Müzik: Erdem Helvacıoğlu
Işık: Yüksel Aymaz
Dansçılar: İlyas Odman, Çağlar Yiğitoğulları
‘cam adımlar’, kaçan adamın kırılgan adımları üzerine bir dans tiyatrosu işi olarak okunabilir. Tam anlamıyla eline aldığı her şeyin kırıldığını; kendini yüzyıllarca adamaya alıştığı, neredeyse tüm değer yargılarının; giderek kıyamete, yıkıma yanaşan dünyayı çözümlemekte yetersiz kaldığını; inanmakta giderek zorlandığını anladığı, bir “mekan-zaman” da geçer. Bu “mekan-zaman” ne kadar belirsiz gözükse de, esasında giderek yaklaştığımız o büyük çözülme, büyük parçalanma zamanıdır veya insanoğlunun sınırsız taleplerinin sınırlı dünya kaynaklarına yetmeyeceğini anladığı, yani “yaratıldığı” ilk günden beri yaşanılan tüm zamanlardır.
İşi oluşturan ana soru ise şudur: Peki yine de bu kadar kırılgan ve aynı anda yaralayıcı iken elimizi attığımız her şey, niye elimizi uzatırız inatla bir başkasının eline? Hangi noktada, kesişen “kırılgan” adımlar beraber yürünen ve yüründükçe sağlamlaşan ortak bir “zemin” e dönüşebilir? Ya da dönüşebilir mi?
DAHA ÖNE BASINDA ÇIKAN ELEŞTİRİLERDEN SEÇMELER:
“…İki  kişinin birlikte bir yere doğru gidebildiği görülmüş müdür gerçekte?  Birbirleri yüzünden ileri gidiyor insanlar, ama birlikte değil. Ne kadar  zorlarsak zorlayalım ikinin bir olmaya kalkması, her birinin  tekilliğini pekiştirip duruyor.”
Handan Ergiydiren Özer/// Tiyatro Tiyatro Dergisi
“…Renklerin  uyumunun tehlikeli bir şekilde; camlar yerine camların üzerinde duran  kırılgan bedenleri yücelttiği ışıklar…Camadamlar’ın adamları…  “Camadamlar”, hayranlıkla izlenilmesi gereken bir gösteri, bariz bir  meydan okuma ve ayartıcı ama bir o kadar da korkutucu hareket  serileri…”
Balletino Electronice de Teatro de Vita Republica
“…  Oyunun sağlam alt yapısı ve üzerinde duran belirsizlik, karasızlık  anlarıysa bu çalışmanın farklı şekillerde okunabilmesini mümkünkılıyor.”
Aylin Kalem /// Radikal Gazetesi
“…Ötekinin,  kabulü ya da reddi durumunda olabileceklerin, camdan yansıması… İlyas  Odman, Çağlar Yiğitoğulları, fragmana dönüşmüş hayatları  yorumlamakta…”
Hande Demircioğlu /// Birgün Gazetesi
“..Baştan  sona cam bardakların üzerinde ilerleyen bedenler ve kurulan ilişkinin  yalın bir düzlemde sunulmasıyla minimallik ve görsellik öne çıkıyor.  Böylece, izleyici bu yalınlığın içinde beden enerjisine konsantre  olabiliyor. Oyunun sağlam altyapısı ve üzerinde duran belirsizlik,  kararsızlık anlarıysa bu çalışmanın farklı şekillerde okunabilmesini,  mümkün kılıyor…”
Aylin Kalem/// GİST
“…Hiçbir cinsellik  duygusallığı olmayışı izleyenin anlam bindirme yelkenlerini açınca  gerilim iyiden iyiye artmıştı. Sonra tıpkı Bel’de olduğu gibi sürekli  olarak metni orada o anda oluşturmaya çalıştıkları geçti bize, cinsel  yönelimler konusunda ya da tabular açısından egosu şişik ve “seyirciye  oynan” bir uygulama değildi…”
Yusuf Eradam /// Tiyatro Tiyatro Dergisi
“…Oyuncuların  kadehler üzerinde aldıkları kişisel risk ile yakalanan kırılganlık  duygusu seyircide duygudaşlık ve gerilimi aynı anda yaratıyor. Sonuç;  hem nitelikli bir gösteri, hem de tekin bir anlatıya dönüşüyor…”
Bahar Karlıdağ /// Tiyatro Tiyatro Dergisi
“…“Camadımlar”  gösterimi, bana, her performansın farklı mekanlarda ve koşullarda  başına gelecek olanlara hazırlıklı olması gerektiğini hatırlattı.  Oyuncular, tasarımın gerekleriyle sahne zemininin yarattığı güçlükler  arasında doğaçlama çözümler üretmeye çalışırken, performans  literatüründen artık iş dünyasının da dağarcığına geçmiş olan “kriz  yönetimi” olgusunun sanat ortamında ne denli heyecan verici olabildiğini  düşündüm.”
Çetin Sarıkartal /// Oyun Dergisi”camadImlar”,
tek perde / 50 dak
tam 25, ind 15
YER: Kumbaracı50
 
								
				 
					 
						
		

 
	
											 
	
											