29 Haziran akşamı oyunu yaklaşık 600 kişilik bir seyirci topluluğu izledi. Gişe yetkililerinden aldığımız bilgiye göre 28 Haziran akşamı da benzer sayıda seyirci tarafından izlenen “Leyla’nın Evi” İzmir’de büyük ilgi gördü.
Açıkhava tiyatrosunda oynanan oyunda oyuncuların seslerinin duyulabilmesi için telsiz mikrofon kullanıldı. Açıkhava mekanında sergilenmesi nedeniyle beyaz perdeye yansıtılan görüntülerin tam olarak seçilememesi dışında herhangi bir teknik aksaklığın olmadığı oyun, perde arası ile birlikte iki buçuk saat sürdü.
“Leyla’nın Evi”, Türkiye’nin en büyük bankalarından birinin genel müdürü olan zengin bir iş adamının Bosnalılar Yalısının sakini Leyla Hanım’ın evini satın almasıyla başlayan olayların yıkıma götürdüğü bir ilişkiler ağını sergiliyor. Günümüz kapitalizminin yükselen değerleriyle Osmanlı geleneğinden devralınan askeri bürokrasinin yaşam tarzına ait feodal değerler arasındaki çatışma oyunun temel eksenini oluşturuyor. Kapitalizmin kişilik onurunu, dayanışmayı ve lirizmi ayaklar altına alan yıkıcı yönleri gözler önüne serilirken, belli ahlaki değerleri önde tutan, ancak askeri – baskıcı yöntemlerle kişisel özgürlükleri hiçe sayan feodal geleneğin de sürdürülebilir olmadığı vurgulanıyor. Bu ikisinin çatışmasının sonucunda gerçekleşen yıkım ise umutlu bir geleceğin kapılarını aralıyor. Dramaturjisi Ömer Faruk Kurhan tarafından yapılan ve Türkiye’deki güncel tartışmaların imgesel düzeyde bir sunumunu içeren “Leyla’nın Evi”, oyuncuların başarısı ve canlı bir şekilde icra edilen dans ve şarkılarla yüksek bir seyir zevkine sahip. İzmir seyircisi oyunu ilgiyle izledi ve sahne aralarındaki alkışlarıyla beğenisini ifade etti.
Oyunun sonunda oyunculardan Nuri Gökaşan seyirciye iki günlük İzmir turnesinin kapanış konuşmasını yaptı. Seyirciler arasında bulunan Emekli General Hilmi Özkök’ü selamlayan Gökaşan bu konuşmada İzmir Fuarı’nın geçmişte tiyatral açıdan çok canlı geçtiğini ancak günümüzde bu canlılığın giderek yitirildiğini belirtti. Gökaşan, Tiyatro Kare adına İzmir Fuar’ında tiyatronun tekrar canlandırılması dileklerini iletti.
Özgür Eren / Mimesis
