Kültür Sanat Mekanları Adeta Unutuldu

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Cem Erciyes’in Gazete Duvar’da yayınlanan yazısının bir kısmını okuyucularımızla paylaşıyoruz.]

Kültür ve Turizm Bakanlığı, pandemiye rağmen turizmde gerekli adımları attı, cesaret gösterdi ve Türkiye turizmini de insanların tatil yapma ihtiyacını da kurtardı. Ama aynı bakanlık nedense kültür konusunda daha temkinli davranıyor. Kültür dünyasının tepkisini çeken önemli bir şey de bu. Türkiye’de kahvehanelerden otobüslere her sektörde bir serbestlik varken, sanki Covid en çok tiyatroda bulaşırmış gibi kültür alanında devlet aşırı temkinli davranıyor.

Kültür sanat etkinlikleri başlayacak mı? İstiyoruz ama bu koşullarda da zor görünüyor. Covid-19 hâlâ çok etkili ve tehlikeli. Her gün Türkiye’de iki yüzden fazla insan Covid nedeniyle ölürken tehlikenin geçtiğinden söz etmek mümkün değil. Garip bir durum var, sanki hastalık aşısızların hastalığı halini almış gibi. Aşı olanlar tedbirleri azaltıyor; maske takmayı bırakanlar bile var. Yoğun bakımlardan gelen rakamlar büyük çoğunlukla aşı olmayanların hastalığı ağır geçirdiği ve hayatını kaybettiği yönünde. Ama aşı olmanın da bir garantisi yok. Daha fenası, aşı olmak hastalığı başkalarına bulaştıran bir tür taşıyıcı olmanıza da mâni değil.

Bunları düşününce, sosyal hayatımızın eskisi gibi kaldığı yerden devam etmesi zor. İster açık havada olsun ister kapalı mekânda, insanların hıncahınç doldurduğu o eski konserler bir hayale dönüşüyor. Nitekim öyle bir etkinlik olmuyor; ama yasaklara takıldığı için ama insanların böyle bir ortamda bulunmak istemediği için…

Kültür sanat dünyasında başta müzisyenler ve tiyatrocular olmak üzere sanatçılar zor durumdalar. Mesleklerini yapamaz hale geldiler. Bunun para kazanamamak, hayatı sürdürememek gibi bir yanı olduğu gibi üretememek gibi daha varoluşsal sakıncaları da var. Perde açamayacak bir tiyatroda ekibi toplayıp yeni oyun çalışmak da mümkün değil. İki senedir performans yapmayan müzisyenin, oyun düşünmeyen, sahneye çıkmayan tiyatrocunun nasıl bir sıkıntı içinde olduğunu tahmin etmek güç değil.

Uzamış yaz ve güzel havalar devam ederken kültür sanat sezonu da açık hava etkinlikleriyle başladı. Festivaller bile neredeyse tüm etkinliklerini açık hava mekanlarında gerçekleştiriyor. Kitap dünyasında irili ufaklı yaz fuarları yapılıyor. Bir ay sonra yaz sona erdiğinde artık konser dinlemek, tiyatro ve film izlemek isteyenlerin kapalı yerlere, salonlara girmesi gerekecek. Fakat bunun önünde sadece Covid korkusu değil, aynı zamanda yasal düzenlemeler de bir engel olarak duruyor. Çünkü sinema ve tiyatro salonlarında hâlâ bir koltuk boş uygulaması yürürlükte. Bu da işletmeciler için işi sürdürülebilir olmaktan çıkartıyor. Pandemi öncesine kadar büyük bir mutlulukla izlediğimiz tiyatro patlaması çoğu 50-100 kişilik salonlarda yaşandı. Şimdi o salonların neredeyse hepsi kapalı. İzleyici kapasitesini yarıya düşürdükleri için bilet fiyatlarını ikiye, Türkiye’deki enflasyonu hesaba katarsak hatta üçe katlamaları durumunda izleyici bulmaları da mümkün olmayacak. O nedenle çaresiz yeni düzenlemelerin gelmesini bekliyor, sezona nasıl hazırlanacaklarını bilemiyorlar…

Yazının devamı için tıklayınız.

Gazete Duvar

Paylaş.

Yanıtla