Ev Sahibi ‘Siz Oyuncusunuz, Bu Ay Kira Vermeyin’ Demiyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Nilüfer Türkoğlu’nun Ayşegül Yalçıner ile yaptığı ve Ajandakolik’de yayınlanan söyleşisini paylaşıyoruz.

Yazar, yönetmen Yücel Erten dün sosyal medya hesabından şöyle bir açıklama yaptı: “Şu tiyatro yapma aşkınızı biraz erteleseniz diyorum. Ölmezsiniz.” Yıllardır devlet tiyatrosundan maaş alan Erten’e destek verenler olduğu gibi onu eleştiren, fikir ayrılıklarına düşenler de oldu. Tam bu söyleşiyi hazırlıyordum ben de. Bundan yalnızca bir ay önce nihayet seyirciyle buluşan Kadıköy Halk Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül Yalçıner‘in bana söylediklerini bir daha okudum: ” Neredeyse sahneden inip seyirciye sarılıp ağlayacaktım.”  Ve işte ondan sonrası…

Yücel Erten’in sözleri epey sert ve tartışma yaratıcı! Ne diyorsunuz?

20 yılı geçti, sadece tiyatrodan para kazanıyorum. Evet, arada sinema filmlerinde, televizyon dizilerinde oynadım, dublaj yaptım, farklı kurumlarda eğitmenlik yaptım. Hiçbir zaman garanti maaşım olmadı. Çalıştıkça para kazandım. Devlet Tiyatroları normalde beş yılda bir kadro sınavı açmalı ama maalesef son sınav 10 yıl önceydi. Ve hâlâ kadro sınavı açılacak mı belli değil. Bizler sahneye çıktıkça yaşıyoruz. İş yapmadığımız zaman bile giderlerimiz var; ekibimizin SSK’sını, vergiyi, stopajı ödememiz gerekiyor. Ki yaşamak için de gelire ihtiyaç var. Ev sahibi “Siz oyuncusunuz, bu ay kira vermeyin” demiyor. Ya da market sahibi iki replik söyleyince et vermiyor. Yıllar önce kurumlarda kadroya girerek kendi hayatını garanti eden meslektaşlarımla aynı gemide değiliz. Aynı dertlere sahip değiliz.

“TİYATRO HER YERDE, HER KOŞULDA OLUR, YETER Kİ OYUNCU VE SEYİRCİ OLSUN” 

Kadıköy Halk Tiyatrosu olarak ilk 8 Ağustos’ta açıkhavada izleyiciyle buluştunuz. Sonra da “Mor”  oyunu ile Sanat Park’ta… Açıkhavada oynamak nasıldı? Ne özlemişsinizdir! 

Pandemi yüzünden beş aydır sahnelerden uzak kaldık. Bu durum, bizim gibi bağımsız özel tiyatrolara hem maddi hem manevi açıdan çok büyük yaralar açtı. Zaman zaman bir daha asla sahneye çıkamayacağımı düşündüm. Çaresizlik korkunç bir duygu. Ellerimiz kollarımız bağlı beklerken bir haber geldi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden. Çaresizlikle geçen ayların ardından birkaç gün içinde Tebeşir İzi oyunumuzla sahneye çıkacaktım. Önce inanamadım, hele gerçekleştiği anda rüya gibiydi, yıllardır görmediğim aşkıma kavuşmuştum sanki. İBB oyunu sonrası seyircimize ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür konuşması yaptım. Neredeyse sahneden inip seyirciye sarılıp ağlayacaktım. Bir hafta sonrasında da Kadıköy Belediyesi vesilesiyle Özgürlük Parkı’nda Mor’u oynadık. Tüm biletlerin satılması, seyircinin ayakta alkışlaması, sahnede olmak benim için bulutların üstünde uçmak gibi… İki oyun oynadıktan sonra yeniden yaşama sevinciyle doldum. Tiyatro her yerde, her koşulda olur, yeter ki oyuncu ve seyirci olsun. Devlet ve bütün belediyeler özel tiyatrolar ile işbirliği içinde olmalı ki; bizler üretmekten vazgeçmeyelim, yaşamdan kopmayalım.

Özgürlüklerine kavuşabilmek için Sığınma evine sığınan bir hikâyenin odak noktasındaki beş kadını anlatan “Mor” oyunu iki yıldır sahnede. Gerçek mi tüm bu hikâyeler?

2018 Ocak ayında prömiyer yaptık. Aslında üç sezon oldu bile… Yaşanmış kadın hikâyelerinden yola çıktık. Onlarca ropörtaj, gazete haberi okuduk. Sığınma evinde yaşamış kadınlarla görüştük. Maalesef hepsi gerçek, hatta biz oyunu kurgularken biraz daha steril hale getirdik sığınma evini. Çünkü tiyatro sahnesinde sığınma evlerinde yaşananları birebir bir canlandırsaydık,kimsenin izlemeye gönlü el vermezdi. Mesela özel bir sığınma evinde yaşamış bir kadın anlatmıştı; zengin bir adam yaptırmış evi, sonra da bırakıp gitmiş, ne bir ilgilenen var ne sağlıkçı ne evi toplayacak birisi… O evlerde kalan kadınların her şeyden önce psikoloğa ihtiyacı var. Çünkü ne evi temiz tutmaya ne de kalkıp yemek yapmaya ne çocuklarıyla ilgilenmeye enerjileri var. Sadece öfke var ve müthiş bir sevgiye açlık söz konusu. Biri gelip mesela hırka getirdiğinde, orada yaşayanlar o hırkayı almak için birbirine giriyormuş.

Söyleşinin devamı için tıklayın: Ajandakolik

Paylaş.

Yanıtla