Ayşenil Şamlıoğlu "Evaristo" ile Sahnelere Döndü

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Tiyatro yönetmeni, oyuncu Ayşenil Şamlıoğlu, tek kişilik oyunu Evaristo ile sahnelere döndü. Bir dönem Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni olan Şamlıoğlu, hem sahnede ‘yönetmen’ oyuncu olmayı, hem de tiyatroya nasıl başladığını anlattı. Akşam Pazar’dan Sanem Kayhan’ın yorum ve söyleşi karşımı haberinin bir bölümünü aktarıyoruz]

Gazeteye yazmayalı yıllar, Kumbaracı Yokuşu’na gitmeyeli aylar olmuş. Bin bir türlü fobiden muzdarip ruhum senelerdir kullanmadığım ses kayıt cihazının azizliğine uğramamam için beni ‘Yeni pil al’ diye sıkıştırdı. Kolay değil, röportaj yapacağım kişi oyuncu, yönetmen, gerçek anlamda bir sanatçı, Ayşenil Şamlıoğlu. Aksilik olmasın diye içim içimi yiyor. Piller alındı, kaset yenilendi. Kumbaracı50’nin yolu tutuldu. Beş dakika önce gelmenin avantajıyla çıktım yukarıya Ayşenil Hanım’ı bekliyorum. Bir yandan da ses kayıt cihazına yeni pil ve kaseti takıp alıştırma yapacağım. O da ne! Ses kayıt cihazı kaput! Türlü telkinlerle kendimi sakinleştirmeye çalışırken gözüm ‘akıllı telefonuma’ kayıyor. Allah senden razı olsun teknoloji. Ayşenil Hanım’ı bekleyip hazırlıkları yaparken bir yandan da kostüm tasarımcısı Seda Balaban’la sohbeti koyultuyoruz. O arada zil çalıyor ve neşeli, enerjik, billur gibi bir ses doluyor içeri; anlıyorum ki Ayşenil Şamlıoğlu burada.
6 ÜSTÜ OYUN/2 EVARİSTO
6 Üstü Oyun projesi Altıdan Sonra Yapım’ın gerçekleştirdiği, altı farklı Türk yazarın yazdığı tek kişilik tiyatro oyununu altı duayen oyuncunun oynayacağı bir proje. Ayşenil Şamlıoğlu’nun yıllar sonra oyuncu olarak sahnelere döndüğü oyunsa, projenin 2’nci oyunu Evaristo.
Ayşenil Şamlıoğlu’nu uzun yıllardır televizyon ve tiyatrodan tanıyoruz. Son olarak Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği’nin ardından ne oldu da çok özlediği sahnelere döndü, onun aklını çelen neydi? Konu Evaristo’ya gelince Şamlıoğlu’nun gözleri parlıyor: “Sahne özlemi. Tiyatro dediğiniz şey sahne sanatı. Yönetmenlik çok haz duyduğum bir şey ama sahnede olmayı özlemiştim. İkinci olarak da tabii tiyatroda aklına ve yüreğine çok güvendiğim Yiğit Sertdemir ‘Bir projemiz var’ dediğinde o projenin içinde yer alma heyecanı beni de sardı. İlk etapta projeyi dinleyip, ‘Ben yönetmem’ dedim. ‘Ben zaten yönetin diye konuşmuyorum, oynamanızı istiyorum’ dedi. 2 hafta sonra Civan Canova’nın metni bitti, bana yolladı. Hızla okuyup geri aradım, Yiğit’i, ‘Ne zaman başlıyoruz provaya?’ dedim.”

YÖNETMENİN DEDİĞİNİ YAPARIM
Uzun yıllar yönetmenlik yaptıktan sonra sahneye dönmek ve tek kişilik bir oyunda başka bir yönetmenle çalışmak. Ayşenil Şamlıoğlu ile görüşmeye giderken aklımda tasarladığım sorulardan biri de buydu.
Nihal Koldaş oyunun yönetmeni. Onunla çalışmayı da daha önce tanışmamış olmalarına rağmen Ayşenil Şamlıoğlu istemiş: “Ben bu cümleyi kurarken Nihal Hanım’la tanışıklığımız, arkadaşlığımız yok. Bu projeyle tanıştık. Onun hayatını tiyatroya adanmış bir ömür olarak görmüşümdür. Yaptığı işlere baktığımda kendimi oyuncu olarak emanet edebileceğim biri olarak görmüşümdür, o bende durur. Benim gönlümde, aklımdaki yeridir. Bunu hiç kendisiyle paylaşmamıştım. Sonuç olarak sözel olarak paylaşmadan eylemsel olarak paylaşmaya geldi sıra. O da metni aldıktan sonra, ‘Birbirimizi tanımıyoruz, tabii ki güzel bir metin ama ya uzlaşamazsak! Aman canım olmadı bir hafta on günde anlar ayrılırız’ diye düşünmüş. Ben ilk buluşmamızda kendisine uslu bir oyuncuyu olduğumu söyledim. Söz dinlerim, çünkü ben bir şey dediğimde söz dinlemeyen oyuncularla yaşadığım sorunları biliyorum. Hem bir başkasına yaşatmak istemem, hem de yönetmenin benden dilediğinin beni yukarıya taşıyacak şeyler olduğunu bilirim.”

Devamı için Akşam

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.