Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü’nün organize ettiği “Sınırsız Sanatlar: Bir Sergiden Tablolar” isimli klasik müzik ve dans gösterisi şeklindeki Avrupa Birliği Projesi Bozcaada’da başladı.
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan yetkililer Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Almanya ve Türkiye’den toplam 51 sanatçının bir araya geldiği etkinliğin 6 Ağustos’ta Bozcaada kalesinde gerçekleşecek olan final gösterisiyle sona ereceğini belirterek, “Projenin konusunu ünlü Rus Besteci Modest Musorgski’nin ressam olan arkadaşı Victor Hartmann’ın ölümünden sonra dostunun resimlerini kendi anlatım olanaklarıyla, yani seslerle yeniden çizmek istemesi sonucu ortaya çıkardığı eser oluşturuyor” dedi.
Hildestaim Üniversitesi müzik bölümü öğretim üyesi Helmut Rochol ise 1874 yılında tamamlanan “Bir sergiden resimler“ isimli yapıtın aslen piyano için bestelemiş olup, sonraları pek çok besteci tarafından orkestra için yeniden düzenlenmiş olduğunu belirtirken, gerekleşen proje süresince de 35 kişiden oluşan orkestranın bu yapıtı yeniden yorumlayıp yeni bir versiyon ortaya çıkaracaklarını kaydetti. Programın bir parçası olarak 16 kişiden oluşan tiyatro ve dans sanatçıları, hareket eden resimler olarak Victor Hartmann’ın resimlerini canlandıracak.
Projenin tiyatro bölümünü koordine eden Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü Öğretim Üyesi Şahine Hatipoğlu projede yer alan dans ve tiyatro sanatçılarının sesleri görsel bir şölene çevirerek, izleyicilere hem keyifli anlar yaşatırken hem de müzik, dans ve resmin bilgeliği ile besleyeceklerini belirtti. Bozcaada Kaymakamlığı ve AKÇANSA sponsorluğunda gerçekleşen proje Avrupa Birliği Erasmus Intensive programı kapsamında 3 yıl daha devam edecek. Her yaz farklı bir ülkede 20 gün süre ile greçekleşecek proje, farklı kültürel, ekonomik, etnik ve dini plandan gelen genç sanatçıları bir araya toplayarak onlara sanat yoluyla ortak çalışma ortamı oluşturmak ve bu çalışma sırasında ön yargılarını yıkarak, farklılıkları değer olarak algılamalarını sağlamak anlamında da önem taşıyor.
