Tiyatrolar Yeni Sezona Nasıl Hazırlanıyor-2: “Hayal Gücümüzden Ödün Veriyoruz”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Evrensel Gazetesi’nden Şeyma Akcan’ın Cihangir Atölye Sahnesi ve Şermola Performans ile yaptığı röportajı okuyucularımızla paylaşıyoruz]Özel tiyatroların yeni sezon hazırlıklarını Cihangir Atölye Sahnesi ve Şermola Performans ile konuştuk.

Muhammet Uzuner, Cihangir Atölye Sahnesinin (CAS) kurucularından…  CAS’ta ücretsiz konservatuar eğitiminin yanı sıra oyun atölyeleri düzenleniyor. Uzuner ile yeni sezon çalışmalarını ve tiyatro olarak yaşadıkları sorunları konuştuk. Özel tiyatroların kamusal statüye kavuşturulması gerektiğine dikkat çeken Uzuner “Hayal gücümüzden ödün veriyoruz” diyor.

Yeni sezona nasıl hazırlanıyorsunuz?

Bu yıl CAS (Cihangir Atölye Sahnesi) epey yoğun olacak. Oyunculuk eğitim programlarının yanı sıra şimdilik 6 oyunla seyirci karşısına çıkacağız. Geçen sezondan devam eden oyunların yanına yenileri de eklenecek.

Hangi oyunlar sahnelenecek?

“Ödenmeyecek, Ödemiyoruz”, “İki Efendinin Uşağı Alaturka”, “Neredeyse Eşittir”, “Ayak-Bacak Fabrikası”, “Filler ve Karıncalar”, “Damdaki Kemancı.”

“HER ZAMAN ZORLUK İÇİNDEYİZ”

Hazırlık sürecinde ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

Bizler hazırlık sürecinde özel olarak bir zorlukla karşılaşmıyoruz. Her zaman zorluk içindeyiz. Bu ülke koşulları insanı tiyatro yapmamaya itiyor, itmeye çalışıyor. Hiçbir konuda kamudan destek alamıyoruz. Tiyatro sanatının hiç gelişmemiş olduğu bir ülkede özel-bağımsız kamusal tiyatroları kendi kaderleriyle baş başa bırakmak ancak “Tiyatro yapmayın” demek anlamına geliyor. Maalesef çok yazıldı çizildi ama hiçbir gelişme de olmadı. Nedeni de aşikar aslında; seçilmiş kültür ve sanat politikaları ülkeyi kültürsüzleşmeye ve düşüncesizleştirmeye yönelik çünkü.

Sahnede son derece sade görünen bir oyunun maliyeti bile sanıldığından fazladır. Bunları karşılamak çok zor. Bilet fiyatları en önemli gelir kaynağı ama bugün gerçekçi bir bilet fiyatının 400-500 TL olması gerekirken çoğu tiyatro 150-200 TL fiyat koyabiliyor. Bu da bir açık yaratıyor. KDV, elektrik, su giderleri gibi giderler de ayrı bir sorun. Kısaca yapmamak daha iyi bir seçenek gibi gözüküyor ama sanat alanında ve özellikle tiyatro alanında çalışan-üreten emekçiler her türlü zorluğa rağmen işlerini yapıyorlar.

Bu zorluklarla ne şekilde başa çıkıyorsunuz?

Başa çıkılamıyor aslında. Birçok tiyatro emekçisi kişisel gelirlerini tiyatrosuna aktarıyor. Biz de öyle elbette. Sanatsal olarak daha ucuza yapabileceği oyunu seçiyor ve sahnelemesini de buna göre yapıyor. Giderek daha fazla hayal gücümüzden ödün veriyoruz. Giderek erozyon büyüyor.

“SANATSAL ÜRETİM HİÇBİR ZAMAN DESTEKLENMEDİ”

Yeni sezondan beklentileriniz ve talepleriniz nedir?

Bir beklentim yok maalesef. Var demek gerçekleri görmezlikten gelmek demek olur. Bu ülkede sanatsal üretim hiçbir zaman desteklenmedi. Devlet sanatsal faaliyetleri destekleme yolunu kendi sanat kurumlarını kurmakta buldu. Bu korkunç bir şey. Devlet hükmünde sanatsal faaliyet yapılamaz oysa; sanatın doğasına ters. O yüzden günümüzde daha önce karşılaşmadığımız kadar ağır koşullarda yaşıyor olabiliriz ama bu ülke kurulduğundan beri böyle. Bu nedenle herhangi bir beklenti içinde olmak anlamlı gelmiyor bana.

Talep meselesine gelince burada bir ayrıma işaret etmek gerekiyor. Bugün özel tiyatro dediğimizde tek bir şey anlıyoruz; bir kamu kuruluşundan olmayan tiyatrolar… Oysa özel tiyatroları da ticari ve bağımsız/kamusal tiyatrolar olarak ayırmalı. Bugün Zorlu gibi etkinlik merkezlerinde yüksek bilet fiyatlarıyla oyun oynatan tiyatrolar ile mali anlamda kendi yağıyla kavrulan küçük tiyatroları mutlaka ayırmalıyız. Çünkü her iki tiyatro da şirket hukukuna göre değerlendiriliyor. Oysa birisi ticari bir faaliyet yürütüyor diğeri kamusal bir hizmet sunuyor. Bu ayrım için bir “tiyatro yasası” çıkarılmalı en başta. Kamusal tiyatrolar KDV, gelir vergisi, stopaj gibi vergilerden muaf tutulmalı. Elektrik, doğal gaz, su gibi faturalar için indirim uygulanmalı. Kamusal tiyatroların salon kiralarına devlet desteği sağlanmalı.

