Tık Tık Tık

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Zafer Diper

“Daha önce de, yani, yazıp duruyorsun birader, masal tekerlemesi sanki!” derseniz, ben de alaysılığınızı duymazlıktan gelip derim ki : “Dönüp dolaşıp geldiğimiz nokta ‘aynı’…” Bu yıl da, o uyduruk gerekçelere kargalar bile gülerken, aldırmaz ve umursamaz yineliyor Kültür ve Turizm Bakanlığı: “İlgili yönetmeliğin 9. maddesinde değerlendirme ölçütleri ile bütçe olanaklarını da göz önünde bulundurarak, projenize yardım yapılmamasına karar verilmiştir…”

AKP siyasal erki “muhalif”, “Gezi’yi destekleyen” yaklaşımıyla, sayısı 15’i geçen özel tiyatroya, üç dönemdir ceza kesmeyi sürdürüyor. Biz tam kadro gümbürdeyip dursak da, olaya esas sahip çıkması gereken örgütlenmelerin gıkı çıkmıyor!.. Efendim? Duymadınız mı? Aramızda kalın bir duvar mı var yoksa? Bağırıyorum: “Gıkınız çıkmıyor!”

2015-16 döneminde destek verdiklerini açıkladıkları 92 özel tiyatrodan içlerinde tanıdıklarım var ki toplamı 15 kadar. Geriye kalıyor 77 özel tiyatro. Kaçı “yeni” ya da “az yeni”, kaçı “yandaş”, kaçı ne-neler oynamışlar? Belki de güzel şeyler yapmış etmişlerdir de, ya dışarıda kalanlar? Hem yılların tiyatroları olarak hem de nitel yapılarıyla önemli ürünler sunmuş AST, Ankara Ekin, Bizim Tiyatro (biz), BGST, Dostlar Tiyatrosu (Genco), Ortaoyuncular(Ferhan) gibi, bizler, bu sayısı 15’i geçenler? Ay, projelerimiz dandik de diğerlerininki mi yetkin-yeterli yalnızca, ey Kültür Bakanlığı!? Bu kez kargaya kondurmayacağım, o ne yapar bilmem ama ben kıçımın kenarıyla gülüyorum falan filan feşmekân 9. maddeye. Bildiğimizi açıklayalım özetle: “Verilen yargı ‘siyasi’, sanat manat, tiyatro hikâye…”

Oyuncular Sendikası, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın ‘Fareli Köyün Kavalcısı’ oyununda ayakkabı kutusu göndermesi yaptığı gerekçesiyle kurumdan attığı Özgürefe Özyeşilpınar’ı, yargı kararına karşın işe geri alımını gerçekleştirmediğini” açıklıyor ve “Haksız yere işten çıkarmanın en büyük nedeninin, sanat emekçilerinin haklarını sömüren ‘taşeron işçiliği’ olduğunu” vurguluyor. “Oyuncu lehine sonuçlanan kesinleşmiş Yargıtay kararına karşın, Özyeşilpınar’ın işe iadesinin yapılmadığı” dile getiriliyor. Toplantıda konuşan Özgürefe şöyle söylüyor: “Aşkla yaptığımız işimizden, kutsal saydığımız sahnemizden, dostumuz-arkadaşımız ve seyircimizden uzaklaştırabilirsiniz bizi, bir süre de olsa! Borç batağında debeletip açlıkla da sınayabilirsiniz elbet! Lakin asla sıfırlayamazsınız!..”

Kimi durumlar böyle iken; ah tabii seçimler yaklaşır iken, hep ve hep daha önemli sorunlar var iken, develer tellal pireler berber iken, sen “Yaaa, şimdi bunların sırası mı?” diye fırçalar atar iken, ben de “Bak nasıl bildin: Sırası!” der iken, “bizler için bu tür dertler var yaşamımızda, kültür-sanat gibi” martavalsız deyişlerimize karşılık “E, olabilir tabii” diyorsan, nerelerdesiniz; eşitlikten, haktan, adaletten, arada bir de sanattan dem vuran sizler? Kapınızı çalıyorum: Tık tık tık… Yanıt verin!.. Efendim?.. “Valla tık yok!” der iken, o ne, içeriden zar zor duyulan bir ses geliyor kulağıma: “Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken…”

Birgün

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Zafer Diper

Yorumlar kapatıldı.