Buluşmak İçin Sabırsızlandık

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Dünyanın en ünlü dans topluluğu ‘Lord of the Dance’ın İstanbul gösterileri bugün başlıyor. Grubun yaratıcısı ve koreografı Michael Flatley, heyecanlı: Dünyanın farklı yerlerinde dans ederken seyircilerin yüzlerindeki keyfi görmek, size kendinizi star gibi hissettiriyor.

Bugüne kadar 67’den fazla ülkede 100 milyonun üzerinde seyirciye ulaşan dünyanın en ünlü dans fenomeni ‘Lord of the Dance’, bugün, yarın ve 13 Haziran’da Maçka Küçükçiftlik Park’ta sanatseverlerle buluşacak. Dünya çapında 800 milyon doların üzerinde hasılat elde ederek ‘Dünyanın en yüksek gişe hasılatı kıran gösterisi’ olarak nitelendirilen ‘Lord of the Dance’ grubunun yaratıcısı ve koreografı Michael Flatley sorularımızı yanıtladı. 

‘Lord of the Dance’ gösterisini ilk kez İstanbul’da gerçekleştireceksiniz. Ne hissediyorsunuz?
Gösteri, bir ülkede ilk kez sahne alacağı zaman hep çok heyecanlanırım. Bu yüzden de İstanbul’da gerçekleşecek gösterileri dört gözle bekliyorum. Yollarda geçirdiğimiz bunca yıl sonrasında, ilk kez performans göstereceğimiz bir ülkede bulunma zevkini artık pek sık yaşayamıyoruz. Gösterinin enerjisi, ilk kez Türk izleyicisiyle buluşmamız şerefine çok yüksek olacak. Tüm dansçılarım, Türk izleyicileriyle buluşmak için can atıyor.

Lord of the Dance’in nasıl ortaya çıktığından bahseder misiniz?
Yıllardır kafamda olan bir projeydi. 1994 senesinde ciddi ciddi düşünmeye başladım, 1996 yılında da ‘Lord of the Dance’ ortaya çıktı. Bu proje, kendimi dünyaya bir sanatçı olarak tanıtmama ve dans vizyonumu dünya çapında bir seyirci kitlesiyle buluşturmama ön ayak oldu.

GÖSTERİ SÜREKLİ EVRİM GEÇİRİYOR
Artık siz dans etmiyorsunuz. Peki prodüksiyon kısmıyla ilgileniyor musunuz? Tüm koreografiyi siz mi yapıyorsunuz yoksa daha çok işin ticari tarafıyla mı ilgilisiniz?
Lord of the Dance’ benim çocuğum olduğuna göre; prodüksiyonun her şeyiyle bire bir ilgileniyorum. Gösteri sürekli evrim geçiriyor ve kostümlerdeki en ufak bir değişiklik bile benim onayımla yapılıyor.

Neden projenin sadece ilk iki yılında dans ettiniz ve sonra bıraktınız?
Lord of the Dance’ ile birlikte iki yıldan daha uzun bir süre dans ettim. Bu esnada ‘Feet Of Flames’ ve ‘Celtic Tiger’ gösterilerini de yaratarak, bu gösterilerde de dans ettim. Dans etmeyi seviyorum ama aynı zamanda yaratmayı ve ilham vermeyi de çok seviyorum. Gösteriyle birlikte turnede olmak müthiş bir sadakat gerektiriyor ve ne yazık ki, yeni projeleri yaratmak için gerekli olan zamanı elinden alıyor.

Gösteride hangi ülkelerden kaç dansçı yer alıyor?
Şu anda dünya turnesinde olan iki farklı ekibimiz var ve her biri 40’ar dansçıdan oluşuyor. İngiltere, Amerika, Avustralya ve İrlanda’dan dansçılar var.

REKORLARLA GURURLANDIM
‘Lord of the Dance’ sahnelerde geçirdiği yıllar boyunca birçok farklı rekora imza attı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Gösterinin evrensel anlamda kabul görmesinden ve tüm dünyada kırdığı rekorlardan gurur duyuyorum. İngiltere’de dört hafta boyunca Londra Coliseum’da art arda gerçekleşen gösteriler, Londra Wembley Arena’da satışı günler öncesinde tükenen 21 rekor gösteri, Las Vegas’ta geçirdiğimiz beş yıl boyunca her sene 400 bini aşkın izleyici, Güney Afrika’da bilinen tüm gişe rekorlarını kırarak rekor sürede satışların kapanması… Elbette hepsiyle gurur duyuyorum.

Sizce neden ‘Lord of the Dance’ geçen 14 yıl boyunca dünyanın en gözde İrlanda dans gösterisi oldu?
İzleyiciler, sahnedeki dansın hassasiyeti ve heyecanıyla sürükleniyorlar. Ronan Hardiman’ın fantastik müziği, sahne ve hikaye… Kısaca, ‘Lord of the Dance’da herkes için bir şey var. Gösteri sahnelenirken, izleyicilere baktığımda, hepsandalye aralarında dans eden çocuklar görüyorum. Çocuklarla başlyor bir süre sonra da dans eden yetişkinlerle devam ediyor. Gösteriyi bir kez izlemek asla yetmiyor ve işte bu yüzden gösteri bu kadar başarılı…

Sizce elde ettiğiniz en büyük başarı nedir ve gösterinin en çok nesinden keyif alıyorsunuz?
Sanırım, aradan geçen bunca yıla rağmen birçok insanın gösterilerimizden zevk alıyor olması, zevklerin en büyüğü. Dünyanın birçok farklı yerinde dans ederken seyircilerin yüzlerindeki keyfi görmek, size kendinizi bir star gibi hissettiriyor.

DANSÇILARIM KENDİLERİNE AİT STİLLER GELİŞTİRDİ
Bir zamanlar sizin oynadığınız rolde oynayan farklı dansçıları görmek sizi nasıl hissettiriyor?
Başrolde oynayan dansçılarıma sürekli aşılamaya çalıştığım şeylerden biri de, kendi hayatlarını rollerine taşımaları oluyor. Her dansçının kendi kişiliği var ve sahneye çıktıklarında parlayan şey; kişiliklerindeki o ışık. Rollerine çalışırken, benim orijinal hareketlerime sadık kalarak kendilerine has stiller geliştirmelerini istiyorum. Gruplarımdan biriyle turnede olduğum her an, benim için ayrı bir heyecan. Hepsi benim ailem ve çalışmak için biraraya geldiğimizde, bolca ter, zorlu çalışma ve sonunda bolca gülümseme ve başarı oluyor. Hepimiz en yüksek seviyedeki başarıyı arzuluyoruz. Bu, benim ve çevremdekiler için çok önemli.

Aslı Örnek Günaydın

Sabah

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.