Pandemi Sırasında Bağımsız Tiyatrolar: “Her Şey Bir Anda Durdu!”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

T24’de “Soruşturma” başlığı altında pandemi döneminin tiyatro, edebiyat, yayıncılık gibi alanlar üzerindeki etkilerini izleyen söyleşi dizileri yayınlanıyor. Bunların içinden tiyatro üzerine Mesut Varlık tarafından gerçekleştirilen söyleşileri okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Pandemiden en çok zarar gören sanat dallarından biri tiyatro oldu. Oyuncu, yönetmen, yazar… tiyatro emekçileriyle görüşerek bu süreci anlamaya, neler yaşandığını öğrenmeye çalıştık. İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır gibi farklı illerden 16 tiyatro insanıyla gerçekleştirdiğimiz söyleşi dosyamızın bu ilk bölümünde; karantina sürecinin nasıl başladığına, neler yaşadıklarına ve ekonomik sorunlarına nasıl çözümler bulduklarına odaklanıyoruz.

İçinden geçmekte olduğumuz salgın sürecinde, tüm sanatsal alanlar büyük zarar gördü, görmekte. Birçoğu öngörüde bulunamadıkları bir ortam içerisinde çalışmayı sürdürmeye çaba harcıyor. Bu süreçten en çok zarar görenler de oyuncusundan yönetmenine, yazarından mekân sahibine, ışıkçısından çaycısına tiyatro emekçileri oldu.

Televizyonlardan yansıtıldığı kadarıyla oyuncuların şekerden bir dünyada yaşadığı zannediliyor. Oysa oyuncuların çok büyük bir çoğunluğu sezonluk işler yaparak, temsil başına kaşelerden elde ettikleri gelirlerle hayatını tabir caizse ucu ucuna idame ettirebiliyor – idi!

Perdelerin kapanmasıyla birlikte binlerce tiyatro emekçisi sınırlı sayıda bazı desteklerden yararlananlar haricinde tümden işsiz ve parasız kalmış durumda. Evini kapatıp ailesinin yanına taşınanlar, memleketine dönenler, meslek değiştirmeyi planlayanlar, altına girdiği vergi-kredi-kira borçlarını nasıl ödeyeceğini bilemeyenler…

Türkiye’de 11 Mart itibariyle tiyatroların perdeleri kapandı ve karantina sürecinde tiyatro emekçileri belki de Cumhuriyet tarihinde ilk kez yüksek katılımla yeniden örgütlenme ve bir güç oluşturarak taleplerini resmi makamlara iletmek, sonuç almak yoluna girdiler.

#tiyatromuzyaşasın başlığı altında taleplerini dile getirdiler, 30 binin üzerinde imza topladılar ve resmi makamlara ilettiler; fakat henüz “resmi” bir yanıt alamadılar.

1 Temmuz itibariyle perdelerin açılabileceği açıklandı, fakat somut durumda bunun pek imkânı yoktu. Birkaç ödenekli (devlet ve şehir) tiyatro perde açmaya çalıştı ama devamının gelmesi mümkün olamadı.

11 Temmuz 2020’de ülke çapında birçok şehirde, tiyatroların önünde eylemler yapıldı. Dizilerin, filmlerin, tiyatroların oyuncularının, emekçilerinin bu eylemi maalesef medyada pek yer bulamadı.

Pandemi döneminden en çok zarar gören sanat dallarından biri tiyatroya odaklandık ve oyuncu, yönetmen, yazar… tiyatro emekçileriyle görüşerek bu süreci anlamaya, neler yaşandığını öğrenmeye çalıştık. İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır gibi farklı illerden 16 tiyatro insanıyla gerçekleştirdiğimiz söyleşi dosyamızın bu ilk bölümünde; karantina sürecinin nasıl başladığına, neler yaşadıklarına ve ekonomik sorunlarına nasıl çözümler bulduklarına odaklanıyoruz.

