Komediyi Zirvede Yaşamak İsteyenlerin Oyunu: “Ayrılık”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

2017 tiyatro sezonu içinde Tiyatroevi, Behiç Ak tarafından yazılan ‘Ayrılık’ adlı oyunu sahnelere aktardı. Semih Çelenk’ in yönetmen koltuğuna oturduğu gösteri, ‘kadın-erkek’ aymazlığının geldiği noktayı aktarması açısından güncel bir metin. Sevinç Erbulak ile Fırat Tanış ikilisinin başrolleri paylaştığı oyun için yazılacak cümleler çok. Tiyatronun son dönem yaşadığı ‘komedi’ ağırlıklı oyun arayışı özellikle bu sezon ortaya konan projelerle doyuma ulaşmış gözüküyor. Politik hezeyanla iyice sarsılan toplum, trajediyi kendi hayatında yoğun biçimde yaşadığı İçin belki, içinden geçtiğimiz günlerde komediye hızlı bir yönelişe geçti. Bu durumun yarattığı etki tabii ki her zaman kaliteli metinleri ortaya çıkarmaz, ama ‘Ayrılık’ için kalite anlamında ayrı bir parantez açmalıyız. İki karakter oyuncusunu aynı sahnede birleştiren Çelenk, Behiç Ak ustanın anlatmak istediği aile içi uyuşmazlık olgusunu doğru noktalardan yakalıyor.

Oyunda birbirinden ayrılmış bir çiftin komik hallerini izliyoruz. Evini temizlemekle uğraşan bir kadın ve telefonla onu rahatsız edip bırakmayan eski bir koca. Çiftin sudan sebeplerden ötürü birbirinden ayrılmaları ekseninde gelişen olaylar zinciri belli süre sonra geçmişin muhakemesine dönüşür. Kadının yaşadığı eve gelen adam, aslında bitmemiş olan duyguların patlama noktası olurken, kadın uzun süredir eski eşinden ayrı yaşanmasına rağmen kalbindeki sevgiyi hiçbir zaman kaybetmemiştir. İşin özünde birbirine sırılsıklam aşık olan eski çiftin arasında gelişen olaylar zinciri toplumdaki kadın-erkek çatışmasının güzel örneğini oluşturur. Semih Çelenk’ in oyun seçimindeki dikkatli tutumu, son dönemde teknoloji ile birlikte adeta yok olma noktasına gelen ‘sevgi’, ‘bağlılık’, ‘aşk’ olgusunu tartışmaya açmış. İnsanların diyalog eksikliği, kötüyü görerek iyiyi arka plana atma arzusu eleştiri bombardımanına tutuluyor. Zaten oyun içinde kendi hayat akışının izlerini bulan insanlar, yaşam mecralarında tutuştukları evlilik kavgalarını gözlerinin önüne getirip, adeta bir özeleştiri yapma pozisyonuna geçiyor. Tüm kavgaların sebepsiz biçimde insanları çıkmaza soktuğunu ayan beyan izliyoruz.

Başak Özdoğan’ın yaptığı sahne tasarımı ile kritiğe başlayalım. Kadının yalnız dünyası içinde hayata tutunma gayretine bakarken, sahnedeki ev tasarımının inceliklerine kendimizi rahatlıkla bırakabildik. Sonuçta şaşalı bir ev yerine mutfağın ve salonun sadelikle donatılmış esnekliği sizi karşılayıp, olayların akışında absürt bir durum oluşturmuyor. Başarılı sahne tasarımında Başak’ın yaptıklarını realist boyutta beğendiğimi söylemeliyim. Oyunun yönetmeni Semih Çelenk’ in başarısını üç açıdan irdeledim. Birincisi; metnin her açıdan doğru yorumlanması. İkincisi; konudaki karakterlere uygun oyuncuların doğru seçimi. Üçüncüsü; oyunun akışındaki hızlı geçişler ve duygusal anların doğru tespiti. Yönetmen sıraladığım üç başarılı durumla sahnede olağanüstü bir ritim yakalayıp, komediyi yavaş yavaş zirveye taşımış. Bir oyun yönetirken sizi anlayan oyuncularla çalışıyor olmanız gerekir. Fırat Tanış-Sevinç Erbulak ikilisinin yönetmenle sağladığı uyumu sahnenin her noktasında gördük. Durağan bir girişle konuyu anlamaya çalışan izleyici için geçmişin çatışma dolu hesaplaşmaları aktıkça, olayın içinde kıvranan oyuncuların komik halleri yüzümüze bir tokat gibi indi. Böylesi rolleri oynamak çok zordur. Aşkın acısını yaşayan iki insanın eski defterleri açıp giriştikleri tartışma içinde hep aşkı gizli de olsa canlı tutmak zorundasınız. Sevinç Erbulak’ın saf aşkı özleyen kadınsı duyguların aktarımında gösterdiği performans on üzerinden on alır. Fırat Tanış ise kaba erkeksi tavırlarla, doğal aşk özlemini bağdaştırdığı anlarda komedideki çatışmalı ruh halini yaratıyor. İki oyuncunun da karakterleriyle kurdukları bağ son derece mükemmel. Oyunda eksiklik bağlamında müziğin yetersiz kaldığını belirtebilirim. Bu yönetmen tercihi midir bilinmez? Fakat duygunun zirve yaptığı bölümlerde araya hafif duygusal nüanslar katılsa fena olmayacak.

Geçtiğimiz günlerde ekşi sözlükte hakkımda ‘oyunculara, yönetmenlere güzellemeler yazar’ gibi abuk eleştiri ile karşılaştım. Diyelim ki yazıyorum, e hak edene elbette yazacağım. ‘Ayrılık’ oyununu izlerseniz eğer şu yazdıklarımın ne denli hafif kaldığını, daha çok güzellemeleri hak eden oyunun sahnelerde olduğunu anlarsınız. Eleştirmen önerisini ciddiye alın, komedi anlamında zirvedeki bu gösteriyi kaçırmayın

LifeArtSanat

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla