‘İnsan Biriktirmek…’

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Dikmen Gürün

Şubat başında iki gün içinde çıktığım beklenmedik bir yolculuk, bugün umut kırıntılarıyla beslenmeye başlayınca ben de “Tiyatro Dünyasından” köşeme Müjdat Gezen’in şu sözleriyle dönüş yapıyorum: “Her şeye hakkınız olabilir. Umutsuz olmaya asla!”

Damla Karakuş’un Müjdat Gezen ile yaptığı nehir söyleşi Her Şeye Hakkınız Olabilir Umutsuz Olmaya Asla! Masa Kitap tarafından yayımlandı. Sanatçının hayatını, duygularını, düşüncelerini, mutluluklarını, mutsuzluklarını, kitaplarını, oyunlarını ve tabii ki politik duruşunu sarmalıyor. Tiyatrodan sinemaya, gazino günlerinden dizilere, kabare günlerine, açtığı kapattığı diğer tiyatrolara, 1960’lara, 1970’lere ve izleyen yıllara gönderilen selamlar yumağı. Ve de çocukluktan gençliğe sevgiyle andığı, anılarıyla bir kez daha hayat verdiği aile fertlerinden sevgili kızı Elif’ten kıymetli eşi Leyla Gezen’e uzanan dolu dolu bir akış. Bu akışta MSM Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin ayrı bir yeri var. Tıpkı Atatürk’ün, Atatürk sevdasının olduğu gibi…

MÜJDAT GEZEN SANAT MERKEZİ (MSM)

Müjdat Gezen için tiyatro, “insan psikolojisinin ve sosyolojisinin gelişimini sağlayan bir organdır”.

Dünyanın ilk parasız özel okulu olma özelliğini taşıyan MSM’yi 1991 yılında açtığını ve süreci paylaşırken “Bütün çabam iyi insan olmaktı benim. İyi insan olmak için çok emek sarf ettim. Hayatım boyunca başkaları para biriktirirken ben insan biriktirdim” diyor. MSM de işte bu çabanın; dünyaya, insana bu bakışın değerli bir ürünüdür. MSM’yi hayatının en önemli dönüm noktası olarak değerlendirir.

Ve söz sanata, sanatçıya gelince “Sanatçı, başkalarının tarifi üzerine sanat yapmaz” diyor. “Sanat bir karşı çıkmadır.” Söyleşi, tiyatro eğitimi ve usta çırak ilişkisi çevresinde dönerken, bildiğimiz ama yine de içimizi acıtan bir konuya dayanıyor: Bugün İsmail Dümbüllü, Kel Hasan, Kavuklu Hamdi Efendi gibi ustaların tek bir belgeseli olmadığı gerçeğinin altını çiziyor Müjdat Gezen. Tuluat tiyatrosuna, ortaoyunu ve Karagöze değiniyor. Adile Naşit’lere, Sadık Şendil’lere, ‘Kanlı Nigar’lara, Ayşen Gruda’lara, Celal Sururi’lere ve daha nice isme, nice oyuna selam ediyor…

Köklü bir selamı da Montaigne, Shakespeare, Baudlaire, Konfüçyüs, Lao Tzu, Dostoyevski, Çehov, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin gibi yazarlara, Ekkehard Schall gibi büyük Brecht oyuncularına…

BİR ATATÜRK SEVDALISI

Hayranlığın çok ötesinde bir bağı, bir Atatürk sevdası var Müjdat Gezen’in. Zaten kendisi de “Atatürkçü lafı beni kesmez. Benimki sevdadır” diyor. Ve ne kadar doğru ne kadar güzel ifade ediyor haddini bilmezlerin Atatürk düşmanlıkları karşısında duygularını: “Mesela herhangi biri ‘Ayyaş’ demiş Atatürk için. Bakıyorum, ayağımın dışıyla atıyorum onu dışarıya. Atatürk orada yine duruyor…” Kadıköy’deki (maalesef şimdi olmayan) tiyatro salonunda sahneye koyduğu “1881” oyunundan söz ettikten sonra şu sözlerle yanıtlıyor Damla Karakuş’un bir sorusunu: “Beni bu ülkede tutan en büyük değer Mustafa Kemal Atatürk ve onun ilkeleridir.

VE SİYASET

Elbette siyaset Müjdat Gezen’in hayatının bir parçası. İyi bir sosyalist olduğunu vurguluyor. “Demokrasinin alabildiğine geniş ufuklar açan, her konuda özgürce düşünmeyi sağlayan bir sistem olduğuna inanıyorum. Ama ülkemizde otokrasi var. Şu andaki sistemin tam tersine demokrasi denir” dedikten sonra da adalet arayışının süreceğini söylüyor Türkiye’de.

Ama, “Hiçbir şeyden umudunu kesmeyeceksin” diyor bir kez daha: “Ben umudumu hiç yitirmem. Biri o direğe çıkıp bağıracaktır. Hem bence bu çok da uzaklarda değil…” Aslında yazılacak daha çok şey var bu nehir söyleşiye dair ama yerimiz dar. O nedenle, son noktayı Müjdat Gezen’in “insan biriktirme” kavramının bir anlamda uzantısı olan “İlke” şiirinden alıntılarla koyuyorum: İlkelerin olacak/ Seni satın alamayacaklar/… Onurunla, kimliğinle ve/ beyninle yaşayacaksın/ Üreteceksin, seveceksin; /Sevileceksin, inançlarının/ arkasında duracaksın./ Sevgilerin karşılıksız,/ yardımların gizli olacak./ Seni attan, ottan ayıran/ özelliğin farkına varacaksın./ Çünkü sen insansın./ Ve bunu yakaladığın gün/ bembeyaz yaşayacaksın…

Cumhuriyet

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Dikmen Gürün

Yanıtla