Kuklaya Can Veren Bir Usta: Ayten Öğütcü

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Ebru Bilgiç’in Gazete Duvar’da yayımlanan ve Ayten Öğütcü ile gerçekleştirdiği söyleşinin bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]

Yaptığı iş Türkiye’de karşılığını pek bulamamış bir kukla ustası Ayten Öğütcü. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Öğretim Görevlisi olan Öğütcü ile kuklaları konuştuk.

Kuklalar, tiyatro sahnesinin sessiz ve gizemli çocukları. Bazen kanlı canlı bir oyuncudan daha oyuncu, bazen kelimelerden daha güçlü, bazen sahne ışığından daha parlak, dekordan daha renkli… Yetişkin izleyiciyi güldüren, ağlatan, öfkelendiren, onu elinden tutup çocukluğuna götüren; çocuk izleyiciyi büyüten, sevindiren, yarına taşıyan, kumaştan, kâğıttan, plastikten, ahşaptan kahramanlar… Ülkemizde, hak ettiği değeri pek bulamamış kukla. Uzun yıllar, Karagöz, Hacivat ve İbiş’in ötesine maalesef geçememiş. Bu sanatla ilgilenenlere sahip çıkılmamış.

Ayten Öğütcü, bu alanda yıllardır emek veren bir kukla ustası. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Sahne Tasarımı Anasanat Dalı’nda Öğretim Görevlisi. Bulgaristan doğumlu tasarımcı, yirmi yılı aşkın bir süre yurt dışında ve ülkemizde çok sayıda projede yer alarak kuklalar tasarlamış. Devlet Tiyatroları, TRT, farklı Şehir tiyatroları ve festivaller için üretimlerde bulunmuş. Çeşitli kurumlarda kukla kursları ve workshoplar düzenlemiş.

Ayten Öğütcü’yle kukla tiyatrosunun bilinmediği bir ülkede, kukla tasarımcısı olmanın ne anlama geldiğini konuştuk.

Kuklayla tanışmanız nasıl oldu?

Bulgaristan doğumluyum. İlk ve orta okulu orada okudum. Tabii orada sanat, bir devlet politikası aracı olarak kullanıldığı için çok önemli. İlkokulda çocuk dergilerine abone olmak zorundasınız. Sezonluk tiyatro biletleri alırsınız. Dolayısıyla, daha küçük yaşlarda kukla tiyatrosuyla tanışıklığım var. Evde kendi kendime kuklalar yapar oynatırdım. Türkiye’ye gelince güzel sanatlar lisesinde resim eğitimi aldım. Daha sonra Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Fakültesi’nde sahne tasarımı okudum. Bu bölümü okuyunca, çocukluk aşkım yeniden depreşti. İkinci sınıfta ilk kukla projemi yaptım. O dönemler bölüm başkanımız Prof. Dr. Murat Tuncay, bir kukla ve çocuk tiyatrosu anasanat dalı açma konusunda bazı araştırmalar ve hazırlıklar istemişti. Böyle bir fikri vardı ama bu gerçekleşemedi.

Hürriyet Çocuk Tiyatrosu’ndan Kemal Aygen, benden ve arkadaşım Gamze Kuş’tan bir kukla oyunu istemişti. İlk oyunumuz, eldiven kuklalarla yaptığımız o oyundu. Şimdi bakınca çok amatör olduğunu hatırlıyorum. Gerçekten de profesyonel diyebileceğim ilk çalışmam, İzmir TRT’nin “Pabucu Yarım” isimli çocuk programı için yaptığım üç kuklaydı. Yaptığım işlerle birlikte adım da duyuldu. Pek çok proje için kuklalar yaptım.

Devamı için tıklayınız.

Gazete Duvar

Paylaş.

Yanıtla