Kültür Sanat Ödülleri Verildi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

5638f430c03c0e52d4299547Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen ‘Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da katıldığı Topkapı Sarayı’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Topkapı Sarayı’nda 2014 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin 36 yıldır devam eden güzel bir gelenek olduğunu belirtti. Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin bu yıl, tiyatro sanatçısı Gönül Ülkü Özcan, edebiyatçı, şair ve yazar Beşir Ayvazoğlu, mersiyehan Celal Yılmaz ve Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı’na verildiğini belirten Başbakan, “Dört ödülü yan yana koyduğumuzda, bizim modernite ile kadim arasında kurduğumuz irtibattan izler taşıyor” dedi ve modernite ile küreselleşme arasındaki irtibatın hiçbir zaman kopmayacağını dile getirdi.

‘İLK FIRSATTA ZİYARET EDECEĞİM’

Ahmet Davutoğlu, Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülen tiyatro sanatçısı Gönül Ülkü Özcan’ın, tam da bir geçiş döneminde, bir sanatın nasıl toplum nezdinde itibar kazanacağı ve bir hayat boyu sürecek güzel eylem olarak da nasıl toplum tarafından benimsenebileceğinin en güzel misallerinden biri olduğunu ifade etti. Özcan’a, sağlık ve sıhhat dileyerek, ilk fırsatta ziyaret etmeyi arzuladığını belirtti.  Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul Erkek Lisesi’nde okuduğu dönemde cuma namazları için genellikle Sultanahmet Camisi’ne gittiklerini ve caminin imam hatibi Gönenli Mehmet Efendi’nin hutbelerini dinlediklerini ifade etti. Celal Yılmaz’ın da bu geleneğin devamı olduğunu aktaran Davutoğlu, “Allah sayılarını artırsın. Geleneklerin devamı için talebelerini de artırsın” dedi.Yazar Beşir Ayvazoğlu ile de dostluklarının çok eski olduğunu belirten Davutoğlu, Ayvazoğlu’nun özellikle biyografi eserlerinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Davutoğlu, Kubbealtı Vakfı’nın da geçmişten bu yana çok önemli kültür hizmeti yaptığını aktararak, “70’li yıllarda biz, kültür sohbetlerine susamış bir nesildik. Kubbealtı’na gittiğimizde edebin, fikrin, şiirsel bir ortamın ve gelenek ve modern hayat arasındaki geçişkenliğin bütünüyle gözlenebildiği bir hayat içinde kendinizi bulurdunuz” dedi.

Hürriyet

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.