Sorularımıza yanıt vererek dosyamıza katkıda bulunan tüm tiyatro emekçilerine şükranlarımızı sunarız:
Genco Erkal, Dostlar Tiyatrosu, Yönetmen, Oyuncu;
Nazan Kesal, Tiyatro Poyraz, Oyuncu;
Hakan Altıner, Kedi Sahne Sanatları, Yönetmen, Oyuncu;
Mehmet Atay, Çankaya Sahne, Oyuncu;
Kemal Aydoğan, Moda Sahnesi, Yönetmen;
Şevket Çoruh, Baba Sahne, Oyuncu;
Cüneyt Yalaz, BGST-Tiyatro, Oyuncu, Yazar, Eğitmen;
Cansu Fırıncı, Oyun Sandalı, Oyuncu;
Firuze Engin, Tiyatro BeReZe, Oyun Yazarı, Oyuncu;
Ilgın Sönmez, Koma Sahne, Oyuncu, Yönetmen;
Kamer Yıldız Ok, Tiyatro Kalemi, Yazar, Yönetmen;
Nesrin Uçarlar, Tiyatro Medresesi, Seyyar Sahne, Yazar, Oyuncu;
Nezaket Erden, Tiyatro Hemhal, Oyuncu;
Pınar Yıldırım, Kadıköy Emek Tiyatrosu, Kadıköy Tiyatrolar Kooperatifi, Oyuncu;
Yavuz Akkuzu, Amed Şehir Tiyatrosu, Oyuncu;
Yılmaz Sütçü, Oyuncu.

1.
Salgının başlamasıyla birlikte, devam eden oyunlarınızın/işlerinizin sürecinde neler yaşandı? Nasıl etkilendiniz? Perdeyi kapatma kararını ne zaman aldınız?

Genco Erkal, Dostlar Tiyatrosu, Yönetmen, Oyuncu
Salgının ilk ortaya çıkmasının hemen ertesi günü son oyunumuzu oynadık ve belirsiz bir süre için hiçbir oyun oynamayacağımızı ilan ettik. Satılmış biletlerin paralarını iade ettik. Dört aydır oyun oynamıyoruz, başka hiçbir gelirimiz yok, teknik ve yönetici kadromuzdaki yedi kişinin maaşları ödeniyor. Sürekli bir salonumuz olmadığından şanslıyız, hiç olmazsa kira borcumuz yok.

Nazan Kesal, Tiyatro Poyraz, Oyuncu
Yaralarım Aşktandır 18 Mart 2019’da prömiyer yapan yeni bir oyundu. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sebebiyle o hafta peş peşe dört oyun oynadım. 8 Martta Moda Sahnesinde (selam verirken dikkatimi çeken maskeli seyirciler vardı aralarda) oynadığım oyun son oyunmuş meğer. 15 Martta Stockholm turnesi vardı, iptal ettim. Kenter tiyatrosu ve birkaç yurtiçi turnesini de iptal etmek zorunda kaldım.

Hakan Altıner, Kedi Sahne Sanatları, Yönetmen, Oyuncu
Salgın ilk konuşulmaya başlandığı zaman, herkes gibi, biz de kaygılandık ama böylesine bir süreç tabii ki aklımıza gelmedi. Kibarlık Budalası’nı 650. kez Sakarya Üniversitesi’nde oynadığımız gece, tiyatroların kapatıldığı haberi geldi. Böyle bir durumda, her yer açıkken, ilk olarak tiyatroların kapatılmasını, o zaman çok tuhaf bulmuştuk ama şimdi anlamlandırabiliyoruz. Kapatılma kararının, tiyatromuzdaki tsunamisi korkunç oldu. Haziran ortasına kadar, bütün salon rezervasyonları yapılmış, tüm biletleri satışa açılmış olan 48 oyunumuzu iptal etmek zorunda kaldık. Hâlâ da perdelerimiz kapalı…

