Davulcu/Zurnacının Toplumsal Gösteri Ve Yürüyüşlerde ‘Halay Çekilmesi’ Üzerindeki Rolü

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Adnan Ekinci’nin T24’te yayınlanan yazısının bir kısmını paylaşıyoruz.] Küçük bir detay olarak görülmüş olabilir ama, teoride anayasal güvencesi olan ‘Toplantı Gösteri ve Yürüyüş’ hakkının pratikteki hal ve gidişatı hakkında bir fikir vermesi açısından önemliydi.

Geçen hafta, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptaline yönelik çeşitli basın açıklamaları düzenledi.

İstanbul’da Çemberlitaş meydanında yapılan toplantıda ise gözaltına alınmalar oldu.

Gözaltına alınanlar arasında bir davulcu ve zurnacının da olması dikkatlerden kaçtı gibi görünüyor.

Polis amirleri, bu iki gözaltı için garip bir gerekçe gösterdiler. Davulcu ve zurnacının orada bulunmalarının “Halay çekilmesine zemin oluşturma” şeklinde açıkladılar.

Olayın medyaya yansıyış biçiminden, davul zurna gerçekten çalındı mı, çalındı ise toplantıda halay çekmeye yönelik bir hareketlenme oluşturdu mu, yoksa amirlerinde oluşan bir ihtimalden mi yola çıkıldı, bilmiyoruz.

Kaldı ki, davul-zurna çalınmış olsa bile,  icra edenlerin orada profesyonel bir amaçla bulunduklarını öngörmemiş olmaları da, ilginç.

Bu çerçevede, davulcu ve zurnacının ‘halay potansiyeli oluşturma  öznesi’ olarak gözaltına alınmalarının hukuksal dayanağı pek görünmüyor.

Toplantı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu, ilgili yönetmelikler ve daha önce valilikler tarafından bu tür etkinliklerde ‘halay çekme’ veya ‘davul-zurna çalınması’nı doğrudan yasaklayan bir ibare de yer almıyor.

Gerçi davulcu ve zurnacı daha sonra serbest bırakılmış ama, polisin bu tür nümayişlerdeki gereğinden fazla tepkili olduklarına dair yapılan itirazları yeniden gündeme getirmeye yetti.

Aslında, davul/zurna ile halay çekme arasında kurulan illiyet bağı yersiz değil, ama mevzuatta yeri yok.

Gerçekten de, davul zurna nerede çalınsa insanların önce ayakları kıpırdamaya başlar (buna ‘ayak alma’ deniyor), sonrasında ellerle dizlere vurma, nihayetinde serçe parmak veya kol kola, hafif omuz titretmek suretiyle, ayak üstü bitişik nizam yapılan halaya dönüşür (horon da olabilir). Benim diyen, bu coşkunun dışında kalamaz. Halay ritüellerini hiç bilmeyen bir insan bile, farkında olmadan kendini bu diziliş içinde bulur ve yanındakinin ayak hareketlerini taklit ederek kısa sürede, sanki kırk yıldır horon oynuyormuşçasına çok kısa sürede uyum sağlar.

Davul ve zurnanın tek tek değil, ama bir arada çalındığında hakikaten de insanlarımız üzerinde halay çekme dürtüsü yaratan bir etkisi var, yok değil, ama benim bildiğim kadarıyla, bu konuda mevzuatta bir düzenleme yok.

Ya da yasal bir dayanağı var, ama halay/horon konusunda pek hünerli olmayışım gibi,  bu konuda da eksiğim var.

Devamı için tıklayınız

T24

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.