“İzleyici Nedense Oyunu İzlerken Çok Ağlıyor”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Birgün gazetesi’nden Emrah KOLUKISA’ın oyuncu Esme Madra ve Ozan Çelik ile yaptığı söyleşiyi okuyucularımızla paylaşıyoruz]Naz Erayda ve Kerem Kurdoğlu’nun sahneye koyduğu ‘Geçen Gün’ Kundura Sahne’de. Başrol oyuncuları Esme Madra ve Ozan Çelik BirGün TV’nin sorularını yanıtladı.

Kundura Sahne’de izleyiciyle buluşan ve yönetmenliğini Naz Erayda – Kerem Kurdoğlu ikilisinin üstlendiği ‘Geçen Gün’ sezonun en ayrıksı ve en kayda değer sahne performanslarından biri. Genel kategoride tiyatro demek daha doğru olsa da bildiğimiz oyunlardan çok farklı bir yanı var ‘Geçen Gün’ün. Bir kere metin, müzik, ritim ve hareket (dans) anlamında her şeyin bir bütün olarak ve diğerinin önüne geçmeden sahnede var olduğu bir performanslar harmanı var karşımızda ve oyuncular da bu harmanın şüphesiz en önemli parçası, adeta tutkalı…

Kerem Kurdoğlu’nun yıllar önce yazdığı bir metni Çıplak Ayaklar Kumpanyası’ndan Mihran Tomasyan ile yakın bir zaman önce yeniden bir araya geldiğinde ortak bir fikirle sahneye uyarlama düşüncesinden doğan ve yine Tomasyan’ın kuruculuğunu üstlendiği müzik grubu Tophane Noise Band’in katılımı ile genişleyen, hareket düzenini ise Maral Ceranoğlu’nun yaptığı projeyi iki başrol oyuncusu Esme Madra ve Ozan Çelik ile konuştuk.

Bu çok sıradışı ve zorlayıcı performansa nasıl dahil olduğunuzu merak ediyorum. Esme, seninle başlayalım istersen.

Esme Madra: Kerem ve Naz beni aradı ve projeden bahsetti. Mihran’dan da bu projeyi duymuştum, aşağı yukarı biliyordum. Metni okuduğumda da çok sevmiştim ve fazla düşünmeden kabul ettim açıkçası. Harekete dayalı tiyatroya da zaten ilgim var, o yüzden balıklama atladım diyebilirim.

Aslında senin bu oyunda yer alman beni hiç şaşırtmadı doğrusu ama Ozan’ın projede yer alması çok şaşırtıcı geldi.

Ozan Çelik: Bana da öyle geldi…(gülüyor) Daha çok bağımsız filmlerde ve realist işlerde rol alıyorum malum ve performans da bana çok uzak… Aslında çok uzak değil, lisans eğitimimi Bilgi Üniversitesi’nde Performans bölümünde almaya çalıştım ama aradan çok uzun zaman geçti ve ben hem zihnen hem bedensel olarak çok uzaklaşmıştım. Bu oyunla tekrar karşılaştım, biraz sert oldu ilk başlarda, bildiğin gibi zor bir oyun… Mihran beni aradı ilk olarak, onu daha önceki bir oyundan tanıyordum ve ona ‘Mihran ben böyle bir oyun için uygun muyum sence?’ dedim, o da ‘Abi sen gel, hallederiz’ dedi. Bayağı hallettiler… (gülüyor) Kerem ve Naz’ı da ilk kez geçen yaz Salt’ta açtıkları bir sergide tanıdım ve üç ay sonra da onların projesine dâhil oldum. Ben de kendimi orada gördüğümde şaşırıyorum açıkçası, hiç benim oyunculuk anlayışıma da, deneyimime de uygun bir oyun değil ama benim için harika da bir deneyim oldu.

‘Geçen Gün’ sizin repliklerinizi sürekli paslaşarak oynadığınız, neredeyse kelime kelime cümleleri bölüşerek seslendirdiğiniz bir metne sahip. Oyunu görmemiş izleyicilere nasıl anlatırsınız, nedir bu oyunun söylediği?

O.Çelik: Bu aslında hepimizin zorlandığı soru… Sen anlatmak ister misin Esme?

E.M.: En özetinde, şehirdeki hallerimiz… Şehrin içinde yaşayan ve şehirli olmuş insanların halleri diyebilirim. Şehirle ilişkisiyle alakalı olarak bir sürü duygu durumu…

O.Çelik.: Kerem’in provalar sırasında söylediği bir şey vardı, oyunun 70’ler caz formunda olduğunu söylüyordu. Bence çok güzel bir yaklaşım, yani 2024 İstanbul’unda 70’ler caz formuyla anlatılan karşılıklı ya da karşılıksız bir aşk hikâyesi derdim oyun için.

İzleyici nasıl tepki veriyor oyuna?

E.M.: İzleyicinin tepkisi benim bayağı ilgimi çekiyor. Çok ilginç bir şekilde, ağlayanlar çok oluyor. Bunu kendileri de söylüyor ve şöyle diyorlar, şaşırdıklarını, neye ağladıklarını tam bilmediklerini, bunu çok söyleyen oldu… Neyin onları böyle duygusal bir yere ittiğini bilmediklerini ama karanlık bir şey hissetmediklerini, oyunun ferah bir his verdiğini ama duygusal bir noktada bitirdiklerini söylüyorlar.Çelik: Bu konuda şunu gördüm, bu oyun takibi zor bir oyun, yani izleyiciden çok fazla çaba istiyor ama izleyicinin hiç zorlanmadığını fark ettim. Bu kadarını açıkçası beklemiyordum. Ayrıca bu kadar alternatif yapıda, belli bir dramatik akışı olmayan bir oyunda izleyicinin bu kadar duygusal yoğunluğu hissetmeleri de bana çok ilginç geliyor. Seyirciler genelde, ayıptır söylemesi, bayağı beğeniyorlar, (gülüyor) bunu söylemek zorundayım.

Söyleşinin tamamını BirGün TV Youtube kanalında izleyebilirsiniz.

BİRGÜN

Paylaş.

Yanıtla