Kürt Sanatçılar: Yasak Kararları Yerel Değil Merkezi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

(İsmail Afacan’ın Evrensel’de yayımlanan haberini okurlarımızla paylaşıyoruz.)

Metin-Kemal Kahraman kardeşler, 17 Mayıs’ta düzenleyecekleri Muş konserinin valilik tarafından yasaklandığını duyurdu. Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de Anadolu Festivali, Derince’de Aynur Doğan konserinin yasaklanması iktidarın kültür ve sanata yaklaşımını bir kez daha gösterdi. Bu süreçte yasaklamalardan Kürtçe tiyatro oyunları da nasibini aldı. Son olarak Amed Şehir Tiyatrosunun “Don Kixot” oyununun AKP’li Çayırova Belediyesi tarafından sahnelenmesi engellendi. Özellikle Kürtçe kültür sanatın hedef alınması, yasak kararlarının iktidarın merkezi politikanın bir yansıması olduğunu gösteriyor.

“İktidarın Sorunu İdeolojik”

Müzisyen Kemal Kahraman ile yasak kararlarına ve Kürtçe kültür sanatın hedef alınmasına dair konuştuk. Kahraman “Ben bu yasakları iktidarın müzik ve genel olarak sahne sanatlarıyla olan ideolojik sorununa bağlıyorum. Yani sadece Kürtçe şarkı söyleyen müzisyenler değil genel olarak müzisyenlerle ilgili bir sorun var. Kürtler bunu katmerli olarak yaşıyor. Bu yasakları Kürtçe şarkı söyleyen müzik grupları üzerinden başlatmalarının sebebi belki yasakların toplum tarafından daha kolay hazmedilir olmasını sağlamaktır.” ifadelerini kullandı.

Yerel yönetimlerin verdiği yasak kararlarının merkezi politikayı yansıttığını belirten Kahraman şunları söyledi: “Ben yerel yönetimlerin verdiği yasaklama kararlarının merkezi bir kararın sonucu olduğunu düşünüyorum. Tabii valilerin elindeki yetkilerin genişliği böyle bir keyfiyeti mümkün kılıyor. Ama bu kararın merkezi bir yanı da var. Bundan sonra da baskılar daha da artacak. Her şeyden önce meslek örgütlerimizi yasaklara karşı tavır almaya davet ediyorum. Çünkü biz mesleğimizi yaparken engellerle karşılaşıyoruz ve meslek örgütlerimizin kuruluş amaçları da bunu gerektirir. MÜYORBİR ve MESAM gibi kuruluşların tavır alması gerekir. Bu mücadelede yaratıcı bir rehberlik bekliyoruz kendilerinden.”

“Dayanma Gücümüzün Sınırlarındayız”

Kahraman “Bize dayatılan resmi ideolojinin çok ötesinde bir hafızayı taşıyoruz. Biz bu toprakları ve kültürleri seviyoruz. Bütün ömrümüz böyle geldi, bundan sonra da öyle devam edecek. Bizim vergilerimizle ayakta duran TRT, TRT Müzik gibi kanallar bize kapalı. Buna rağmen kendi imkanlarımızla yapmaya çalıştığımız işlerde dahi bu tür keyfi yasaklarla bize gayrimeşru muamelesi çeken bir hoyratlıkla karşı karşıya kalıyoruz. Bizler artık dayanma gücümüzün sınırlarındayız” dedi.

“Bu Çağ Dışı Yasaklamalara Maruz Kalmak İstemiyoruz”

İktidarın yasakçı politikalarından Kürt tiyatrosu da etkileniyor. AKP’li Çayırova Belediyesi, Amed Şehir Tiyatrosunun Kürtçe “Don Kixot” oyununu sözleşme yapılmasına rağmen salon vermeyerek engelledi. 28 Mayıs’ta Necmettin Erbakan Kültür Merkezinde sahnelenmesi planlanan oyunun iptaline; “Salonun başka bir organizasyon için tahsis edilmesi” gerekçe gösterildi. Seyme Organizasyon tarafından yapılan açıklamada “Kocaeli ilinde Don Kîxot oyunu ve Aynur Doğan konseri için verilen bu kararlar Kürt kültür ve sanatına dönük kabul edilemez bir yaklaşımdır” denildi.

Şırnak Cizre’de gösterimi planlanan Şermola Performans’ın “Mem û Zîn” oyunu da kaymakamlık tarafından yasaklanmıştı. Kürtçe tiyatroya yönelik keyfi uygulamaları ve yasak kararlarını Amed Şehir Tiyatrosu Oyuncularından Berfin Emektar ve Şermola Performans’tan Yönetmen Berfin Zenderlioğlu ile konuştuk. Bayraktar “Ötekinin kültürüne ve sanatına karşı bir tahammülsüzlük var” derken Zenderlioğlu, “Kürt dili anayasal güvenceye kavuşturulmadığı müddetçe bu sarmal hep devam edecektir” ifadelerini kullandı.

“Oyunlarımızı Oynamaya Devam Edeceğiz”

Oyuncu Berfin Emektar: Dönem dönem konjonktüre göre değişiklik gösteren sansürden ve yasaklardan nasibini alan Kürt dili, kültürü ve sanatı var. Çok sık yasadığımız ve aynı konulardan bahsettiğimiz için kendimizi tekrar etmekten sıkıldık ama onlar kendini tekrar etmekten bıkmadı. Bu bir kişinin şahsi kararı değil. Sadece Kürtlerin değil, ötekinin kültürüne ve sanatına karşı bir tahammülsüzlük var. Bu anlayışı asla kabul etmiyoruz. Biz her yerde oyunlarımızı oynamaya, şarkılarımızı söylemeye devam edeceğiz.

“Kürt Dili Anayasal Güvenceye Alınmalı”

Yönetmen Berfin Zenderlioğlu: Bu zihniyeti ve bu geriliği kabul etmiyoruz. Yıllardır keyfi şekilde uygulanan sansür ve yasaklara alışmayacağız. Bizim en güzel cevabımız sanatsal alandaki üretim ve yaratımlarla olacak. Buradaki en büyük sorun Kürtçenin kamusal alana ısrarla sokulmaması ve her gelen iktidarın Kürtleri sadece seçim döneminde oy alabilmek için birer sayıdan ibaret görmeleridir. Göstermelik ve geçici vaatlerde bulunmalarıdır. Kürt dili anayasal güvenceye kavuşturulmadığı müddetçe bu sarmal hep devam edecektir. Bütün çağ dışı faşist zihniyetler her defasında bizi nesneleştirerek hiçleştireceklerdir. En temel haklardan biri olan ana dil hakkı bu ülkenin temel kurulumunda öncelikli rol oynamış Kürtlerden esirgenemez. Bu saatten sonra en büyük talebimiz Kürtçenin anayasal güvenceye kavuşturulması ve kamusal alanda yer alması noktasında eşitlenmesi olmalıdır. Yeter artık, bu çağ dışı yasaklamalara maruz kalmak istemiyoruz.

Evrensel

Paylaş.

Yanıtla