Kulakların Çınlasın ‘Astronot Niyazi’…

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Dikmen Gürün

Ay’a gitme hazırlıkları içindeyiz. Geçen günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta 2023 yılında Milli Uzay Programı kapsamında halktan birinin uzaya gönderileceğini açıkladı… Hatta internetten kayıtlar açılmış, başvurular başlamış bile. Ülkenin, başta ekonomi tüm sorunlarını halletmiş ya da yakın zamanda halledecek olmanın verdiği gönül rahatlığıyla uzaya döndük yüzümüzü…

TAŞLAMA SANATI

Bu müjdeli (!) haber beni ister istemez yıllar öncesine götürdü; Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun unutulmaz oyunlarından biri olan “Astronot Niyazi”ye… Kabare tiyatrosu bir taşlama tiyatrosudur. Ne mutlu yıllarca bu türün zengin renkleriyle yoğurulmuş, kabare tiyatrosunun zekice kotarılmış oyunlarını izlemiş olan kuşaklara… Bize bu keyfi Devekuşu Kabare Tiyatrosu tattırdı. Haldun Taner’in belirttiği gibi kabare tiyatrosu ülkedeki genel bozukluklara, ölçüsüzlüklere, sosyal adaletsizliklere güçlü bir başkaldırı tiyatrosudur ama olaylara tek yönlü bakan, katı bir yergi mekanizması da değildir. Ve yine Taner’in sözleriyle, kabare bir hücum tiyatrosudur ama aynı zamanda duygulara seslenen kıvrak yapısı nedeniyle toplum üzerinde bir “boşalma supabı” etkisi de uyandırır… Bugün baskı ve sansürün, yasakların tavan yaptığı bir ortamda böylesi kıvrak yapılar ve kabareci olma nitelikleri ne denli geçerlidir ayrı bir konu. Baskı ve sansür Demokles’in kılıcı gibi sanatın ve sanatçıların tepesinde sallanıyor. Çok kısa bir süre önce değerli sanatçımız Metin Akpınar’a bir televizyon kanalındaki eleştirel söylemleri nedeniyle yapılanları unutmadık… Eleştiri kaldıramayan yönetimler sosyal yapının gelişimlerini boşuna bir engelleme çabası içindedir.

DÜNDEN BUGÜNE

Bu arada, hemen belirtmeliyim: Zeynep Miraç’ın yazmış olduğu, Mundi Kitap Can Sanat Yayınları’ndan çıkan Sahneye Adanmış Bir Ömür: Metin Akpınar çok yeni geçti elime. Ve hızla sayfalar arasında dolaşırken tabii ki “İlk Türk Astronot Uzayda” bölümüne takıldım kaldım. Beni geçmiş yıllara götürdü ama öylesine güncel ki… Günümüzle öyle güzel örtüşüyor ki… 1969’da Neil Armstrong Ay’a ayak basmıştı. Şimdilerde uzay trafiği hayli hareketli ama o güne dönecek olursak olayların gelişimini söz konusu kitapta bulmak mümkün. Özetle Kasımpaşalı Niyazi (Metin Akpınar) ve arkadaşlarının (Zeki Alasya, Ahmet Gülhan) yolu, o yıl Ankara’ya davetli olarak gelen Amerikalı Ay ekibi ile kesişir ve bir alacak verecek meselesi sonunda Amerika’ya Uzay Merkezine kadar giden Niyazi kendini uzay mekiğinde Ay’a giderken bulur. Sonuçta, uzaya çıkan ilk Türk Astronot Niyazi elbette ki kahramanımız olacaktır.

Evet, güçlü bir başkaldırı tiyatrosu olan kabare için Türkiye’de malzeme tükenmez… 2010 yılında Haldun Taner’i 90. yaşında anmak için İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü tarafından düzenlenmiş olan sempozyumda yaptığım sunumda yaşanmakta olan kültürel, ekonomik, politik gerilimler ve izleyen çöküntüler bağlamında o gün kabare tiyatrosunun yeri ne olurdu diye sormuştum. Yanıtın olumsuzluğuna vurgu yapan bir soruydu bu. 2022’de yasakların, adaletsizliğin tavan yaptığı günümüzde eleştiriye dair böyle bir soruya verilecek cevap ne olur acaba?

Cumhuriyet

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Dikmen Gürün

Yanıtla