Potkal

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Canan Yeniokatan

Vordonisi masalcısı Konuralp Sunal’ın kendi yazıp, oynadığı /anlattığı POTKAL adlı oyunu, iki yıldır seyirlik sanatlara hasret kalmış bizleri, bu diyardan alıp okyanusların derinliğine sürükleyen bir Masal Tiyatrosu ile, Konuralp Bey’i de seyircisi ile, tam da oyununa yaraşır bir mekanda Taksim Kukla Kafe’de buluşturdu.

“Eski denizci pusulalarını, sis düdüklerini, deniz fenerlerini, su altını, vahşi denizin kayalıklarda patlayan beyaz kırbacını, ıssız adaları, yelkenlileri, kabasortları ve potkalları hep sevdim” diyen sanatçı, denize olan tutkusunu, oyunculuk mesleğine de yansıtınca seyre değer bir eser çıktı karşımıza.

Bir POTKALın dört yaşama dokunan hikayesini dinledik kendisinden. Okyanusların derinliğinde rotası belirsiz, limanı belirsiz, dokunacağı hayatlar belirsiz bir şekilde yol alan şişedeki not’un gizemini paylaştı bizimle kendi özgün üslubuyla sanatçı.

Kimi zaman bir annenin göz yaşı şişesi içinde ölen çocuğuna notu, kimi zaman sevgiliye yazılan bir mektubu, kimi zaman zamana yazılan bir şiiri , içinde barındıran şişelerin yolculuğunu kendi üslubuyla hikayeleştirmekle kalmıyor, “Benim anladığım sanatçı düşünür şu: Yerküreyi, sırtlanmış bir Atlas, çağlara türkü çığıran bir gezgin, ayakları yurt toprağında, düşleri yıldızlara kement atmış bir çocuk, üzümlere ayıklık, ak sütlerden esriklik devşiren bir bozguncu, öpüşleri gelincik edip yüreklere serpen bir sihirbaz, gölün aynasında bir Nergis ormanın kalabalığında mütevazi bir yaprak, davullar gürültüsüne devam ederken sakin bir ney.” olarak tanımladığı sanatçı tanımına hakkını verecek şekilde, kendi eksenindeki küçücük alanında metne bağlı olarak, bir tutam doğaçlama, bir tutam masalcı, bir tutam meddah hali ile, dalga gibi gürlüyor, balık gibi süzülüyor, yosun gibi durduğu yerde kıvrılıyor, yelkenli gibi kendi rüzgarı ile savaşıyor, martı gibi çığlık atıyor.

Karaya çıkıyor, Lord Kıl Roy, Köylü kadın Anitra, Oyuncu Nola’nın hayatlarından tini, mini müzikler eşliğinde geçiyor. Sıra dışı bir mekanda, sıra dışı bir oyunla keyifli saatler geçiren biz seyircilere ise bir saat bir an gibi geliyor.

Yazımın başında dört hayat dedim evet. İlk kahramanın kim olduğu POTKAL’ı izlemeye gelenlerin ve gelecek olanların sırrı olarak kalsın.

Kolay değildir öyle tek başına bir oyun çıkarmak. Yazmak, oynamak, rejisi, müziği, performansı, oynarken ağlatması, güldürmesi, düşündürmesi, hayattan hayata, maceradan maceraya geçmesi ve bunu bir saate sığdırabilmesi… İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Canan Yeniokatan

Yanıtla