Schlemmer’den Bohner’e Nesnelerin Mekandaki Koreografisi: Das Triadische Ballett

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mehmet K. Özel

Das Triadische Ballett’in adındaki “triad: üçlü” ibaresi, yapıtın yapısını belirlemiştir: Her biri farklı bir renkle ve ruh halleriyle ilişkilen üç dizi: Sarı (neşeli, burlesk), Pembe (şenlikli, ağırbaşlı) ve Siyah (mistik, fantastik). Ayrıca, yapıtta iki erkek ve bir kadın olmak üzere üç dansçı görev alır. 18 ayrı kostüm kullanılarak yapılan 12 dansın koreografileri ise yine tekli, ikili ve üçlü olarak tasarlanmışlardır.

Yapıt, ünlü ressam ve heykeltraş Oskar Schlemmer’in sanata ve sahne yapıtı mantığına bakışını ifade eden, onun imza işlerinden biridir; anlatısı yoktur ve mimetik değildir. Yapıt, prömiyerinden bir yıl sonra, 1923’te, Schlemmer’in öğretim kadrosunun bir parçası olacağı, insan ile yaşadığı mekan arasındaki ilişkiye odaklanan Bauhaus öğretisinde olduğu gibi, insan bedeninin mekan içindeki hareketini araştırır ve ortaya serer. Schlemmer’e göre geleneksel mimetik tiyatroda insan figürü temsil etme işlevine sahiptir, halbuki ressam ve heykeltraşlar biçime ve renge odaklanarak insan figürünü soyut bir eleman olarak ele alma potansiyeline sahiptirler. Stuttgart’ta önce Uygulamalı Sanatlar Okulu’ndan mezun olan, sonra Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim öğrenimi gören Schlemmer de, sahne yapıtına tam da bir ressam olarak yaklaşır. İnsan bedenlerine heykelsi kostümler giydirerek, onları birer tasarlanmış figüre (Kunstfigur) dönüştürür. Böylece bedenler, birer sahne nesnesi olarak, her an hareket ederek mekanda değişen biçimler yaratırlar. Sahne sanatı böylece mekanın dinamiğinin inşasına dönüşür, adeta hareket halindeki mimaridir.

Mehmet K. Özel

Das Triadische Ballett’in en önemli özelliği, az önce belirttiğim gibi, dansçılar tarafından giyilen ve sahne mekanında bir heykel gibi davranan kostüm-nesnelerdir. Bu kostümlerin dokuzu özgün halleriyle günümüze ulaşmış, bunlardan yedisi bugün Stuttgart Devlet Galerisi’nde kendilerine ayrılmış özel bir salonda sergileniyorlar. Kostümlerin her biri gerçekten de bütün detayları, malzemeleri, renkleri ve tabii ki formlarıyla göz alıcı, keyif uyandırıcı, hayal gücünü tetikleyici, oyuncak misali tasarımlar. Stuttgart’a yolunuz düşerse mutlaka müzeye uğrayın, mankenlere giydirilmiş kostümleri yakından görün.

Rekonstrüksiyon

Oskar Schlemmer’in Eylül 1922’de Stuttgart’ta dünya prömiyerini yapmış olan Das Triadische Ballett adlı yapıtı Schlemmer hayattayken en son 1932’de Paris’teki Koreografi Yarışması’nda Théâtre des Champs-Elysées’de sahnelenir. Jüride Rudolf von Laban vardır, yarışmanın birincisi başka bir kült yapıt, yıllar sonra Pina Bausch’un hocası ve mentoru olacak olan Kurt Joos’un Der grüne Tisch’idir, Das Triadische Ballett ise altıncı olur ve bronz madalya alır.

Bu gösterimden sonra tarihe karışan yapıtın rekonstrüksiyonunu Berlin’deki Sanatlar Akademisi (Akademie der Künste) 1977’de dönemin Almanya’da Bausch’la birlikte önemli dans tiyatrosu temsilcilerinden Gerhard Bohner’e sipariş eder. Bu rekonstrüksiyon 15. Avrupa Sanat Sergisi vesilesiyle 27. Berlin Festivali programında sahnelenir. Böylece o zamana kadar Arnd Wesemann’ın tabiriyle “hareketsiz, ama bütünüyle dans eden bir ifadeye sahip” kostümler yeniden hayata dönmüş olurlar. Hans Joachim Hespos bu versiyon için sıfırdan müzik besteler.

1977’teki bu ikinci doğumundan itibaren dünyanın çeşitli sahnelerinde 85 gösterimi yapılan Das Triadische Ballett, 1989’da Schlemmer’in eşi Tut Schlemmer’in ölümünün ardından, diğer mirasçıların yayın hakkı vermemeleri üzerine, 1922 yapımına benzer bir akıbete uğrar ve unutulmaya yüz tutar.

Yapıtın üçüncü doğumu ancak tekrar Federal Almanya Kültür Vakfı’nın bir projesi olan TANZFONDS ERBE (Dans Mirası Fonu) sayesinde 2014’te gerçekleşir. Bu sefer, 1977 yapımında bizzat dans etmiş ve 2014’te Münih Bavyera Devlet Balesi’nin artistik direktörü olan İvan Liska ve eşi Colleen Scott’ın yardımıyla dans tiyatrosu uzmanı Nele Hertling ve dans sanatçısı ve koreograf Reinhild Hoffmann Bohner’in rekonstrüksiyonuna hayat verirler.

Münih Bavyera Genç Balesi (Bayerische Junior Ballett München) tarafından icra edilen bu yapım da, 1977 yapımı gibi Almanya içinde ve dünyada sayısız gösterim yapar, Ekim 2022’deki Berlin gösterimlerinden önce en son 2019’daki Bauhaus’un 100. yıl etkinliklerinde sahnelenir.

Koreografi 

Schlemmer’in anti-anlatısal ve anti-mimetik özgün koreografisini bilemiyoruz. Özgün yapıta dair günümüze sadece Schlemmer’in kısa kısa aldığı notlar ve siyah-beyaz fotoğraflar kalmış. Bohner ise, koreografisinde bir yandan Schlemmer’in izinden giderek figürleri soyut bir şekilde hareket ettirdiği gibi, bunun yan sıra onlara, üzerini silkmek, kapıya vurmak gibi gündelik jestler de yaptırıyor. Hatta, ilk dizi Sarı’nın ilk iki bölümündeki iki figürlü (Büyük Etek ile Dalgıç, Silindir Adam ile Küre Etek) koreografiler, espri de içeren birer anlatıya sahipler.

İkinci dizi Pembe’nin ikinci koreografisinde ise kostüm tasarımları erkek dansçı (Debussy-Yastıklar) için klasik balet bedeninin, kadın dansçı (Katlı Etek) için ise klasik bale kostümünün abartılmış yorumları, adeta parodileri; baletin kasları abartılmış, balerinin de tütüsü. Ayrıca Bohner bu koreografiyi bütünüyle klasik baledeki duo hareketlerinden oluşturmuş.

İkinci dizi Pembe’nin üçüncü ve dördüncü koreografilerinin figürleri Türk Dansçı, Türk Dansçı II ve Türk Eteği. Schlemmer’in kostümleri rengarenk, adeta panayır ve sirkten esinlenilmiş gibi, Bohner’in koreografisi de akrobasiden ve biraz da Kazak dansından esinler taşıyor. Bu koreografilerde bir anlatı da var: Erkek olan iki Türk Dansçı, Türk Eteği olan kız için güreşiyorlar, önce I numara ile flört eden Türk Eteği, dövüş sonrası, dövüşü kazanan Türk Dansçı II’yi seçiyor. Jest ve mimik olarak da yapıtıın en canlı koreografisi bu bölünde; Türk Dansçı’ları ve Türk Eteği sanki Mozart’ın Sihirli Flüt operasının Papagena ve Papageno’su gibi çok renkli karakterler; yerinde duramayan, canlı, enerjik ve komik figürler bunlar. Bu koreografilerde figürler dışında sahne eşyaları da devreye giriyor; bir sopa ve bir büyük boy çifte zil.

Üçüncü dizi Siyah ise yapıtın en soyut bölümü. Bu dizideki koreografiler de bütünüyle kostümlerin biçimlerinden yola çıkılarak tasarlanmış gibi. Spiral isimli dişi figürün dönme hareketinin baskın olduğu solosuyla başlayan dizi, Dilimler isimli iki erkeğin katılımıyla devam ediyor. Kostümler soyut oldukları kadar, Spiral bir Ortaçağ prensesini, Dilimler ise şövalyeleri andırıyor. Ardından gelen, bir kadın dansçı tarafından icra edilen Tel’in solosu ve ona bağlanan, iki erkek dansçının Altın Küre’si ise bütün yapıtın en soyut, tam da Schlemmer’in öngördüğü gibi anti-anlatısal ve anti-mimetik koreografisine sahip kısmı, hatta bu aşamada yapıtın kozmik bir nitelik kazandığı bile söylenebilir.

Diziyi ve yapıtı sonlandıran Soyut ise figür olarak form ve renk açısından asimetrik tasarımıyla oldukça etkili bir şekilde diğer bütün Kunstfigur’lerden öne çıkıyor, yavaş ve hipnotik hareketlerden oluşan koreografisiyle yapıtı seyircinin üzerinde bıraktığı aşkın bir hisle sonlandırıyor.

İcra/Performans

Günümüzdeki versiyonu 70 dakika süren yapıtın 1922-1932 tarihleri arasındaki sahnelenişlerinde sadece üç dansçı görev alıyormuş. Dünya prömiyerinde ve devamındaki bazı gösterimlerde bu dansçılardan biri olan Walter Schoppe, takma adla sahneye çıkan Oskar Schlemmer’den başkası değilmiş.

2014’ten beridir rekonstrüksiyonu icra eden Bavyera Devlet Balesi II (2017’den itibaren değişen adıyla Münih Bavyera Genç Balesi) gösterimleri 11 dansçıyla yapıyor. Sahne arkasında ise dört görevli dansçılara kostüm değişiminde yardımcı oluyormuş. Özgün yapımda hem bütün figürlerin üç dansçı tarafından icra edilmesi hem de kostüm değişimleriyle bu dansçıların ciddi bir efor sergilemiş olduklarını varsaymak yanlış olmayacaktır. Kaldı ki, Münih Bavyera Genç Balesi’nin genç dansçıları da, yükleri hafiflemiş olsa da, benzer bir efor sergiliyorlar, çünkü çoğu havaleli ve malzemesinden dolayı ağır (bazıları 10 kg kadar) olan kostümlerin içinde hem hareket etmek, hem de hareketleri keskin ve muntazam bir şekilde icra etmek hiç kolay olmasa gerek. Yapıtın boş bir sahne mekanında en fazla üçlü, ama çoğunlukla solo koreografilerden oluşuyor olması da seyircinin bütün dikkatinin o sırada sahnede olan dansçının üzerinde olmasını beraberinde getiriyor, bu da dansçılardan hareketlerini düzgün ve yanlışsız yapma konusunda ekstra konsantrasyon gerektiriyor.

Münih Bavyera Genç Balesi’nin genç dansçılarının bu bir yandan fiziksel, bir yandan da manevi yükün altından hakkıyla kalktıklarını, mirası geleceğe hakkıyla taşıdıklarını söyleyebilirim.

 

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Mehmet K. Özel

Yanıtla