Avignon Festival Günlüğü – 4 : Operada ve Fabrika’da

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mehmet K. Özel

clement cogitore’nin beş yıl önce paris ulusal operası için çektiği les indes galantes klibi, genel olarak operayla ilgilenmeyenlere bile ulaştı. o klipteki koreografiyi yapan sanatçılardan biri, bintou deméblé avignon festivali’nin açılış oyunu olacak gösteriyi hazırlayacak, siz olsanız kaçırmazdınız, ben de kaçırmadım zaten.
papalar sarayı’nın önündeki meydanda G.R.O.O.V.E.’un başlamasını beklerken
ancak G.R.O.O.V.E. maalesef bu festivale yakışmayacak derecede boş, şov bir gösteriydi. gösteri hangi özelliğe sahipti de, çiçeği burnunda direktör tiago rodrigues hem de papalar sarayı avlusu’ndaki gösterinin festivalin açılış oyunu olma geleneğine de ters düşerek, orada sahnelenmeyen, ama belki de sırf bu yüzden papalar sarayı’yla alaka kurabilmek için önündeki meydanda 20 dakikalık bir sekansla başlangıç yaptıktan sonra hepimizi opera binasına geri yürüten bu yapıtı avignon gibi bir festivalin açılış oyunu olarak seçmişti; koreografın kadın olması mı, afrika kökenli olması mı, dil olarak önümüzdeki yılki paris’te düzenlenecek olimpiyat oyunlarına özgü olarak bir yarışma dalı kabul edilen breaking’i kullanıyor olması mı, liseli gençlerle doldurulmuş gösterimlerle festivali gençleştirmek mi; anlamadım, anlamlandıramadım.
dört bölümden oluşan gösterinin bölüm aralarından birinde
les indes galantes’ın danse des sauvages (vahşilerin dansı) sahnesini canlı seyretmekten memnun oldum tabii ama o beş-on dakika, uzun süresi ayakta geçen üç saatlik gösteriyi temize çekti mi, hayır.
EXIT ABOVE after the tempest’s başlamasını beklerken
resmi festivalde seyrettiğim ilk ve dördü arasında en çok beğendiğim gösterinin tadına ise, öncesinde ve sonrasında avignon’un sur dışı sokaklarında 15’er dakikalık telaşlı yürüyüşlerden dolayı varamadım. telaş, öncesinde gösteriye yetişmek, sonrasında taş ocağına kalkan son otobüsü yakalamak içindi, yani elzemdi. yoksa normal hayatta zaten telaşlıyımdır, o başka.
gösterinin bulunduğu yapıyı, 10 yıl önce festival için özel olarak inşa edilmiş olan La FabricA’yı da merak ediyordum. maalesef sıkışık zaman yüzünden ondan da hiç bir şey anlamadım.
sanırım yurtdışında pina bausch’tan sonra yapıtlarını en çok seyrettiğim koreograf anne teresa de keersmaeker, şimdi saydım 14! işlerini sevsem de peşlerinde koşacak kadar müptelası olmadığım keersmaker’in o kadar çok yapıtı aynı anda ve sıklıkla turnede ki, yurtdışına başka bir şeyleri seyretmeye gittiğim neredeyse her seferde onun da bir işine rastlıyorum ve boş akşamlarımı değerlendirmek için gidip seyrediyorum. işte böyle böyle bu külliyat oluştu.
bu seferki keersmaeker işi, EXIT ABOVE after the tempest nasıldı peki? yere çizili daireler, üçgenler, eksenler vardı yine, ama çok daha renkliydiler. yine bir müzik türünden esinlenme ön plandaydı, ama bu sefer son yıllarda çoğunlukla olduğu gibi bach değil folk müzikti. koreografi ağırlıklı olarak yine yürümelerden, kolları ve bacakları öne arkaya savurmalardan, ani geri dönmelerden, dönüşlerden ve yerdeki çizgilere riayet edilerek yapılan konstelasyonlardan oluşuyordu, ama bu sefer çok genç olan dansçıların güncel dans türlerinden, örneğin breakdance’den, vogueing’den getirdikleri figürlerle çeşnilenmişti, enerjikti.
belki en büyük yenilik, keersmaeker’in bariz bir görsel etki yaratan bir sahne tasarımını kullanmasıydı, o da hemen gösterinin başında ve çok kısa süreliydi. ince plastik tülün büyük bir pervaneden gelen havayla sahnenin üzerinde bulutumsu bir etki bırakması, sanırım gösterinin adındaki “fırtınadan sonra” ibaresinin görsel karşılığıydı. keşke daha uzun sürseydi, çünkü görsel olarak oldukça etkiliydi.
EXIT ABOVE after the tempest’i alkışlarken
soldan ikinci: anne teresa de keersmaeker
(alkışlar devam ederken, servise yetişmek için tam salondan ayrılıyorduk ki keersmaeker de selama çıktı, kaydetmemek olmazdı.)
[EXIT ABOVE’ın gösteri fotoğrafları dışındakiler: mehmet kerem özel, avignon, 6 ve 8 temmuz 2023]
Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Mehmet K. Özel

Yanıtla