Moda Sahnesi'nde Çok Tanrı Var

Pinterest LinkedIn Tumblr +

142876İlker Gezici’nin Moda Sahnesi yönetmeni ve oyuncularıyla yaptığı Sabah’ta yayınlanan söyleşisini paylaşıyoruz.

Kemal Aydoğan’ın önderliğinde kurulan Moda Sahnesi, seyirci ile buluşmak için gün sayıyor. Aydoğan “Tiyatronun tanrısı oyuncudur. Bizim ekipte çok tanrı var” diyor.

Oyun Atölyesi’nde yönettiği oyunlarla tanınan Kemal Aydoğan’ın; 22 yıllık yakın arkadaşı Haluk Bilginer’le yollarını ayırması, tiyatro dünyasında deprem etkisi yaratmıştı. 20 yıldır yöneticilik yaptığı Oyun Atölyesi’yle ilişkisi bilmediği bir nedenle sona eren Aydoğan, yeni bir oluşum içine girdi. Haluk Bilginer meselesini “Kendisiyle hiç konuşmadık, kırgın ayrıldık. Keşke daha insani şekilde ayrılabilseydik” diye kapatan yönetmen; Oyun Atölyesi’nde çeşitli görevlerde bulunan ve aralarında Mert Fırat, Timur Acar, İnan Ulaş Torun, Onur Ünsal gibi oyuncuların da yer aldığı 12 kişilik bir ekiple Moda Sahnesi’ni kurdu.

Ekip, eskiden Kadıköy Bahariye’de Moda Sineması olan mekânı; içinde sinema gösterilerinin, söyleşilerin ve konserlerin olacağı çok amaçlı bir kültür merkezi haline getirmek için çabalıyor. Hazırlıklarını tamamlayan Kemal Aydoğan, Timur Acar ve Onur Ünsal’la; Moda Sahnesi hakkında konuşma fırsatı buldum. Uzun yıllar birlikte çalışan üçlünün, mutluluğu ve heyecanı gözlerinden okunuyordu. Sektöre önemli bir sanat merkezi kazandıracakları için gururlanan ekip, “Biz kimseye rakip değiliz” diyerek ‘Oyun Atölyesi’ne tepki olarak kuruldular’ dedikodularının da önüne geçmek istediler. Ancak ekibine çok güvenen Aydoğan, “Tiyatro, oyuncu sanatıdır. Tiyatronun tanrısı, oyunculardır. Bizim ekibimizde de çok tanrı var. Beş yıl sonrasını düşünemiyorum bile” diyerek rakiplerine meydan okumayı da ihmal etmedi.

7 Ay Sonra Hapiste Olabiliriz

Bin metrekarelik Moda Sineması’nı aylık 12 bin 500 liraya kiraladıklarını anlatan Kemal Aydoğan; inşaat maliyetinin tahminlerinin üzerinde olduğunu söyledi: “Moda Sahnesi’nin maliyeti şimdiden 1.5 milyonu buldu. Hareketli tribün yaptırıyoruz. Tribün açıldığında, 700 kişilik konser salonu oluyor. İddia ediyorum; bizdeki akustik ses düzenlemesi hiçbir salonda yok.” “Bu maliyet nasıl karşılandı?” diye sorduğumda, Aydoğan şöyle yanıt verdi: “12 kişilik bir ekibiz. Önce herkes kendi cebinden para koydu, havuz oluşturduk. Sonra sponsorlarımız oldu. Bir kısmını da borçlandık. Doların durumu malum… Her geçen gün borcumuz daha da artıyor. Önümüzdeki sezon, her ay 100 bin lira inşaat borcu ödeyeceğiz. İşletme giderleri de hariç.” Aydoğan bu açıklamaları yaparken, yanına bir alacaklının gelmesi üzerine, “Bak halimiz hep böyle. Bunları da yaz. Herkes borcunu istiyor. Ödeyemezsek yedi ay sonra hapisteyiz. Mayıs’ta cezaevinde röportaj yapıyor olabiliriz” diye espri yaptı.

Biletlerin 60 Lira Olması Pahalı Değil

Kemal Aydoğan bilet fiyatları hakkında şunları söyledi: “Tiyatro biletinin 60 liradan aşağı olmaması gerekir. Çünkü kazanılan paranın yüzde 8’si KDV, yüzde 20’si gelir vergisine gidiyor. Yüzde 10’u da yazar telifi yani geriye bir şey kalmıyor. Oyuncu, teknik ekip ve tanıtım maliyetlerini de unutmamak gerek. Ama biz, katılım fazla olsun diye bilet fiyatlarını ortalamanın altında tutacağız.” Aydoğan’ın sözlerini Onur Ünsal da destekledi: “Biz nereden, nasıl para kazanırız?’ diye düşünen bir takım değiliz. Tiyatromuzun olması çok büyük bir özgürlük…”

Timur Acar ise “Burası bizim oyun alanımız. Kâr üzerine değil, sevgi üzerine inşa edilen bir topluluğuz. TV’de yitirdiklerimizi burada kazanıyoruz. Burası kendimize geldiğimiz bir yer. O yüzden iyi ki bu işe kalkışmışız” dedi.

Sabah

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.