester Festivali’nin ortak projesi olan TIME Dünya prömiyerini 18 Haziran’da Amsterdam’ın eski gazhanelerinden birinden kültür ve etkinlik merkezine dönüştürülmüş olan Gashouder-Westergas’da yapmıştı.

©Sanne Peper
Bir kadın ney benzeri bir çalgıyı üfleyerek, bileğe kadar su dolu sahneden yavaş yavaş geçer. Bir saat sonra, aynı çalgıdan bu sefer ilkine nazaran daha acı çığlıklar benzeri sesler çıkartarak tekrar geçecektir, ama içinden geçtiği su artık aynı duru su değildir; suyun içinde kuru dallar, sıkıştırılmış topraktan taşlar ve bir de, bir adamın suyun içinde bir kaya gibi olmuş iki büklüm bedeni duruyordur. 100 yıl süren bir rüyanın aleminde adam suyun kenarında, suyun içinde, sudan geçerek, 100 yıl önce gömdüğü kadını bekler. Adam, kadın ölürken yanı başındadır, kadın adama “Bekle beni, 100 yıl sonra geri geleceğim” der ve adam bekler. TIME adlı çağdaş opera adamın bu 100 yıllık bekleyişini konu edinir.
Müzik-tiyatrosunun metni Soseki Natsume’nin 1908 tarihli sürreal kısa öykü dizisi Yume jūya (Rüyaların On Gecesi)’nin ilk hikayesi “Rüya”, geleneksel bir Noh oyunu olan KANTAN ve M.Ö. 3.yüzyıldan kalma kadim Zhuangzi kitabından alınmış bir parçadan oluşur.
Gösterinin kurgusu ise, sahnenin bütünüyle karartılmasıyla birbirinden ayrılmış bölümlerden oluşuyor. Başlangıç ve son bölümlerinde, shō (bambudan yapılmış geleneksel Japon ağız armonikası) icracısı Mayumi Miyata ‘doğa’yı canlandırır. Akira Kurosawa’nın “Düşler” filmindeki yaşlı adam figürünü anımsatan bir mevcudiyete sahip, 1945 doğumlu dansçı Min Tanaka ise müthiş bir etkileyicilikle ve adeta hareketli bir heykel gibi ‘insanlık’ı canlandırır.
©Sanne Peper
Ryuichi Sakamoto bu projesinde zaman olgusunu ve insan ile doğa arasındaki ilişkiyi sorguladığını söylüyor: “Yaşarız ve ölürüz. Ve biz öldükten sonra vücudumuz bir sonraki varlığın parçası olur. Bu samsara’nın kendisi, dünyadaki yaşam döngüsü. Rüyalarda bu zamansal yapılar doğrusal değildir. Her şey yoğunlaşmıştır.” Sakamoto’nun TIME için tasarladığı müzik, ekranın başındaki izleyiciyi bile etkisi altına alan atmosferik bir ses peyzajı yaratır. Bu ses peyzajının başından sonuna başat öğesi, sanki bir ormanın derinliklerindeki yaprakların üzerine düşen çisenti benzeri ince bir yağmur sesidir. Gösterinin sonlarına doğru sahnede gerçek yağmur da yağdırılacak, o ana kadar immateryel olan çisenti sesi nesneleşecektir. Kırık seramik parçacıklarının birbirine çarpmasından çıkan kırılgan sesler de Sakamoto’nun yapıt boyunca kullandığı, ses peyzajının karakteristik diğer bir öğesidir. Sakamoto bunların üzerine yerleştirdiği, sakin, yavaş ve tekrara dayalı haliyle adeta zamanı esneten yaylı çalgılar partisiyle ses peyzajını derinlikli hale getirerek adeta mekânsallaştırır. Sahnenin arkasındaki projeksiyon perdesindeki görüntülerin öndeki suya yansıması, suya farklı açılardan ışık düşürülerek belirginleştirilen dalgaların da arkadaki perdeye yansıyarak çoğalmaları gibi, müzik de uzamda yansıyarak derinleşir ve mekânsallaşır.
©Sanne Peper
Sakamoto ile ilk defa 1999’da LIFE adlı ilk operada çalışan ve o zamandan günümüze birlikte yaklaşık 20 proje üretmiş olan yönetmen ve görsel sanatçı Shiro Takatani TIME‘ı sahnelerken büyülü unsurlara sahip geleneksel Japon dans tiyatrosu Mugen Noh’dan ilham almış. Takatani’nin bir yerleştirme misali ele aldığı mekânsal tasarımda başrol oynayan su öğesi ayna etkisiyle içinde yaşanan zamanı geçmişe ve geleceğe bakarak çoğaltıyor. Takatani, yerleştirmenin diğer başat öğesi olarak kullandığı; kah sahnedeki devinimin naklen yansıtıldığı, kah önceden çekilmiş gerçek görüntülerin ve tasarlanmış animasyonların kullanıldığı, kah Japonca olan metnin İngilizcesi’nin belirdiği ve bunların hepsinin sudaki yansımayla çoğaldığı video projeksiyon sayesinde zamansal ve mekânsal olarak sonsuza dek sürecek gibi görünen bir rüya alemi deneyimini manyerizme kaçmadan ustaca ve dengeli bir şekilde yaratır.
TIME Mart 2022’de Antwerp’in sanat merkezi deSingel’de tekrar sahnelenecek.
[Bu yazı 13.07.2021 tarihinde unlimited‘de yayınlandı.]
Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Mehmet K. Özel

Yanıtla