“KÜRTÇE TİYATRO EĞİTİMİ SORUNSALINA ÇÖZÜMLER ÜRETMEYİ HEDEFLİYORUZ”

Şermola Performans 2008 yılında İstanbul’da kuruldu. 2016 yılında İstanbul’daki sahnenin zorunlu sebeplerle kapatılmasının ardından 2018’de Almanya ve 2021’de Batman ofisleri kuruldu. Kürtçe oyunlar üreten Şermola Performans, Kürtçe tiyatro eğitimleri gerçekleştiriyor ve oyunculuk alanında araştırmalar yapıyor. Yeni sezon çalışmalarını ve Kürtçe tiyatro yaparken karşılaştıkları zorlukları anlatan Şermola Performans, “Devletin ve belediyelerin salon tahsisi konusundaki kayırmacılıkları, bizleri görmezden gelen festivaller, sürekli sansürleme veya yasaklamayla karşı karşıya kalmak, her an herhangi bir yerde gözaltına alınma riski, mekanlarımıza kayyum atanması kaygısı gibi zorluklarla karşılaşıyoruz, hazırlık sürecinde” diyor.

Yeni sezona nasıl hazırlanıyorsunuz?

Bu sezon çok heyecanlıyız çünkü Batman’da Kürtçe müfredata sahip uluslararası bir tiyatro okulu açmak için hazırlıklara başladık. Şermola Performans’ın 15. yıl dönümü olan 17 Ekim’de okulun açılışını yapmayı planlıyoruz. Batman’dan, Amed’den, Mardin’den, Van’dan ve İstanbul’dan eğitimlere katılacak daimi hocalarımızın yanı sıra, dünyanın değişik ülkelerinden tiyatrolarla ve tiyatro enstitüleri ile geliştirdiğimiz iş birlikleri sonucu davet ettiğimiz/edeceğimiz hocalarımız da var. Ayrıca yılda bir veya iki öğrencimizi bursiyer olarak yurt dışındaki enstitülere farklı eğitimler almaya göndermek için çalışmalar yürütüyoruz. Okulun işleri şimdilik enerjimizin büyük bir kısmını alsa da prodüksiyonlarımız da devam edecek. Yanı sıra iki yıl önce çalışmalarını başlattığımız Dîalog adındaki Kürtçe tiyatro, dans ve performans dergisinin çalışmaları ağır ilerlese de devam ediyor.

“SEZONU DİYARBAKIR’DA AÇACAĞIZ”

Hangi oyunlar sahnelenecek?

Sezonu Diyarbakır’da açacağız. Prömiyerini geçtiğimiz 1 Haziran’da Berlin’de yaptığımız Kêm performansını bu sezon da sürdüreceğiz. Eylül ve ekim aylarında gerçekleşecek Diyarbakır ve İstanbul prömiyerlerinden sonra gelecek yıl için uzun bir turneye hazırlanıyoruz. Ayrıca geçtiğimiz sezonlar Batman’da hazırladığımız Mem û Zîn ve Bûka Lekî oyunları da devam ediyor. İki oyun da yine Amed Şehir Tiyatrosunda sezon maratonuna başlayacaklar. Ayrıca Mem û Zîn kasım ayında Almanya ve Hollanda seyircisi ile buluşacak. Köln, Essen, Dortmund, Amsterdam, Hamburg ve henüz netleşmemiş birkaç şehri daha kapsayan bir turneye hazırlanıyoruz. Bu sezon bütün oyunlarımızın gelirlerini Batman’da açmak için çalışmalarına başladığımız Dîwan Uluslararası Tiyatro Akademisine aktaracağız.

Hazırlık sürecinde ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

Kaynak bulmak, Kürtçe konuşabilen oyuncular, tasarımcılar, yazar ve yönetmenler bulmak; Kürtçe eğitimler geliştirmek, eğitimler için Kürtçe kaynak, hoca, mekan vs. bulmak; uluslararası ilişkiler geliştirmek; devletin ve belediyelerin salon tahsisi konusundaki kayırmacılıkları, politikasızlıkları; sahnesi olan özel tiyatroların çeşitli sebeplerle sayıları bir elin on parmağını geçmeyen Kürt tiyatrolarına yeterince veya hiç yer vermemeleri; bizleri görmezden gelen festivaller, yayın organları, eleştirmenler; sürekli sansürleme veya yasaklamayla karşı karşıya kalmak, her an herhangi bir yerde gözaltına alınma riski, mekanlarımıza kayyum atanması kaygısı gibi zorluklarla karşılaşıyoruz hazırlık sürecinde.

“KENDİ YÖNTEMLERİMİZİ GELİŞTİRİYORUZ”

Bu zorluklarla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Kendi yöntemlerimizi geliştiriyoruz. İnat ediyoruz. Umut ediyoruz. Direniyoruz. Okuyoruz. Araştırıyoruz. Çalışıyoruz. Daha fazla çalışıyoruz.

Yeni sezondan beklentileriniz ve talepleriniz nedir?

Yukarıda bahsettiğimiz sorunlarla karşılaşmamayı istiyoruz. Yeni sezonda uluslararası arenada daha fazla çalışmayı ve görünür olmayı umuyoruz. Dîwan Akademi aracılığı ile Kürt tiyatrosunda tiyatro eğitimi sorunsalına imkanlarımız ölçüsünde çözümler üretmeyi hedefliyoruz.

EVRENSEL

Paylaş.

Yanıtla