BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
İki usta oyuncunun sahneye taşıdığı müzikli, anılarla örülü bir yolculuk. Tiyatrodan sinemaya, kabareden televizyona uzanan neredeyse bir ömürlük sanat birikimi, sahnede hem neşeyle hem hüzünle yeniden hayat buluyor.
Cihat Tamer ve Zihni Göktay, yılların içinden süzülen anılarını, şarkılarla, küçük skeçlerle, ustalıkla kurulmuş bir sohbetin sıcaklığıyla izleyiciyle paylaşıyor. Gösteri, yalnızca iki sanatçının kişisel hikâyelerini değil; Türkiye’nin sahne ve ekran kültüründe değiÜMIT GÜÇLÜ şen zamanların da bir tanıklığını sunuyor. Bir dönem hatırlanıyor, bir kuşak selamlanıyor, kahkahalarla anılar birbirine karışıyor. “Bir Varmış Bir Yokmuş”, geçmişten bugüne uzanan bir teşekkür hem ustalara hem izleyiciye zarif bir selam niteliğinde. Oyun, 9 Kasım’da Kozyatağı Kültür Merkezi; 17 Kasım’da Yalova Raif Dinçkök Kültür Merkezi, 20 Kasım’da İstanbul Kadıköy Eğitim Sahnesi’nde yer alıyor.
• İKİ EFENDİNİN UŞAĞI ALATURKA
Commedia dell’Arte, 16. yüzyılın ortalarında İtalya’da ortaya çıkmış, gezgin kumpanyalar sayesinde 17. yüzyılda Avrupa’nın büyük bölümüne yayılmış bir halk komedisi geleneğidir. Carlo Goldoni ise commedia dell’arte’nin doğaçlama geleneğini yazılı metinle buluşturarak modern komedinin temellerini atan öncü bir yazar. Toplumsal sınıfları, günlük çıkar ilişkilerini ve burjuva dünyanın küçük hırslarını, kalıplaşmış karakterlere gerçeklik kazandırarak sahneye taşıyan Goldoni, komediyi yapay maskelerin arkasından çıkarıp yaşamın içinden bir sanata dönüştürüyor. ‘İki Efendinin Uşağı’ da bu yaklaşımın en parlak örneklerinden biri; yalnızca bir güldürü değil, aynı zamanda toplumsal düzenin kırılganlıklarını ve ikiyüzlülüğünü sergileyen ince bir taşlama niteliği taşıyor.
Kıvanç Kılınç’ın oyunu 19. yüzyıl İstanbul’una taşıyan uyarlaması ve Muhammet Uzuner’in orta oyunu geleneğini çağdaş bir sahne estetiğiyle buluşturan rejisi sayesinde eser, ‘İki Efendinin Uşağı Alaturka’ adıyla Cihangir Atölye Sahne’de (CAS) beşinci sezonuna giriyor. Çıkar peşindeki Yahudi Yakup, kızı Gülnihal’i zengin Alim Seyfettin’in oğlu Dilaver’e nişanlıyor fakat şehirde gizlice dolaşan iki kaçak âşık, Firuze ve Hüsnü peşlerinde tehlike ve türlü yanlış anlaşılmalar varken kimliklerini saklamaya çalışıyor. Onlara aynı anda hizmet etmeye kalkan uyanık Karadenizli Zekai ise hem bu iki efendinin işlerini yürütmeye hem de Yakup’un hizmetçisi Yeter’le gönül eğlendirmeye çabalıyor. Ancak mektuplar, paketler ve emirler karıştıkça Zekai’nin ince düzeni çökmeye başlıyor. Alaturka müziklerle bezeli, orta oyunu tadındaki bu komedi, İstanbul’un sınıfsal ilişkilerini neşeli bir taşlamaya dönüştürüyor. Alper İrvan, Ayça Öztürk, Berfin Karatay, Canberk Dikmen, Can Seçki, Erdi Öztürk, Gözde Yıldız, Osman Onur Can, Yusuf Kısa’nın rol aldığı oyun, 6 Kasım’da Dasdas, 7-8 Kasım’da CAS ve 27 Kasım’da Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde seyirciyle buluşuyor.
