Tavşan Tavşanoğlu (2021): “Godard ile Tarantino Birleşimi Bir Çalışma!”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

İzmir Şehir Tiyatroları kuruluşu ile birlikte ikinci projesini seyircisine sundu. Geçtiğimiz günlerde prömiyerinde, Coline Serreau imzalı ‘Tavşan Tavşanoğlu’ adlı eseri izleme şansı elde ettik. Bu oyunu, sanırım 2002 yılında, Tiyatro Pera’dan seyretmiştim. Uzun zamandır sahnelerden uzak kalan gösteriyi İzmir Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten sahneye koymuş. Tiyatro yönetmeni Jean-Marie Serreau ve oyuncu Geneviève Serreau’nun kızı olan Coline Serreau, oyuncu ve yönetmen kimliği ile de öne çıkmış bir isim. Three Men and a Cradle ( Trois hommes et un couffin ; 1985) adlı komedi filmi ile En ‘İyi Yabancı Film dalında Akademi Ödülü’ne aday gösterilen usta yazar, İlk kez 1986’da Benno Besson’un yönettiği Lapin Lapin ( Tavşan Tavşan ) adlı oyunuyla tiyatro sahnelerine damga vurarak günümüz tiyatro dünyasında halen ses getirmeyi sürdürüyor. İzmir Şehir Tiyatroları’ nın yepyeni, ama içlerinde tiyatro azmi ile dolu sağlam ekibinin elinde ‘Tavşan Tavşanoğlu’ sahnelere sinematografik anlamda damgasını vuruyor!

Konu, iki odalı bir apartman dairesinde yaşayan dar gelirli, 5 çocuklu bir ailenin ayakta kalma mücadelesini anlatır. Ailenin tek para kaynağı fabrikada işçi olarak çalışan babadır. Evde hayatta kalma mücadelesini anne sağlamaya çalışır. Yaşamı düzenlemek, sürdürebilir hale getirmek anneye kalmıştır. Biri lise, diğeri tıp eğitimi gören iki oğulları Tavşan ve Bebert ile birlikte zor şartlar altında yaşayan ailenin gelecekle ilgili umutları vardır. Ailenin diğer çocukları ise kendi yaşamlarını kurmuşlardır. Marie evli, Jeannot yurt dışında çalışmakta, Lucie ise birlikte yaşadığı Gerard ile evlenmek üzeredir. Fakat bir gün tüm çocuklar özel hayatlarında yaşadıkları sorunlardan dolayı 2 odalı eve yerleşmek zorunda kalır. Anne ve babanın çocuklarıyla ilgili bilmediği önemli meseleler ortaya çıkar.

Babanın maaşı evin giderlerine yetmemekte, borçlar gırtlağa kadar dayanmakta ve eve sürekli icra memurları gelmektedir. Kara-komik olaylar örgüsü tüm çocukları, hatta damat adayını bile aynı evde bir araya getirir. Evin nüfusu 8 kişi olmuştur. Yaşlı üst komşunun da eve gelmesi ile ev tam olarak mülteci kampına döner. Güçlükle ayakta durmaya çalışan aile, artık maddi manevi bir sarsıntı içindedir. Bütün bunlara bir de ülkede gerçekleşen ‘askeri darbe’ eklenince, ailenin çöküşü kaçınılmaz olur.

Yücel Erten oyunu sahneye koyarken akıl dolu yönetim tekniklerini gösteriyor bizlere. Türkiye’ nin içinden geçtiği ekonomik şartlara gönderme yapan yönetmen, özellikle televizyondan insanlara dayatılan ‘Her şey yolunda’ mesajını ironilerle dolu sunmuş. Gösteriyi iki perde, ayrı ayrı iki oyun gibi irdeleyen Erten; ilk perdede Godard’ ın Yeni Dalga akımından esintiler sunarken, ikinci perdede Tarantino’nun izini açıkça hissettiriyor. Godard’ın ‘Her Şey Yolunda’ filminde yaptığı gibi karakterleri karşımıza dikip, bizlerin yüzüne yaşanılan ekonomik ve siyasal gerçeği çarpması muhteşem bir düşünce! Bunun dışında oyunu Tarantino’nun ‘Dusk Till Dawn’ filminde olduğu iki ayrı parça olarak irdelemesi etkileyici. Kaçırma planının ve uzaylı sahnesinin ikinci perdede ortaya çıkışı, yönetmenin bizleri iki farklı oyunun içine çekmesi gibi algılanıyor. Oyunun akıcılığı bir yanda dursun, yönetmenin oyuncular üzerinde ilmek ilmek çalıştığı gün gibi ortada.

Anne rolünde Buket Özkat duruşu, tavrı ve rolü kavrama biçimiyle konuyu tek başına sırtlamış. Hatice Altan’ ın Tavşan’da yaş sorunu yaşayabileceğini düşünmüştüm, ama oyun içinde bunu hiç hissetmedik. Baba’yı oynayan Ayhan Anıl rolünün psikodinamik yapısını bilerek oynamış. Bebert’te Sonay Eren’ in tıp öğrencisi iken sisteme karşı direnişe geçen, ailesini geçindirmek için farklı bir olaya eğilen karakterde ortaya koyduğu performans yerinde. Sonay Dicle Çetin (Marie), Dalya Kilimci (Lucie), Candaş Yılancı (Gerard) üçlüsünün olduğu bölümler komedinin en yoğun olduğu anlar olarak karşımızda. Oyuncuların anne rolündeki Buket Özkat ile kurdukları bağ komedinin çatışma dolu ruhunu tam olarak sahneye yansıtıyor. Sahnedeki saydığım ve sayamadığım ekibin tamamı bütünsellik içinde yönetmenin anlatmak istediğini birebir uyguluyor. Ekibin enerjisine hayran kaldığımı özellikle belirtmeliyim.

‘Tavşan Tavşanoğlu’ Yücel Erten gibi dahi bir yönetmenin elinde, adeta bir sinema filmi çeker gibi sahneye aktarılmış. Godard’ ın devrimci izini; Tarantino’ nun sürrealist, fütürist bakış açısını ince ince gösterinin içine yerleştiren Erten, 2021 yılına teatral anlamda damgasını vurarak veda ediyor. İzmir Şehir Tiyatroları’ nın bu çarpıcı çalışmasını mutlaka izleyin!

LifeArtSanat

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla