Ferhan Şensoy’u Tiyatrocular Anlattı: “Eğilip Bükülmeden…”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Fotoğraflar: AA

[Evrensel gazetesinden Hasan Metin Taşkıran’ın haberini paylaşıyoruz.]

Ortaoyuncular adlı tiyatro topluluğunun kurucusu, Türkiye tiyatrosunun önemli isimlerinden Ferhan Şensoy, 70 yaşında hayatını kaybetti. 2 Eylül’de son yolculuğuna uğurlanacak Şensoy için ilk önce Ses Tiyatrosunda tören düzenlenecek. Şensoy, Teşvikiye Camisi’nde ikindi vakti kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilecek.

Şensoy, Kel Hasan Efendi’den bugüne gelen “Kavuğu” Münir Özkul’dan devralmış, Rasim Öztekin’e devretmişti. Şensoy; sadece sanatçı duruşuyla değil aydın duyarlılığıyla da halkın gönlünde yer edinmişti. Ülke gündemini hicvettiği ve 34 sene boyunca güncelleyerek sahnelediği Ferhangi Şeyler oyunu muhalif duruşunun en güzel örneklerinden biriydi. Son röportajında “Eğilip bükülme devrinde değiliz. Türkiye’yi aydınlığa çıkarma gibi bir mesuliyetimiz var!” demişti.

Yaşamını yitirmesinin ardından Ferhan Şensoy’un sanatçı dostları Evrensel’e açıklamalarda bulundu. Genco Erkal, Eren Aysan, Alican Yücesoy, Bülent Emrah Parlak, Muhammet Uzuner, Nezaket Erden ve Cüneyt Yalaz üzüntülerini dile getirdi ve Şensoy’un tiyatromuz açısından önemine dikkat çekti.

“GERÇEK BİR SANATÇIYI YİTİRDİK”

Genco Erkal: Yazar, yönetmen, oyuncu, yapımcı, el attığı her alanda yaratıcı, sürekli üreten bir tiyatro insanını, özgün bir dil ve anlatım biçimi geliştiren gerçek bir sanatçıyı yitirdik. Ferhan Şensoy politik tiyatro yaptığı için çok sevildiği kadar, iktidarları rahatsız eden bir tiyatrocuydu. Muhalif kimliği yüzünden Gezi olaylarından bu yana Kültür Bakanlığından maddi destek alamaz olmuştu. Sayısız kitabı vardır. ‘Tiyatromu ayakta tutmak zorunda olmasam köşeme çekilir sadece kitaplarımı yazardım’ diyecek kadar yazarlığa tutkuyla bağlı bir ustaydı.

“ORTA OYUNU İLE KABAREYİ BİRLEŞTİRDİ”

Eren Aysan: Ferhan Şensoy, Haldun Taner’den aldığı kabare tiyatrosu geleneğini kendi anlayışıyla yetkinleştirdi ve geliştirdi. Bize özgü olan orta oyunun yapısını Fransız kabare tiyatrosu anlayışıyla birleştirerek muazzam bir sentezcilik örneği sergiledi. Bunu da mükemmel bir biçimde yine Ferhanca diyebileceğimiz bir oyunculuk anlayışıyla gerçekleştirdi. Her sahneleme olayı bambaşka bir özellik ve güzellik sundu. Yapmış olduğu işlerin hemen hemen hepsi toplumun sosyolojik bir yansımasıydı adeta. Örneğin Şahları da Vururlar, ‘80’li yılların başında olay olmuştu, sonrasında yapmış olduğu İçinden Tramvay Geçen Şarkı, Haldun Taner’in ona verdiği, Karl Valentin’in öz yaşamı üstünden yapılan bir çalışmaydı. İstanbul’u Satıyorum’da İstanbul kentinin başına gelenlere atıfta bulunarak yine geleneksel Türk tiyatromuzun özelliğini kullandı. Orada da Münir Özkul gibi bir devi sahneye taşıdı. Ferhangi Şeyler zaten bambaşka bir sahneleme olayıydı, modern bir kavuklu olarak olağanüstü bir teknikle gündelik haberleri sahneye yansıttı. Her izleyişimizde her defasında yapmış olduğu Ferhanca özgü doğaçlamayla yeni şeyler sundu. Müthiş bir deneme yazarıydı. Benim de çok tanıdığım ve sevdiğim bir insandı. Ferhan abinin bu toprakların tiyatrosunda kolay kolay bir daha çıkmayacak biri olduğuna inanırdım. Çok büyük bir kayıp olduğunu düşünüyorum. Günlük yaşantısında da sahnedeki mizah anlayışını kullanırdı. Çok espritüel biriydi, gülümseyerek hatırladığım biriydi.