Mehmet Atay, Çankaya Sahne, Oyuncu
Salgın süreci, devlet eliyle tiyatroların da kapatılması kararından daha önce yaşanmaya başladı diyebiliriz. Çankaya Sahne prodüksiyonu olan oyunların gişelerinde hemen fark edilebilecek düşüşler yaşanmaya başladı. Bu sıralarda yaşadığımız bilgi kirliliği ve bunun yarattığı belirsizlik o tarihlerde de seyircinin kafasında bir sürü soru işareti yaratıyordu. Biz aynı zamanda konuk oyunları da ağırlayan bir tiyatro olduğumuz için Türkiye genelinde ilgi gören misafir oyunlarda da aynı tedirginliği organizatörler bazında hissettik.

Kemal Aydoğan, Moda Sahnesi, Yönetmen
Tiyatro yaşantısı durdu salgınla birlikte. Yapageldiğimiz hiçbir şeyi yapamaz olduk, 4 ay boyunca. Çünkü mekânlara girilemedi. 14 Mart’ta bu kararı aldık.

Şevket Çoruh, Baba Sahne, Oyuncu
Yayınlanan genelge ile bütün tiyatrolar kapanmak zorunda kaldı. Her kapanan kurum gibi biz de sudan çıkmış balığa döndük. Biz tiyatroların kapatılması kararı çıkmadan önce zaten kapatma konusunda karar vermiştik. O durumda insanların kalabalık ortamlara girmek istemeyeceğini biliyorduk.

Cüneyt Yalaz, BGST-Tiyatro, Oyuncu, Yazar, Eğitmen
Herkes gibi biz de çok hazırlıksız yakalandık bu sürece. Mart-Nisan ayları bizim topluluğumuzun oyun programı açısından genellikle en yoğun geçen aylardır. Bu aylar için programlanmış 20’den fazla temsilimizi iptal etmek zorunda kaldık. Ayrıca 20 Mart’ta prömiyer yapması planlanan bir oyunumuz vardı; onu da belirsiz bir tarihe erteledik. İlk oyun iptalimizi de 12 Mart’ta yaptık ve o tarihten sonraki bütün temsillerimizi iptal ettik. Oyunlarını ilk iptal eden topluluklardan biriydik.

Cansu Fırıncı, Oyun Sandalı, Oyuncu
Pandemi sürecine Oyun Sandalı olarak doludizgin giderken yakalandığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. İstanbul’daki aylık gişe gösterimlerimizin dışında 27 Mart haftasına İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Şişli Belediyesi’nin festivallerine Taranta Babu ile dâhil olmuştuk. Diğer oyunumuz Furuğ ile birlikte her ay birkaç şehre turne yapıyorduk, zaman zaman iki oyunumuzun İstanbul’da ya da turnede aynı gün iki ayrı yerde dolu dolu salonlara oynadığı bir sürecin içindeydik. Sonra tabiri caizse zınk diye durduk. Ne kadar süreceğini başlangıçta öngöremediğimiz bir durma haliydi bu.

Tiyatro çalışmalarımın dışında rol aldığım Hizmetçiler dizisi de vaka sayılarının artması ve salgının hız kazanması nedeniyle Fabrika Yapım’ın örnek alınması gereken “önce insan” tutumuyla ilk duran setlerden oldu. Bir belirsizlik süreci de böylece açılmış oldu önümde.

Firuze Engin, Tiyatro BeReZe, Oyun Yazarı, Oyuncu
En son oyunumuzu 13 Martta oynadık. Tiyatro ve konser salonlarının kapanacağı açıklaması yapılmadan hemen önce biz salonumuzu kapatmıştık.

Sağlık açısından yeterli önlemleri alamadığımızı düşünüyorduk ve hem kendimizi hem de seyircimizi riske atmak istemedik. Tabii bu bizi maddi olarak olumsuz etkiledi. Salonumuzun giderlerini karşılayabilmek için elbette oyunlara devam etmek önemliydi ve biliyorsunuz Şubat-Mart-Nisan ayları tiyatro salonları için hareketli bir dönemdir. Bu arada ilkbahar aylarında bazı yurtdışı turnelerimiz vardı, onlar da iptal oldu. Ajandamız belirsiz bir süreyle tamamen kapandı.

