Korona Günlerinde Oyun Kültürünün Önemi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Nedim Buğral

Sevgili Bülent Sezgin koronavirüs pandemisi nedeniyle değişen eğitim koşulları içinde drama, tiyatro eğitimi ile ilgili kapsamlı bir yazı kaleme aldı. Bu yazının k12 okullarında neler yapıldığına ve yapılabileceğine dair önerilerine ben de bu yazıyla katkı sunmak istiyorum.

K12 okulları online eğitimde ilk refleksini öğretmeye odaklanarak verdi. MEB’nın EBA üzerinden devam ettirdiği programlarda bildiğim kadarıyla sahne sanatları ile ilgili bir çalışma yok. Özel okullarda ise kostüm giyme, makyaj yapma, kameraya küçük bir performans sunma gibi bazı etkinlik örnekleri görüyorum. Bu işler de bana çocuk merkezli olmaktan çok, çocuğun sosyal medya paylaşımları için araçsallaştırıldığı etkinliklere benziyor.

Peki ben ne yapıyorum?

Bu süreçte öncelikle ilkokul öğrencilerime odaklandım. Her gün bir sınıftaki öğrencilerimle birebir görüntülü görüşmeler yapıyorum. Yaklaşık on günde bir aynı sınıftaki öğrencilerle diğer tur görüşme sırası geliyor. Bu on günlük görüşme arası için öğrencilerime görevler veriyorum. Bunu da bir oyunlaştırma kurgusu içinde gerçekleştiriyorum.

Birinci hafta, büyük bir kartona resim arkadaş çizdik. Bu arkadaş bizim oyun günlüğümüz oldu. Her oynanan oyunu buraya yazmalarını istedim. Dijital oyunların dahil olmadığı bu oyun günlüğü tutmanın hedefini anlaşılır biçimde açıkladım. Okul açıldığında bu oyun günlüklerini inceleyerek hem ders içinde, hem de ders dışında bu oyunlardan yararlanacağımı belirttim. En çok fiziksel, odaklanma, tasarım, oyuncaklı oyun oynayanlara çeşitli sürprizlerim olacağını da motivasyon unsuru olarak kullandım.

İkinci hafta, sek sek oyununu zihinden oynamaya on puan verdim. Odalarında aralıksız bir saat dijital oyun ve ebeveynleri olmadan oyun oynama becerilerine de yüz puan dedim.

Üçüncü hafta aramalarda bir önceki hafta oynadıkları oyunları ve puanlı oyunları konuştuk. Hepsini ne kadar oynamış olursa olsunlar, arkadaşlarıyla kıyaslamadan olumlu motive ettim. Gönüllü olarak yeni görev isteyip istemediklerini sordum. Üçüncü hafta büyük anne-babalarının küçüklüklerinde oynadıkları bir oyunu öğrenip oyunu oynamalarını istedim. Ayrıca yataklarını bir gemiye çevirip bir saat aralıksız oynamalarına da çok iyi puan verdim.

Hedefim; gün boyu online eğitim gören çocukları ekrandan uzaklaştırmak. Bir diğer hedefim de yardımcı öğretmen, oyun arkadaşına dönüşen ebeveynlerin nefes almasını sağlamak. Oyun yeri, oyun süresi, oyunun kurallarını ve oynama motivasyonunu ben sağlıyorum. Çocuklar içini kendi istedikleri gibi hayal ederek dolduruyorlar. Bu sayede çocuklar kendi başlarına telefon olmadan oynayamıyorlar kapısını da kapatmış oluyorum.

Okuldaki drama eğitimi içeriği gibi online eğitim uygulamalarda da bir ders girişimim olmadı. Toplu bir etkinlik yapmayı şu an planlamıyorum. İçime sinen dijital uygulamalar ve çocuklar için yararlı olacağını düşündüğüm içerikler geliştirebilirsem online platformda drama uygulamasına karşı değilim, ama şu an beni motive eden bir fikir-uygulama yok.

Fakat her drama öğretmeninin öğrencilerinin evde oyun kültürü için yapabileceği bir şeyler var. Eğer drama eğitmenleri dramanın sınırlarından oyunun daha geniş sınırlarına çalışma alanı olarak çıkarlarsa bu süreçte yapabilecekleri çok şey var. İPA’nın yayınladığı afet zamanlarında evde oyun ve ailelere öneriler dokümanını değerli buluyorum. Bu doküman ve bu dokümanı yorumlayan videomun linki:

https://www.youtube.com/watch?v=c1TGbJPFQjI&t=16s

Çocukların sosyal gelişimi için herkes (ben dahil) etkinlik ve oyun tarifi yarışında. Sürekli ebeveynleri oyun arkadaşlığına iten bir sürü öneri var. Öğretmenlerin veya bizim gibi sanat eğitmenlerinin pası atan değil ev ortamını herkesin lehine kolaylaştıran çözümler üretmesini bu koşullarda daha değerli buluyorum. Evde oyun ve etkinlik konusunda ezber öneriler ya da tavsiyeler yerine neyi neden önerdiğimizi, gerçekten önerdiğimiz şeyin uygulamasının etkili olup olmayacağı ve yan etkilerini daha çok düşünmeliyiz. Bu alanda düşünmeden, sürüklenerek hareket ediyoruz gibi geliyor bana.

Kendi uygulamalarımı iyi bir çözüm olduğu için değil, düşündüklerimi nasıl uygulamaya dönüştürdüğümü paylaşmak için verdim. Eminim bu alanda çalışan arkadaşlardan çok daha iyi uygulamalar çıkıyordur ya da bu yazının etkisiyle çıkacaktır.

Sağlıklı günlerde, çok daha güzel konuları tartışmak dileğiyle…

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Nedim Buğral

Yanıtla