“TÜRKİYE TİYATROSUNUN SHAKESPEARE’İYDİ”

Muhammet Uzuner: Tiyatroda özgün olmak çok çok önemlidir. Ferhan Şensoy özgünlüğün nasıl bir şey olduğunu çok iyi öğreten, anlatan ve bunu yapan bir ustaydı. Dolayısıyla tiyatro yapma biçimiyle bize hâlâ yol gösteriyor diyebiliriz. Geleneksel tiyatro formlarını kullandı fakat bu formları geleneksel yapıda bırakmadı, onları çok çok ileriye götürdü. Belki de Türkiye tiyatrosunun Shakespeare’iydi. Çok özgün bir dil kullanımı vardı. Çok özgün bir tiyatro yapma biçimi vardı. Perspektifi çok çağdaştı. Bize çok büyük örnek oldu. Bu topraklarda özgün tiyatro yapmanın önemini anlattı. Bize özgün tiyatronun ne kadar kuvvetli olduğunu anlattı. Şu anda Türkiye’de savrulan gençliğin, onu örnek almasını onu unutmamasını çok arzu ederim.

“İYİ Kİ BİZİM TOPRAKLARIMIZA DOĞMUŞ”

Fotoğraf: Fatma Ünal / AA

Nezaket Erden: Üretimleri ve hayatla kurduğu ilişkiyle özellikle bizden önceki kuşağa ve bizlere ilham ve üretme cesareti veren Ferhan Şensoy iyi ki bizim topraklarımıza doğmuş. Belki bugün aramızdan ayrıldı ama ürettikleriyle, özellikle Türkiye tiyatrosuna armağan ettikleriyle hepimize ilham olmaya devam edecek.

“BENİM TİYATROYA BAŞLAMA SEBEBİMDİ”

Bülent Emrah Parlak: Benim tiyatroya başlama sebebimdi. 18 yaşındaydım ilk onunla konuşmuştum, ondan bilgi almıştım. Benim için çok kıymetliydi ama ülkemiz için özellikle şu dönemde bile susmayan, cesaretiyle herkese örnek olan, her biçimiyle sakınmadan politik tiyatro yapabilen büyük bir ustaydı. İdeolojisini hele de bu dönemde sakınmadan söyleyebilen çok büyük bir ustaydı. Türk tiyatrosunda önemi çok büyüktür. Tiyatro bir bakıma yerel, bir bakıma evrensel bir sanattır. Ferhan Şensoy yerel tiyatro dokusunu ve motiflerini evrensel kodlarla birleştirebilen yenilikçi bir tiyatro insanıydı. Ses Tiyatrosuna sahip çıkmış Türk tiyatrosuna katkılar sunmuş bir insandır.

“KENDİNE HAS BİR TİYATROCUYDU”

Alican Yücesoy: Her oyuncu için önemli olan şey kendine has olmaktır, özgün olmaktır. Bu ülkede bunu başarmak çok zor. Ferhan Şensoy bunu bu ülkede başarmış az sayıda tiyatro insanından biridir. Çok üzgünüz.

“ÇOK İNSANA İLHAM VERDİ”

Cüneyt Yalaz: Yazdığı ve yönettiği oyunlar, nitelikli politik tiyatroyu var etme çabası, Ses Tiyatrosunu yeniden diriltme mücadelesi ile Türkiye tiyatrosunda son derece özgün ve değerli bir yere sahipti. Çok insana ilham verdi, çok insan yetiştirdi. Her zaman iktidarın nasırına basan, kimsenin önünde eğilmeyen, aydınlık bir Türkiye için mücadele eden usta mizahçı Ferhan Şensoy silinmez bir iz bıraktı.

Evrensel

Paylaş.

Yanıtla