Ilgın Sönmez, Koma Sahne, Oyuncu, Yönetmen
Dünyayı takip eden birçokları gibi benim de gözüm aylardır Çin’den sızan haberlere takılıyordu. Hatta arkadaşlarımla şakalaştık bile, dünyaya sıçraması üzerinden felaket senaryoları ürettik, filmler ve romanlardan edindiğimiz temrinle. Fransa ve İtalya haberleri üzerine yok canım, mübalağadır diyerek sakinleşmeye çalıştık. Kendi gerçekliğimizde bu distopyayı asla beklemiyorduk, beklemiyormuşuz. Herkes gibi duvara çarptık.

Biz Aralık 2019’da açtık stüdyo sahnemizi. Öncesinde inşaat ve provaların aylar süren 24 saatlik döngüleri vardı. Hiç durmuyorduk. Koşu bandı kardiyosu kıvamında geçen aylardan sonra bir anda bum! 12 ay boyunca kapatmadan işletmeyi düşündüğümüz sanat mekânımıza, içeride ve dışarıda yürüteceğimiz drama ve müzik faaliyetlerimize büyük bir yatırım yaparak kurmuştuk Koma’yı. Ticari bir işletme olmanın hayalini hiç kurmadık. Mekân işletmeciliği ayrı bir varoluş biçimi. Bizimki bir sanat düşüncesi ve öyle kalacak. Sürdürülebilirlik için Koma’nın kendini döndürür hale geçmesi gerekiyordu, bunun için milimetrik hesaplar yapılıyordu. Yaklaşmıştık. Ki bunu 3,5 aylık bir sahne hareketi için büyük bir başarı olarak kabul ediyorum. Maddi ve manevi manada durmak hiçbir planda yoktu, olamazdı. Ve pandemiyle birlikte hesaplar çarşıya uymadı.

11 Mart gecesi yatağıma uzanıp tavana baktığımda zihnimde pandemi ve epidemi edebiyatı (kurgusu) değil sadece İspanyol gribi süreci vardı. Lockdown’un süreceğini ilk andan itibaren biliyordum. Sezon bitmişti. Gelecek sezon da hastalık mücadelesi ve türlü belirsizlikler içinde geçecekti. Lüzumsuz bir iyimserlik ya da hayatı açmaza sürükleyecek bir karamsarlık işimize yaramazdı. Ben de şöyle dedim o gece kendime: Herkese olan hiç kimseye olmamış gibidir. Hepimiz kendi marjımız kadarınca ama hepimiz en sert şiddette hissedecektik salgının getirisi krizi ve siyasi boşlukların izinde çok daha billurlaşan hak kayıplarını ve ihlalleri…

Öyle de oldu, oluyor. Krizler ertelenen çözüm süreçlerinin devreye girmesi ve yeni karakter oluşumları için önemli eşikler. Ben daha çok buraya sığındım. Büyük krizler büyük çözümler yaratır. Büyük ataletlerin de devredışı kalmasına sebep olabilir.

Tiyatroların birçoğu ile aramızda iletişerek ve paralel olarak devletin genelgesiyle 13 Mart akşamı son oyunumuzu oynadık (Rosmersholm, Koma) ve son konserimizle (Flapper Swing) sahnemizin üç buçuk aylık kapısını kapadık. Günü yaşayalım, zamana bırakalım, kendimizi ve çevremizi korumaya alalım diyerek ayrıldık beraber hareket ettiğimiz arkadaşlarımızla.

Kamer Yıldız Ok, Tiyatro Kalemi, Yazar, Yönetmen
Salgın haberinin ilk gündeme geldiği gün Tiyatro Kalemi çocuk oyunumuzla sahnedeydik. Henüz bu sezon sahneye son kez çıkıyor olduğumuzdan habersizdik. Panik vardı, panik neden vardı henüz kimse algılayabilmiş değildi; bizler de öyle… “Corona Virüs Türkiye’de görüldü.” “Bir kişide varmış.” “Gerçek mi?” herkes birbirine bunları söylüyordu. Maskeler, eldivenler, dezenfektanlar, kolonyalar bir gecede yağmalanmıştı. Bir şekilde -ki inanın panikle- oyunu bitirdik. Evlerimize döndük ve süreç başladı. Ertesi gün gündem sokağa çıkma yasağıydı. Ve ilk kapananlar arasında tiyatrolar vardı. Corona virüsün yayılması ilk tiyatrolarımızda engellendi. Biz bir karar alamadan zaten kapatılmıştık. Sürecin başladığı an yerle bir olduğumuzun farkındaydık.

Nesrin Uçarlar, Tiyatro Medresesi, Seyyar Sahne, Yazar, Oyuncu
Maddi açıdan zorlandık. Oyunlarımızı oynayamadık, tiyatro gruplarını Medrese’de ağırlayamadık. Öte yandan, sakinlikten istifade ettik, düzenli olarak tiyatro ve müzik çalışmaları yapabildik.

Nezaket Erden, Tiyatro Hemhal, Oyuncu
Salgın öncesinde sezon sonuna kadar oynayacağımız oyunların programı belliydi aslında. Hem yurtiçi hem de yurtdışı turnelerine de gidecektik. Tabii hepsi birden iptal oldu. Aynı zamanda yeni oyunumuz üzerinde çalışıyorduk. Yoğun bir prova takvimi vardı onun da. Nisan ayında da oynamaya başlayacaktık. Her şey bir anda durdu. Şimdi bir araya geleceğimiz günü bekliyoruz.

Pınar Yıldırım, Kadıköy Emek Tiyatrosu, Kadıköy Tiyatrolar Kooperatifi, Oyuncu
Salgının başladığı hafta (13 Mart Haftası) önce sahneye dezenfeksiyon yaptırdık. Ama oyunları oynamaya kararlıydık, tabii o sırada neyle karşı karşıya olduğumuzun bilinçsizliği ve tecrübesizliği vardı. Daha sonra tiyatrolardan kapama ve iptal haberleri gelmeye başladı. Bu kısa sürede seyircilerden de iptal telefonları almaya başladık. Üzerimizde büyük bir kapama baskısı vardı. 13 Mart itibariyle sahneyi kapattık, daha sonra resmi yasak geldi ama henüz statlar, camiler, alışveriş merkezleri faaldi ve biz ilk kapanacaklar, yani ilk gözden çıkarılacaklar listesinde olmaya itiraz ediyorduk.

Yavuz Akkuzu, Amed Şehir Tiyatrosu, Oyuncu
Seyircilerimizin ve Amed Şehir Tiyatrosu grup üyelerimizin sağlığını önemsediğimiz için resmi kapatmadan önce soğukkanlı bir kararla 13 Mart günü aylık programımızı iptal ettiğimizi duyurduk. Savaş koşullarının getirdiği olaylardan kaynaklı daha önce birçok kez oyun programlarımızı iptal ettiğimiz deneyimler, belki de bu duruma soğukkanlı yaklaşmamızı sağladı.

Yılmaz Sütçü, Oyuncu
Salgının başlamasıyla kapatılan ve bundan ilk etkilenen tiyatrolar oldu. Benzer tüm krizlerde olduğu gibi sanat ve eğlence sektörü emekçilerinin işleri adeta bıçak gibi kesildi. O günden beri de çalışamıyor ve destek bulamıyoruz.

2.
Karantina süreci sizin ve tiyatronuz için nasıl geçti?
Neler yaptınız?

Söyleşilerin devamı için tıklayınız: T24

Paylaş.

Yanıtla